Türkiye’de sahneye konmadan dört saat önce yasaklanan 39 yıllık İtalyan oyununun Kürtçe performansının yönetmeni, hükümetin bunun PKK için bir terör propagandası olduğu iddiasını reddetti.
Beru (Yüzsüz), Nobel ödüllü İtalyan oyun yazarı Dario Fo'nun eseri “Klakson, Borazanlar ve Bırtlar”ın Kürtçe uyarlaması. Oyun, bağımsız bir kumpanya olan Teatra Jiyana Nu (Yeni Yaşam Tiyatrosu) tarafından en az üç yıl boyunca Türkiye'de ve yurtdışında sahnelendi. Ancak geçen hafta Türk makamları oyunun PKK’yı desteklediğini öne sürdü.
Oyunun yönetmeni Nazmi Karaman Amerika’nın Sesi’ne (VOA) yaptığı açıklamada "Propaganda değil sanat yapıyoruz" dedi. Karaman yasağın, hükümetin Kürtçe'nin kamusal alanlarda kullanımını sınırlamak için yaptığı siyasi bir hamle olduğunu söyledi.
Beru, ana muhalefet yönetimindeki İstanbul Belediyesi'nin Corona virüsü salgını sırasında zorluklar yaşayan bağımsız tiyatro şirketlerini destekleme projesi kapsamında İstanbul Şehir Tiyatroları'nın Ekim programına dahil edildi. Tiyatronun 106 yıllık tarihinde sahnelenen ilk Kürtçe oyun olacaktı.
Karaman, polisin kendisine Gaziosmanpaşa kaymakamının Salı günkü final provasından kısa bir süre önce kendisine yasak bildirimi gönderdiğini söyledi. VOA'in gördüğü bildiriye göre oyun, kamu düzenini ihlal etmekle suçlandı.
Ekibinin polise Türkçe altyazılarla inceleme için "birçok kez" izin başvurusunda bulunduğunu da sözlerine ekleyen Karaman, "Bugünden beri asayiş ihlali veya propaganda değildi. Neden şimdi?" diye soruyor.
Klakson, Borazanlar ve Bırtlar, Türkçe dahil birçok dile çevrildi. Michigan Üniversitesi Müzik, Tiyatro ve Dans Okulu'na göre oyun, "bir dönem İtalya'nın en zengin adamı ve en büyük otomobil şirketinin başkanına dayanan" bir siyasi hiciv.
Kürtçe oyunun aktörlerinden Rugeş Kırıcı, yetkililerin orijinal bir İtalyan oyununu Kürt isyancılara telkin olarak nitelendirmesinden şaşkına döndüğünü söyledi.
Kırıcı, "Dario Fo'nun oyunu PKK propagandası nasıl olabilir? Aslında bunu bir şaka olarak görüyorum. Türkiye'de onlarca tiyatro topluluğu bu oyunu sahneledi. 2001-2002 sezonunda Trabzon Devlet Tiyatrosu da bu oyunu sahneledi" dedi.
Yasağa tepkiler
Beru’ya getirilen yasak, ülkede bir tartışmaya yol açtı ve HDP, yasağı sadece İstanbul'da 5 milyon kişinin konuştuğu kaydedilen Kürtçe'ye yönelik bir saldırı olarak nitelendirdi.
HDP resmi Twitter hesabında, "Meydan okuduğumuz faşist zihniyet budur" dedi.
Benzer şekilde, ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da çarşamba günü yaptığı açıklamada kararı kınadı.
İmamoğlu, hükümetin geçen yılki yerel seçimlerden önce devlet televizyonu TRT Kurdi'de PKK lideri Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan ile yaptığı röportajı yayınlama hamlesine değinerek, “Kırmızı bülten ile aranan bir terör örgütü üyesinin televizyonda çıkıp açıklama yapması serbest. Kürtçe bilen vatandaşlarımızın gidip izleyeceği bir oyunu oynatmak yasak, suç. Böyle bir şey olmaz” dedi.
Ancak yetkililer, yasağın Kürtçe’ye uyarlama nedeniyle uygulandığını yalanladı.
İçişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Çataklı, Twitter’da yaptığı açıklamada, eleştiriyi "yeni bir yalan ve provokasyon daha" olarak nitelendirdi.
Çataklı, "PKK terör örgütünün propagandasını içeren tiyatro Kürtçe de olsa, Türkçe de olsa, Arapça da olsa müsaade edilmez. Buna izin verenlerle ilgili de gerekli yasal işlemler başlatılmıştır’’ ifadelerini kullandı.
İstanbul Valiliği çarşamba günü yayınladığı basın açıklamasında, "Gaziosmanpaşa Kaymakamlığımız “BERU” tiyatro oyununu Kürtçe dilde olduğu için değil, PKK propagandası içermesi nedeniyle yasaklamıştır. Konuyla ilgili adli süreç başlatılmıştır” ifadeleri yer aldı.
‘’PKK ile çatışma Kürtler’e karşı tedbirlerde kullanıldı’’
Merkezi Washington’da bulunan ve demokrasi, insan hakları ve siyasi özgürlüklerin teşvik edilmesini amaçlayan düşünce kuruluşu Freedom House, 2020 yılında dünyada özgürlükler raporunda, "PKK ile çatışma, güvenlik nedenleriyle Kürt festivallerinin yasaklanması ve Kürt belediye yetkililerinin dil ve kültürlerini tanıtma çabalarının tersine çevrilmesi de dahil olmak üzere Kürtler’e karşı ayrımcı tedbirleri haklı göstermek için kullanıldı" diyor.
Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası Araştırmalar Okulu'nda profesör olan Lisel Hintz'e göre, Kürt hareketinin sanatın kısıtlanması yoluyla bastırılması, iktidardaki AKP’nin, vatandaşların sahip olabileceği kimlikleri denetlemek ve kontrol etmek gibi daha geniş bir girişimini temsil ediyor.
VOA’e konuşan Hintz, "Bence bu aynı zamanda özellikle Kürtler’e, Halkların Demokratik Partisi'ne ve onları destekleyen herkese yönelik de demokrasi karşıtı hareket" dedi.
Geçen ay, 2014'te düzenlenen protestolar nedeniyle Kars Belediye Başkanı da dahil olmak üzere 82 HDP üyesi hakkında tutuklama emri çıkarıldı. Söz konusu protestolar, Suriye'nin kuzeyinde Kürtler’in çoğunlukta olduğu Kobani'nin IŞİD tarafından ele geçirilmesi üzerine başlamıştı.
Hintz, Beru yasağının iktidardaki AKP'nin ana muhalefet CHP'yi Kürt hareketine yakın gösterme taktiği olduğunu da savundu.
Lisel Hintz, "Bu, AKP'nin CHP'yi Kürtler’le ilişkilendirerek karalamaya çalışmasının bir yolunu temsil ediyor. Sadece Kürt hareketiyle ilişkilendirilmenin bile tehlikeli, vatanseverlikten uzak veya sahte bir şey olduğu fikri, kendi başına kınanacak bir şey" yorumunda bulundu.
- Mem Botani, bu habere İstanbul'dan katkıda bulundu.