Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) de Öcalan ile görüşmek için başvuru yaptı. Her iki partinin yöneticileri, Adalet Bakanlığı’na görüşmeye izin verilmesi çağrısı yaptı.
Diyarbakır’da bir basın toplantısı düzenleyen Halkların Demokratik Partisi, Demokratik Bölgeler Partisi ve Demokratik Toplum Kongresi yöneticileri, İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan’ın, yakınları ve avukatlarıyla görüştürülmemesini gündeme getirdi.
Toplantıda ilk sözü alan DBP Eş Genel Başkanı ve Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz, Öcalan’ın 20 aya yakın bir süredir kimseyle görüştürülmediğini söyledi. Öcalan’a tecrit uygulandığını öne süren Aydeniz, “Tecrit süreklileşen bir politikaya dönüştürüldü” dedi.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Aydeniz ve bazı HDP’li milletvekilleri de Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvurdu.
Aydeniz başvurulara dikkat çekerek, toplumun kaygılarının giderilmesi için Öcalan’la görüşmeye izin verilmesi gerektiğini belirtti.
“Bugün İmralı’ya yaklaşım, İmralı’da yürütülen hem hukuki hem siyasi hem toplumsal sonuçları olan bir yaklaşımdır. Bu ülkenin anayasası var, hukuku var ama İmralı’da uygulanan tecrit sistemi hukuku aşan, siyaseti aşan vicdanı ve ahlakı da aşan bir durumdur“ diyen Aydeniz, Abdullah Öcalan’a yaklaşımın aynı zamanda siyasete, hukuka ve toplumsal kesimlere yaklaşım olduğunu söyledi.
Daha önce HDP eş genel başkanlarının da görüşme için başvuru yaptıklarını hatırlatan Aydeniz, Öcalan’la diyalog ve müzakere zemini oluşturulması halinde bu sorunların çözüleceğine inandıklarını dile getirdi.
Öcalan’ın çoklu krizlere ve Kürt sorununa dönük somut çözüm önerileri olduğuna inandıklarını belirten Aydeniz, “Bir an önce başvurularımıza cevap verilmelidir” dedi.
Öcalan’ın öncelikle ailesi ve avukatlarıyla görüşmesi gerektiğine vurgu yapan Aydeniz, Demirtaş ile yapılacak bir görüşmenin de önemli olduğunu söyledi.
Daha sonra söz alan DTK Eş Başkanı ve HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk de, muhalefetin ve sivil toplumun da Öcalan’ın durumuna duyarlı olmasını istedi.
CPT’ye tepki
Aydeniz ve Öztürk Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’ne (CPT) tepki gösterdi. Aydeniz, Öcalan’ın CPT’nin görüşme talebini kabul etmediğini açıklayarak, açıklama yapmamasına tepki gösterdi. Görüşmenin gerçekleşmemiş olmasının endişeleri arttırdığını savunan Aydeniz, Abdullah Öcalan’la 20 aydır hiçbir iletişim kurulmadığını dile getirdi.
Saliha Aydeniz, “CPT’yi reddetmesi bile durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. Sağlığıyla ilgili herhangi bir şey bilmiyoruz. Öcalan’ın sağlığı ve güvenliği Kürt halkının ve Ortadoğu halklarının önemsediği bir konu. Tabii ki kaygılarımız var” diye konuştu.
Öztürk de konuşmasında CPT’ye tepki gösterdi. CPT’nin Öcalan ile ilgili açıklama yapması gerektiğini savunan Öztürk, “CPT’nin işkenceye karşı çıkması gerekiyor. İmralı Cezaevi’ne baktığımızda işkence var. CPT’nin amacı başka, başka işler için Türkiye gelirken, ‘Gidip İmralı’yı da ziyaret edelim’ diyorlar. Bu yaklaşım ucuz bir yaklaşımdır. Bu durum neyi gösteriyor? Bize gösteriyor ki siz de bu faşist AKP-MHP sistemine ortaksınız. ‘İnsan haklarını savunuyoruz’ diyorsunuz. En büyük vicdansızlıkta faşistlerle en büyük ortaklığı siz yapıyorsunuz. Bizler ve halkımız CPT’nin bu durumunu kabul etmiyoruz. ‘Hukuku adaleti savunuyoruz’ diyen herkesin CPT’nin bu yanlışına karşı durmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.
CPT, 1989'da yürürlüğe giren “İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele ve Cezanın Önlenmesi için Avrupa Sözleşmesi” uyarınca oluşturulan bir insan hakları komitesidir. Komite bu sözleşmeye taraf ülkelere yaptığı programlı ya da önceden haber vermeksizin ziyaretlerle o ülkelerde işkence ve benzeri uygulamaların olması olası sivil ya da askeri gözaltı merkezleri, hapishaneler, hastaneler, akıl hastaneleri, göçmen misafirhaneleri gibi yerlerine yaptığı ziyaretler sonucunda hazırladığı raporlar ve bu raporlarda yer alan tavsiyeler yoluyla işkencenin önlenmesi konusunda uluslararası denetim ve iş birliği sağlamayı amaçlıyor.