Türkiye’de ifade özgürlüğü hakkını koruma gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nin “yargılama olmaksızın internet ortamındaki içeriklere erişim engeli getirilmesine ilişkin düzenlemenin” iptali kararı bugün hayata geçti. Şimdi ülke gündemindeki şiddet vakaları gerekçesiyle medya ile sosyal medya alanını kontrol etme amaçlı yeni yasa teklifi hazırlığı tartışılıyor.
Anayasa Mahkemesi (AYM), 5651 sayılı yasadaki 9’uncu madde kapsamında “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle yargılama süreci olmaksızın sulh ceza hakimliği kararıyla özellikle haber içeriklerine ilişkin erişim engeli kararı alınmasını Ekim 2023’te Anayasa’ya ve ifade özgürlüğü hakkına aykırı olarak değerlendirmişti.
AYM’nin sözkonusu maddeyi iptal etme kararı ise resmen bugün yürürlüğe girdi. Dolayısıyla artık tek taraflı şikayetler ve hükümet başvurularıyla alınan sulh ceza hakimliği kararlarıyla internet ortamındaki haber içeriklerine erişim engellemesi getirilemeyecek, sansürleme yapılamayacak.
AYM, ifade özgürlüğü gerekçesiyle internet ortamındaki erişim engeli kararlarıyla ilgili “Anayasa’ya aykırı” görüşünde olsa da son günlerde kamuoyunda rahatsızlık yaratan şiddet olayları üzerinden özellikle sosyal medya alanında düzenleme gerektiği görüşü sözkonusu. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) da tartışmaya müdahil olmasıyla birlikte medya alanını da kapsayacak şekilde yeni bir yasal düzenleme hazırlığı yapılması gündemde.
Prof. Dr. Akdeniz: “Sansür norm haline geldi, ifade ve basın özgürlüğü ise istisna”
İfade Özgürlüğü Derneği (İFÖD) kurucularından Prof. Dr. Yaman Akdeniz, VOA Türkçe’ye açıklamasında, son günlerdeki iktidar mesajlarıyla birlikte yeni internet yaptırımları beklenebileceğini ve bunun içinde etki ajanlığı düzenlemesi de olabileceğini söyledi.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iptal ettiği maddenin yerine yeniden “sansür” mekanizmasına dayalı yeni düzenleme yapılabileceğini işaret eden Akdeniz, “Bugün itibarıyla artık 5651 sayılı yasanın 9. maddesi yok, mevzuattan da kaldırıldı. Dolayısıyla, ‘kişilik hakları ihlali’ iddiasıyla ve erişimin engellenmesi veya içeriğin çıkartılması yaptırımı için sulh ceza hakimliklerine başvurulamayacak. Bu biraz nefes alma dönemi de yeni bir düzenleme yapılana kadar devam edecek” dedi.
Akdeniz, “Ben aslında arka arkaya gelen Instagram, Wattpad, Roblox ve Discord engellemerini de dikkate aldığımızda ve tabii ki özellikle basın özgürlüğünü ve basın arşivlerini de koruma altına almak için artık Türk hukukunda erişim engelleme ve içerik çıkartma yaptırımlarına yer verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Daha doğrusu, herhangi bir yargılama yapılmadan, basın kuruluşlarının savunması alınmadan ve sadece talep edenlerin iddiaları ve dosya üzerinden karar vermeleri sonucu bu kararların verilmemesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“Sansürün norm, ifade ve basın özgürlüğünün istisna olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve yeni düzenlemenin bu şekilde olmaması beklenir” görüşünü paylaşan Akdeniz, “Anayasa Mahkemesi bile gecikmeli olarak bu hükmü iptal etti. Benzer şekilde formüle edilecek yeni düzenlemeler de Anayasa Mahkemesi nezdinde ihlal kararıyla sonuçlanacaktır” ifadesini kullandı.
Medya ve sosyal medya alanına bakışta “sansürleme” odaklı yasal düzenlemeler yapıldığını vurgulayan Akdeniz, olası bir yasa taslağında, tepkiler üzerine 9’uncu yargı paketinden şu anda çıkarılmış durumdaki “etki ajanlığı” düzenlemesinin yeniden gündeme getirilebileceğini de kaydetti. Akdeniz, “Daha önceden dezenformasyon suçu gibi rafa kaldırılan bazı yeni ceza hükümlerinin ve diğer yaptırımların tekrardan Meclis gündemine geldiğini defalarca gördük. Dolayısıyla, etki ajanlığı konusu da yeni internet yaptırımlarıyla birlikte tekrardan gündeme gelebilir” diye konuştu.
İFÖD, AYM’nin bugün yürürlüğe girmiş olan iptal kararıyla ilgili detaylı açıklama da yaptı.
