Liberal sağ Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) lideri Mark Rutte’nin yerine gelen Türkiye kökenli Dilan Yeşilgöz-Zegerius ve Yeni Sosyal Sözleşme (NSC) Partisi'nin lideri Pieter Omtzigt Hollanda’da bugün yapılacak genel seçimler öncesindeki anketlerin favorisi.
Önce Slovakya, ardından haftasonu Arjantin’de yapılan seçimlerde aşırı sağ popülist adaylar kazanırken, gözler Hollanda seçimine çevrildi.
Slovakya ve Arjantin’e benzer şekilde tarihinin en belirsiz seçimlerinden birisine giden Avrupa Birliği’nin kurucu ülkelerinden Hollanda’da seçmenler tercihleriyle ülke siyasetinde yeni bir sayfa açacak.
Seçimlerde, aşırı sağ popülist partilerin iktidara gelme ya da iktidara ortak olma ihtimalleri güçlü.
Hollanda hükümetinin başında 13 yıl gibi rekor bir süre görev yapan eski Başbakan Mark Rutte, Macaristan Başbakanı Victor Orban ile birlikte AB’nin en çok görevde kalan lideri rekorunu elinde tutuyordu.
Temmuz’da dörtlü koalisyon hükümetinin çökmesinin ardından istifasını açıklayan ve dört ayda ülkesini erken genel seçimlere taşıyan Rutte, 16 yıldır ilk kez aday değil. Rutte, Türkiye’nin 1952’den beri üyesi olduğu Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreterliği’ni istiyor.
Karmaşık bir siyasi yapıya sahip olan Hollanda’da seçimler belirsizliklerle dolu ve seçmenler her zamankinden daha kararsız. Ancak kesin olan tek şey, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’den boşalacak koltuğa talip olduğunu açıkça dile getiren Mark Rutte'nin yarışta olmaması.
Seçim yasaklarından hemen önce, 20 Kasım’da yayınlanan I&O Research anketine göre, Hollanda Meclisi için önde gelen dört adayın başa baş olduğu yeni bir resim oluşuyor.
Seçimlerde, parlamentoda bulunan 150 sandalye için 27 siyasi parti yarışıyor. Anketler, bunların 18’inin meclise girme ihtimali olduğunu gösteriyor. Üstelik seçimleri önde götürmesi beklenen dört büyük parti başa baş durumda. Bu da şimdiden, muhtemelen uzun bir “koalisyon müzakereleri” döneminin habercisi.
Dilan Yeşilgöz ilk kadın Başbakan olacak mı?
Seçimlerde Başbakan Rutte’nin istifasının ardından, liberal Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi’nin (VVD) başına geçen, Türkiye kökenli Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz-Zegerius, başbakanlık koltuğu için en iddialı isim. Rutte’nin geride bıraktığı olumlu ekonomik ve diplomatik bilançodan faydalanacak olan Yeşilgöz, Hollanda’nın ilk kadın başbakanı olabilir.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) mensubu sendikacı bir babanın kızı olan Ankara doğumlu Dilan Yeşilgöz, 12 Eylül Darbesi’nin ardından sekiz yaşında Hollanda’ya geldi. Yeşilgöz, 2017’den bu yana parlamento üyesi; üç yıl boyunca hükümette, önce ekonomiden sorumlu devlet bakanı, ardından adalet bakanı olarak görev yaptı.
Kampanya boyunca Hollandalılar arasında özellikle hassas bir konu olan güvenlik ve göç konularında mesajlar verdi. Sosyal medyada köpeklerinin resimlerini yayınladı, kampanya klibinde boks eğitimi aldığı görüntüleri paylaştı.
Hollandalıların hassas olduğu göç konusunda, göçmenlere karşı sert politika uygulanması gerektiğini söyledi, hatta İslam ve göç karşıtı aşırı sağcı Geert Wilders ile koalisyona gidebileceğini açıkladı.
“Mesih” Omtzigt de iddialı
Seçimlerin diğer iddialı ismi Ağustos ayında kurduğu partisi Yeni Sosyal Sözleşme (NSC) ile bir anda Hollanda siyasetinde büyükler kulübüne giren 46 yaşındaki milletvekili Pieter Omtzigt. Popülist sağcı Omtzigt, yolsuzlukla mücadelesi nedeniyle ülkesinde ulusal bir kahraman hatta bir “mesih” olarak adlandırılıyor.
Eski Hıristiyan Demokrat milletvekili, etnik kökenlerine dayanarak yanlışlıkla çocuk yardımı dolandırıcılığıyla suçlanan 20 bin aileye ilişkin bir skandalı ortaya çıkardıktan sonra, 2021'de Mark Rutte hükümetini devirmesiyle tanınıyor. Bu sistem karşıtı aday, Hollanda'nın siyasi manzarasını sarsıyor ve değişim arayan seçmenlerin de ilgisini çekiyor.
Büyük bir devlet reformu vaat eden Omtzigt, "Daha iyi kontrole ihtiyacımız var ve bunu başarmak için Hollanda devletinin reformu da dahil olmak üzere büyük değişimlere ihtiyacımız var" mesajını veriyor.
Yeşil-sol ve aşırı sağ yakın takipte
Anketlerde iki favorinin hemen arkasında, yeşiller ve sosyal demokratların ittifakına liderlik eden eski Avrupa Komiseri Frans Timmermans ve Hollanda siyasetinin bilinen yüzü aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders yer alıyor.
AB Yeşil Anlaşması'nı savunan, güçlü çevresel referanslara sahip ve AB içinde “güvenilir bir politikacı” olarak tanınan Timmermans, özellikle koalisyon ittifakları içinde yer alacak bir oranla seçilirse, iktidarın belirleyici isimlerinden birisi olacak.
“Başbakan olma konusunda iddialı olmadığını açıklayan Omtzigt, sandıktan güçlü bir oyla çıkarsa, iktidara sağın mı, solun mu geleceğine karar verebilecek kilit isim olacak.
Seçim kampanyasında ve anketlere önde görülen bir başka aday da, çiftçilerin AB tarafından getirilen çevre planlarına karşı öfkesinden beslenen ve elitlere savaş açan Çiftçi-Vatandaş Hareketi (BoerBurgerBeweging-BBB) ve lideri Caroline van der Plas.
Avrupa’daki Sarı Yelekliler gibi sosyal hareketler sonrası büyüyen ve Mart ayında yapılan seçimlerde etkileyici bir zafer kazanarak senatonun en büyük partisi olan BBB’nin de etkili olabileceği belirtiliyor. Buna rağmen anketler, BBB’nin, genel seçim kampanyasında gerilediğini ve dokuz sandalye çıkarabileceğini gösteriyor.
Forum