Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı “2023 Eğitim Vizyonu” Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından kamuoyuna açıklandı.
Yeni vizyon, okullarda tasarım ve beceri atölyeleri kurmayı, ders saatlerinde azalmaya gitmeyi, eğitsel veri ambarı oluşturmayı, okullar ve bölgeler arasındaki farkları azaltmayı hedefliyor.
Vizyon, bu dönüşümün yol haritasını üç yıla yayarak kapsamlı eğitim reformunu kademe kademe hayata geçirmeyi planlıyor.
Sözleşmeli öğretmenlerin zorunlu süreleri 6 yıldan 4 yıla indiriliyor
Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gelecek planlarının öznesinin öğretmenler olduğunu söyledi ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılacağını açıkladı.
Cumhurbaşkanı, “Öğretmenlerimizin hem çalışma şartlarını, hem de birikimlerini uygun bir yere taşımakta kararlıyız. Sözleşmeli öğretmenliği yeniden düzenliyoruz. Hala 4+2 olmak üzere, toplam 6 yıl olan sözleşme süresini, 3+1 olmak üzere toplam 4 yıla indiriyoruz. Böylece birinci sınıfta öğrencileri devralan bir öğretmenimiz dört yıl sonunda bu evlatlarımızı bir üst okula yolcu edip görev süresini tamamlayabilecek” dedi.
Erdoğan’dan velilere çağrı: “Çocuklarınızı merdiven altı yerlere teslim etmeyin”
Yeni vizyonla velileri etüt yükünden kurtarmayı hedeflediklerini vurgulayan Erdoğan, bu planlamayla geleceğin Malazgirt zaferini kazanan Selçuklu sultanı Alpaslan ve İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’lerini yetiştirmeyi umduklarını ifade etti:
“Velilerimize sesleniyorum, lütfen çocuklarınızı merdiven altı yerlere teslim etmeyin. Lütfen çocuklarınızı hafta sonu kurslarına teslim etmeyin. Biz öğretmenlerimizi zaten ilave kurslarla çocuklarınızın hizmetine veriyoruz. Bu ücretli değil. Onun ücretini devlet olarak biz vereceğiz. Bu vizyonun neticelerini her yıl kademe kademe almaya başlayacak, inşallah 2023’te de yüzde 100 sonuca ulaşmış olacağız. Kalıcı bir programın ortaya çıktığını düşünüyorum. Gençler, geleceğin Alpaslan’ı olmaya hazır olun. Geleceğin Fatih’leri olmaya hazır olun.”
Ziya Selçuk: “Liselere dijital becerinin sızması gerekiyor”
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise dijital beceri arttırmak için çalışırlarken öğrenciler üzerindeki sınav baskını da azaltacaklarını dile getirdi.
Selçuk, “Biz bu sınava kademeler arası geçiş diye bakmıyoruz. Sınav bizim için muhakkak ikinci planda olması gereken bir unsur. Zamanla sınava giren öğrenci, sınavla girilen okul sayısını, okullarımız arasındaki imkan farklılıklarını azaltırsak, doğal olarak sınav baskısının azalması söz konusu olacak. Bütün ilkokullara, ortaokullara, liselere dijital becerinin sızması gerekiyor. Bu sadece okul çağı çocukları için değil, yetişkinler için de olacak. 22 yaşını aşmış insanların lise mezuniyetlerini sağlamak için yurtdışında yapıldığı gibi lise diploması verme imkanımız olacak. Japonya ve Singapur’da birçok ülkede lisede 5-6 ders var. Bizde 15-16 ders var. Bir çocuk bir sene boyunca spordan nasıl uzaklaştırılır? Ortaöğretimdeki ders çeşitliliğinin yarıya yakın azaltılması lazım” dedi.
Eğitim Sen, 2023 Eğitim Vizyonu belgesinin olumlu yanlarının olumsuz yanlarından daha az olduğu kanaatinde.
VOA Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Eğitim Sen 8 No’lu Şube Başkanı Zeliha Baksi, “Öğretmenlere güvencesiz bir çalışma vaat eden bir plan olarak görüyorum. Çünkü sözleşmeli öğretmenlerin görev süresini 3 artı 1 yıla indirmiş azalttık deniyor. Ama kadroya geçirilmiyorlar. Üstelik bu söyleniyor ama planda yer almıyor. Ücretli öğretmenlerin ücretleri iyileştirileceği söyleniyor. Kamuda bir güvenceli çalışma koşulu olmadığını görüyoruz. Ayrıca 100 binlerce ataması yapılmayan öğretmenle ilgili de istihdam planlaması göremiyoruz. Yine 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra haksız hukuksuz bir şekilde ihraç edilen öğretmenler. İşinden edilen öğretmenlerle ilgili hiçbir planlama göremiyoruz" dedi.