AYM’nin haber içerikleriyle ilgili kararı, şiddet vakalarıyla birlikte soruldu
Medya ve sosyal medya alanıyla ilgili yeni yasa hazırlığı konusunda ilk sinyali ise, hafta başında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik, AYM’nin internet ortamıyla ilgili hızlıca erişim engeli kararı alınmasını sağlayan düzenlemeyi iptalinin 10 Ekim’de yürürlüğe girmesine ilişkin soruya yanıtında verdi.
AYM’nin özellikle haber içerikleri için verdiği iptal kararı anımsatılarak, şiddet olaylarını azaltmak için medya ve sosyal medyayla ilgili yeni düzenleme ihtiyacıyla ilgili soru üzerine Çelik, “Esas olan özgürlüktür fakat şunu unutmamak lazımdır ki, bu bahsettiğimiz istismar, özgürlüğü de tehdit etmektedir. Yani özgürlük ne için vardır? İnsani değerlerin yüceltilmesi, insanın kendisini daha iyi ifade edebilmesi için vardır. İnsanlığı, kadınları ve çocukları tehdit eden bir özgürlük alanı söz konusu olamaz. Anayasa Mahkemesi’nin üyelerinin de bu tablodan rahatsızlık duymaması düşünülemez. Çünkü herkesin ailesi var, çocuğu var. Oradaki hukuki yöntem tekrar değerlendirilir, gözden geçirilir. Türkiye’deki hukuk sisteminde yüksek mahkemeler, bütün bu yanlış işler karşısında gereken tutumu alacaktır. Ama tabii her şey hukuk içinde gerçekleşecektir” dedi.
Adalet Bakanı Tunç da 5651 sayılı yasadaki yaptırımları arttırma mesajı verdi
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu da dünkü AK Parti Grubu toplantısında, tartışmalı sosyal medya platformu Discord’un erişime engellendiğini duyurdu. Uraloğlu, bir başka platform olan Twitch’in kapatılıp kapatılmayacağına ilişkin soruyu “Toplumumuzu korumak için her türlü adımı atacağız” diye yanıtladı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise, internet ortamıyla ilgili 5651 sayılı yasayı anımsatarak, “Bu kanun gereğince özellikle internet medyası üzerinden işlenen suçların önlenmesiyle ilgili yaptırımların daha da arttırılması ve bu konuda kararlılığı ifade ediyoruz. Bu alandaki sosyal medya şirketlerinin ülkemizin hukuk sistemine daha da saygı göstermesi lazım. Biz bu konudaki kararlılığımızı sürdüreceğiz” dedi.
Tunç, 1 Ekim’deki açıklamasıyla TBMM gündemindeki 9’uncu Yargı Paketi kapsamında “etki ajanlığı” düzenlemesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılabileceğini işaret etmişti.
RTÜK Başkanı Şahin ile AK Partili Yayman’ın ortak mesajı dikkat çekti
Son olarak RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ile TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, medya ve sosyal medya alanıyla ilgili dün görüşme gerçekleştirdiklerini X platformunda fotoğraflı paylaşımla kamuoyuna duyurdu. Şahin, AK Parti vekili Yayman’la görüşmesine ilişkin, “Vardığımız ortak nokta, dijital alan, tıpkı geleneksel yayıncılık gibi mutlaka düzenlemeli ve denetlemelidir” mesajını paylaştı.
Hemen ardından Şahin, RTÜK olarak denetimlere ağırlık vereceklerini belirterek, yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, özellikle “Medya, kaynağı belirsiz dedikodu ve iddiaları gündeme getiremez. Basın ve ifade özgürlüğü insanların mağduriyetlerine sebep olacak bir şekilde kullanılamaz. Bilhassa vicdanları yaralayan üzücü toplumsal olaylarda vicdansızca yayın yapılamaz” bölümü dikkat çekti.
CHP kontenjanından RTÜK üyesi Tuncay Keser ise, VOA Türkçe’ye değerlendirmesinde, son dönemdeki şiddet olayları gerekçeli yasal mevzuat hazırlanmasındaki riski vurguladı.
Keser, “Türkiye’de şu anda travma döneminin yaşandığını söyleyebiliriz. Bu olaylardan dolayı hep birlikte üzgünüz, yaşananlara kızgınız. Bu kızgınlıkla, yeni yasal düzenlemeler yapılması doğru değildir” dedi.
“Yeni yaptırımlar içerikli yeni bir düzenleme yapılması başka yanlışlıklara yol açabilecektir. Çünkü aslında mevzuat eksikliği yok, örneğin RTÜK açısından da yok, medya kuruluşlarıyla ilgili uygulamasında tutarlılık ve adil tavır eksikliği var” diyen Keser sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şiddet ortamından tek sorumlu medya ve sosyal medya gibi davranılması da doğru değil. Sosyo-ekonomik koşullar kaynaklı olumsuzlukları da değerlendirmek gerekiyor. Ülkemizde zaten basın ve ifade özgürlüğü alanında ciddi gerileme sözkonusuyken, yeni mevzuat yapılarak sansür ve oto sansürü arttırma girişimlerinden uzak durulmalı.”
Forum