Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, 23 Haziran seçim sonuçlarına bakarak erken seçim konuşmadıklarını söyledi ve “önceliğimiz en temel meselemizin çözümüdür” dedi. Temelli, Türkiye’nin bir an önce eşit yurttaşlık temelinde anayasasını yapması gerektiğini söyledi.
“Karanlık tabloyu parçaladık”
Partisinin İzmir’de düzenlediği Ege Bölge Örgütlenme Konferansı’na katılan Temelli, 23 Haziran’da yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde karanlık tabloyu parçaladıklarını belirtti. Temelli şunları söyledi: “Siyaset yapma hakkımızı gasp etmek isteyenler, Türkiye’yi siyasetsizleştirmek isteyenler Türkiye’yi içinden çıkılmaz hale getirdiler. Bu tekçi anlayış, yani siyaset hakkını gasp eden, farklı siyaset yapma anlayışlarını yok sayan bu tekçi anlayış bugün Türkiye’nin önüne kara bir tablo koydu. 23 Haziran’da yaptığımız bu tabloyu parçalamaktı, bu gidişata dur demekti. 23 Haziran’da yaptığımız insanları siyasete yeniden davet etmekti. Bunu yaptık. Evet yeniden insanları siyasete davet ettik. Sadece bir belediye başkanlığı seçimi değildir mesele. Eğer öyle olsaydı siyaseti sıkıştığı alandan çıkarma şansımız olmayacaktı. Bir umut olduk, 31 Mart'ta, 24 Haziran'da olduğu gibi. Tüm Türkiye halklarını emekçilerin, kadınların beklediği o umudu yarattık”.
“Türkiye siyasetinin kulvarını değiştirdik”
Temelli, güçlü ve özverili bir çalışmayla Türkiye siyasetinin kulvarını değiştirdiklerini belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye siyasetinin bu tekçi anlayışa mahkum olmadığını çok güçlü bir şekilde ortaya koyduk. Bunu ancak biz yapabilirdik. Başarımızın arkasında da yatan onlarca yıllık mücadelemiz ve güçlü fikriyatımızdır. Şimdi bölge konferanslarımızla artık önümüze bakacağız, önümüzdeki dönemi örgütleyeceğiz. Taban örgütlülüğümüzle, radikal demokrasi anlayışımızla önümüzdeki dönemin siyasetini biçimlendirmeye ve o kulvarı belirlemeye devam edeceğiz”.
“Tecridi kırmak gerekiyordu”
Ülkenin dört yıl boyunca hukuksuzluk ve adaletsizlik cenderesine sıkıştırıldığını kaydeden HDP Eş Genel Başkanı, “23 Haziran seçimleri bu anlamıyla önemli bir eşikti, ‘Bu eşiği başarı ile geçmek 24 Haziran’dan sonra bu yolu çok hızlı bir şekilde açacaktır’ dedik öyle de oldu. Bugün birçok tartışma izliyoruz, bu tartışmaların olabilmesi için bile bu yolun açılmasına ihtiyaç vardı” diye konuştu.
Temelli, “Mutlak tecridin başladığı 5 Nisan 2015’ten bugüne kadar ülke her gün yeni bir hukuksuzluğa yeni bir adaletsizliğe tanık oldu. Adeta ülke tecritleştirildi. Bu tecridi kırmak gerekiyordu. Bu tecridin kırılması kritik bir hamleydi. Tecridin kırılması için bir direniş var edilmeliydi ve o direniş var edildi. Leyla Güven şahsında binlerce direnişçi açlık grevleriyle, toplumun önemli bir kesiminin de duyarlılığı ile bu direniş var oldu. Bu önemliydi ama bunun ötesinde siyasete doğru yerden müdahale etmek de kritik bir öneme sahipti. Bunu da hep birlikte başardık. 24 Haziran’da sandıklara giderken, 31 Mart’ta sandıklara giderken ve 23 Haziran’da sandıklara giderken demokrasi ve barış mücadelesinde tüm Türkiye’yi ayağa kaldırdık” dedi.
