30 Ekim’de meydan gelen ve 114 kişinin ölümüne neden olan depremin ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’le birlikte çadırlarda kalan depremzedeleri ziyaret etti. İki başkan düzenledikleri ortak basın toplantısında depreme hazırlıklı olabilmek için yeni yasal düzenlemelere gidilmesi gerektiğini söyledi.
Soyer, "Bundan sonraki yapacağımız çalışmalarda yaşadığımız şehirlerin daha güvenli hale gelmesi için, insanların yaşadığı konutlara daha çok güvenebilmesi için elimizden geleni yapacağız. Bunu için de depremle ilgili el birliği ile hazırlanacak yasa tasarılarına ihtiyacımız var” dedi.
“Var olan kanunlar işlemiyor”
İmamoğlu ise "Var olan kanunlar işlemiyor, yani ortada bir kanun yok. İlçe belediyesi, büyükşehir belediyesi, bakanlık gibi bir kavram kargaşası içerisindeyiz" diye konuştu. İstanbul’da da deprem beklendiğini hatırlatan İmamoğlu, “İstanbul depremi Türkiye'nin aslında bağımsızlık sorunu. O zaman biz afet öncesini afet sonrasından çok daha fazla ele almalı ve çözüm bulmalıyız. Her kurumun sorumlu olduğu gibi her vatandaşın da sorumluluğunu hatırlamalıyız. Depremden önce yapılaşma sorununu çözecekseniz bunun finansmanına ihtiyacınız var. Bir kanun tasarısı üstünde hep birlikte çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.
“Bu işin siyaseti yok, bilimi var”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyük depremi yaşadıktan sonra orada sigortacı da bankacı da kalmaz. Türkiye ekonomisini derinden sarsar. Ben hiçbir kurumun tek başına sorumluluk almamasına inananlardanım. Bu işi ilçe belediye başkanı da büyükşehir belediye başkanı da bakan da Cumhurbaşkanı da çözemez. Sadece hep birlikte çözebiliriz. Burada siyasi hiçbir şey söylemeden çalışmalıyız. Hükümetin açıkladığı rakamlara bakarsak tüm yapıları dönüştürmemiz için 110 seneye ihtiyacımız var. Birçok bina var tespit edilmiş yıkılamıyor ya da tespit için gidiyorsunuz sizi içeri koymuyorlar. Bu düzenlemede de vatandaş da demeyecek ki ben bir dairemin yerine beş daire alacağım. Gerekirse bir daire alacak gerekirse bir daireden az alacak. Bu ülkenin her köşesindeki yapı stokunu her anlamda güçlendirmemiz gerekiyor. Bu işin siyaseti yok. Bu işin bilimi var”.
“Beş okul ağır, 18 okul orta hasarlı”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da deprem bölgesinde 857 okulda hasar tespit çalışması yapıldığını belirterek, beş okulun ağır, 18 okulun da orta hasarlı olduğunu söyledi. Kurum, “Bu okullardaki taşınma süreci başlayacaktır. Dolayısıyla velilerimiz ve vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Hasarlı binalarda eğitim olmayacaktır. Bu okullardaki öğrenciler mahalledeki en yakın okula transfer edilecek” dedi.
Bölge genelinde hasar tespit çalışmalarının üç dört gün içinde tamamlanacağını vurgulayan Kurum, “Bugün itibariyle 61 bin 735 binada 348 bin bölümde hasar tespit çalışması tamamlandı. Ağır hasarlı ve yıkılacak olan toplam 309’dur. 3152 az hasarlı binamız var. 372 orta hasarlı binamız var” diye konuştu.
Çadırlarda 6408 kişi kalıyor
Kurulan 2 bin 700 çadırdan 944’ünün boş olduğunu kaydeden Çevre ve Şehircilik Bakanı, çadırlarda 6408 kişinin kaldığını söyledi. Ağır hasarlı binalarda oturanlar için yardımların başladığını ifade eden Kurum, “Orta hasarlılar için de yardım süreci başlatıyoruz” ifadesini kullandı.
AFAD da depremde yaralanan 1035 kişiden 1004’ünün tedavisinin tamamlandığını, 31 kişinin tedavisinin devam ettiğini duyurdu. Depremden 91 saat sonra enkaz altından çıkartılan üç yaşındaki Ayda Gezgin de tedavisi tamamlanarak taburcu edilenler arasında.
Bu arada şehrin farklı bölgelerinde kurulan çadır kentlerdeki sivil toplum kuruluşlarına ait yardım stantları ve çadırlar da kaldırılıyor. Halkevleri’nin Bayraklı’daki 75. Yıl parkında açtığı yardım standına polisin yaptığı müdahalede 5 Halkevleri üyesi ile 2 Öğrenci Kolektifleri üyesi gözaltına alındı. Dayanışma Ağı’na ait standı da kaldıran polis, burada da iki kişiyi gözaltına aldı.