Baksi, İmam Hatip Liseleri hakkında kapsamlı bilgiler verilmesinin eğitimdeki imam hatipleşmenin artacağı anlamına geldiği görüşünde:
“İmam hatip liselerine uzun bir başlık açılarak, İHL’lerin sivil toplum örgütleri tarafından destekleneceği belirtiliyor. İmam hatipleşmenin daha da belirgin modelleşme olduğunun da açık bir delili olduğunu görebiliyoruz burada. 2023 vizyonu AKP’nin siyasi ideolojisine göre bir eğitim planlaması yaptığını öğrencilerin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda bilimsel yapıdan ve evrensel değerlerden uzak sadece piyasacı daha çok imam hatipleştiren yapıda bir planlama olduğunu düşünüyorum. Eğitimdeki kaosu ve sorunları gölgelemeye çalıştığını bu belgeyle gölgelemeye çalıştıklarını düşünüyorum.”
ERG: “’2023 Eğitim Vizyonu, eğitimdeki birçok soruna değiniyor”
On beş yıldır eğitim üzerine çalışan Eğitim Reform Girişimi (ERG) ise 2023 Eğitim Vizyonu’nu büyük ölçüde tatmin edici buluyor.
Reform denemelerinde hızla uygulamaya geçilmesinin negatif sonuçlar verdiğini gözlemleyen ERG üç yıllık programda özellikle ilk yılın hazırlığa ayrılmış olmasının işleri kolaylaştıracağını düşünüyor.
VOA Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan ERG politika analisti Yeliz Düşkün, “Eğitim alanında birçok ihtiyaç vardı. 2023 Vizyonu bu alanların birçoğuna değiniyor. Türkiye’deki okulların çocuklarına sunabildiği olanaklar açısından farklılaştığını biliyoruz. Bunların giderilmesi için okullara yatırım yapılacağı vurgulanıyor. Eğitimle ilgili değişiklerin aniden yapılmayacağı, veriye dayalı ve zamana yayılarak yapılacak olması da çok önemli. Orta öğretim eğitimin bel kemiği. 15 yaşında liseye devam eden çocukların, temel becerilerden yoksun olduğunu gösteren pek çok veri var. Uluslararası olarak çok geride olduğunu gösteren veri var. O yüzden orta öğretime özel önem verileceği söylendi. Özellikle de mesleki eğitime” diye konuştu.
Düşkün: “Dezavantajlı bölgelerde çalışacak öğretmenin teşvik edilmesi önemli”
Dijitalleşmenin eğitimin geneline yayılmasını doğru bulan ERG politika analisti, dezavantajlı bölgelere giden öğretmenlerin teşvik edilmesini de destekliyor:
“Dijitalleşme, dijital okur yazarlık gibi konular eğitimin her kademesinde yayılacak. Bir ders olarak okutulmaktan bahsedilmedi, bu bence iyi bir şey. Bu gibi konuların bir ders olarak sunulması değil eğitimin geneline yayılması verimli sonuç veriyor. Dezavantajlı bölgelerde çalışan öğretmenlere teşvikler verileceği söylendi. Pek çok ülkede daha dezavantajlı bölgede öğretmenler uzun süre kalmak istemiyorlar. Türkiye için çok uzun yıllardır problem. Öğretmenlerin bir yılı tamamlamadan dahi dönmeleri, sözleşmeli öğretmenlerin zorunlu kalması bu sorunları aşmamız gerekiyor. Buralarda öğretmenliğin teşvik edilmesi somut olarak adımları göreceğiz. Okullara yapılan yatırımların eşitleyici olması gerekir.”
Dinçer: “Dini vakıf ve derneklerle yapılan protokoller sürüyor”
Eğitimci Alaaddin Dinçer ise tam gün eğitime geçilmesine yönelik takvimin açıklanmaması ve 4+4+4 eğitim sisteminin devam etmesinin vizyonun en zayıf yönleri olduğu kanısında.
VOA Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan Dinçer, "Başarısızlığı kanıtlanmış olan 4+4+4’lük modele devam edilmesi, tam gün eğitim yapılan okullarda öğlen yemeklerinin devlet tarafından karşılanmaması, ikili eğitimden tam gün eğitime geçilmesi için bir takvim açıklanmaması eksiklikler. Ayrıca dini vakıf ve derneklerle yapılan protokollerin iptaline yönelik yeni bir şey yok. Sınavların okul, eğitim, öğrenci, öğretmen ve veli üzerinde yarattığı sorunları çözecek yeni bir açılım söz konusu. Ama bunun hangi zaman diliminde gerçekleşeceğine yönelik belirginlik bulunmuyor” dedi.