Öcalan’la konuşma çağrısı
Demokrasi zemininde buluşmanın yolunu açtıklarını söyleyen Temelli, “Bunun olanaklı olduğunu söyledik, toplumu buna ikna ettik. Umut buradaydı. Bir demokrasi zemininde buluşmadan siyaset yapma şansımız yok. O demokrasi zeminini var etmeliyiz” ifadesini kullandı.
HDP’nin bir yandan faşizme karşı mücadelesini kararlı bir şekilde sürdüreceğini belirten Temelli, bir yandan da yarını örgütlemek gerektiğini vurguladı. Temelli, “O yüzden de radikal demokrasinin gereği olarak müzakere sürecine geç kalmadan, bugünden başlamalıyız. Demokrasi ittifakı dediğimiz mesele bu çağrıdır. Gelin Türkiye’nin tıkanmış yollarını, demokrasi yolunu hep birlikte açalım. Gelin demokrasi ittifakında buluşalım. Gelin konuşalım. Gelin Öcalan’la konuşalım. Gelin Türkiye’nin bu en önemli sorununun çözümünü üretmiş olan Sayın Öcalan’la konuşalım. Meselenin muhatabı ile muhatap olalım. Sadece HDP olarak değil. Türkiye’deki bütün toplumsal kesimler ve politik özneler bu inisiyatifi almalı ve konuşmalıdır. Geçmişin karalamaları ve hesaplaşmaları üzerinden değil geleceğin kurucu öznesi olma hakkıyla hareket etme zamanıdır” dedi.
Eşit yurttaşlık temelinde anayasa
Tüm Türkiye’yi müzakere sürecine davet ettiklerini söyleyen Temelli sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun bir yolu hiç geç kalmadan anayasamızı yapmaktır. Toplumsal muhalefetin bütün özneleri ile kadınlar, gençler, emekçiler, STK’lar, sendikalar ve siyasi partilerle ve bir an önce Türkiye hep birlikte anayasasını yapmalı. Eşit yurttaşlık temelinde anayasasını var etmelidir. Herkesin kendini içinde bulacağı, aidiyet duygusunu taşıyacağı bir toplumsal sözleşmeyi hep birlikte var etmeliyiz.”
“Bugün İmralı’dan gelen tavsiye de bu yöndedir. Toplumu demokratik anayasa konusunda bir uzlaşmaya davet etmektedir. Eğer bizim en kadim sorunumuz, baş edemediğimiz, bir türlü çözemediğimiz sorunumuz Kürt meselesiyse buradan başlamakta yarar vardır. Tıpkı Dolmabahçe Mutabakatında altı çizildiği gibi. Bu sesi duymazdan gelmek yerine, 2013'e dönüp bakmakta, o süreci bir kez daha tetkik etmekte yarar var.”
“Seçimler artık geride kalmıştır”
Bugün siyasetteki var olan bu gelişmeleri doğru okumak zorundayız. Seçim başarılarına kilitlenip sandığa hapsolmak çözüm üretmez. Evet sandık başarılarıyla birkaç gün övünebilirsiniz. Ama dönüp siyaseti yeniden statükoya teslim ederseniz o sandık başarılarından geriye hiçbir şey kalmaz. Şimdi artık önümüze bakma zamanıdır, seçimler geride kalmıştır. Bu anayasa zemininde buluşacak olanlar bir an önce inisiyatif almalıdır, toplumun önünü açmalıdır.”
HDP içinde ayrılık olduğu iddialarına da değinen Temelli, "Bu kadar güçlü bir örgütseniz, bu kadar güçlü bir fikriyatınız varsa sizinle uğraşan da çok olur. Diyorlar ki 'HDP içinde ayrılık, gayrılık var'. İçimizde ayrılık gayrılık yok. Yan yanayız, bir aradayız. Kimimiz içeride, kimimiz tecritte, kimimiz dışarıda. Ama nerede olursak olalım, aynı duyguyla, aynı anlayışla mücadelemize kararlı şekilde devam ediyoruz. Gönül istiyor ki tüm yoldaşlarımızla bir arada olalım. Tecrit bitsin, tüm tutsaklar özgür kalsın. Bu, gönlün istemesiyle olmaz; bunu ancak mücadele ile başarabiliriz" dedi.