Amerika muharebe kuvvetlerinin Irak’tan çekilmesi ülkede şiddet olaylarının azalmasını sağlamadı. Irak’ta haftasonundan beri yaşanan şiddet olaylarında yüzlerce kişi öldü. Öte yandan Ortadoğu barış görüşmeleri Washington’da geçen hafta başladı ama Washington’da uzmanlar görüşmelerin başarıyla sonuçlanacağından emin değil. Eski Başkan George W. Bush’un ulusal güvenlik danışmanı Steven Hadley Ortadoğu’daki gelişmeleri ve bu gelişmelerin Türkiye-Amerika ilişkileri üzerindeki etkisini değerlendirdi.
Amerika Irak’ta güvenlik sorumluluğunu Irak güvenlik güçlerine devretti ancak bu durum ülkedeki terör olaylarının dinmesinde şimdilik etkili olmuş görünmüyor. Pazar günü bir Irak askeri üssüne el Kaide tarafından yapılan saldırıda 12 kişi hayatını kaybetti. Irak savaşının mimarlarından eski ulusal güvenlik danışmanı Steve Hadley Irak’ta son 7 yılın çok uzun ve sancılı geçtiğini söyledi.
"Hayatını kaybeden, yaralanan Amerikan askerleri, bu asker ailelerinin acısı, ekonomik yük ağır, tabii savaşın Iraklılar’a etkisi daha da büyük oldu. Irak halkı hem Saddam rejimi altında hem de savaş sırasında çok acılar çekti. Nihayet Irak halkı için geleceklerini kurma fırsatı doğdu. Iraklılar’ın bu geleceğin demokratik bir gelecek olmasını tercih etmeleri beni sevindiriyor. Iraklılar şu anda demokratik bir hükümet kurmak için çalışıyor. Bu gerçekleşirse Irak Ortadoğu’ya örnek teşkil edebilecek. Hepimiz bu savaşta hayatlarını kaybedenlerin bilincindeyiz. Irak halkına ve koalisyon ortaklarına da yardımları nedeniyle minnettarız. Daha yapılacak çok iş var ama bir çok amaca da ulaşıldı. Amerika ve Türkiye’nin Irak’a destek vermeye devam edeceğini umuyorum."
Hadley Amerikan askerlerinin tamamının Irak’tan çekilmesinin ardından Irak’a komşu ülkelere çok iş düşeceğini de belirtti.
"Bence Irak bunu başarabilir. Şu ana kadar bir çok zorluğun üstesinden gelindi. Ama komşularının da yardımına ihtiyacı olacak. Türkiye Irak’ın desteğine ihtiyaç duyduğu ülkelerden biri. 31 Aralık 2011 tarihinden sonra da Irak ile yakın ilişkiler devam etmeli. Umudum Başkan Obama yönetiminin de bu konuda kararlı olduğunu ortaya koyması."
Hadley’e Bush yönetiminin özellikle yönetimin son zamanlarında üzerinde yoğunlaştığı Ortadoğu barışını sorduk. Hadley barış görüşmelerine şüpheyle yaklaşmak için çok sebep olduğunu, bu nedenle de Obama yönetiminin beklentileri düşük tutmaya çalıştığını söylüyor.
"Görüşmelere şüpheyle yaklaşmak için çok sebep var. Son 20 yıl şiddet, çatışma ve başarısızlıkla sonuçlanan iki barış görüşmesi ile geçti. Dolayısıyla bu görüşmeler de başarısız olursa barış görüşmeleri toptan inandırıcılığını yitirir kaygısı var. Bu durum şiddetin artmasına da neden olabilir. Camp David görüşmeleri kesilince şiddet artmıştı. Kuşkulu olmak için çok neden var. Bu yüzden de yönetim beklentileri en azda tutmaya çalışıyor. Görüşmeler neden şimdi başladı sorusuna gelince, iki devletli çözüm için zamanın tükendiğine dair bir kaygı var. Eğer şimdi bir şey yapılmazsa şiddet ve acı bitmeyecek. Ama umutlu olunacak alanlar da var. Örneğin Filistin lideri Mahmud Abbas Filistin devletinin temelini oluşturacak kurumlar üzerinde çalışıyor. Filistin güvenlik güçleri ile İsrail güvenlik güçleri arasında işbirliği yapılıyor. Bir barış anlaşmasının neye benzeyeceği zaten belli. Arap devletleri de bu sürece destek veriyor."
İsrail ile görüşmelere Gazze’yi idaresi altında bulunduran Hamas örgütü karşı çıkıyor. Hadley Filistinliler’in kendi aralarında anlaşabilmeleri için barış anlaşmasının bir araç olarak kullanılabileceğini söylüyor.
"Filistin devletinin kuruluşuna olanak veren bir barış anlaşması Hamas ve El Fetih arasındaki ayrılığı giderecek tek çözüm yolu bence. Anlaşma sağlanırsa Abbas Hamas’a gidecek ve ‘karar verme vakti geldi. Şiddeti bırakıp siyasi sürecin bir parçası olmak ister misiniz? diyecek. Hamas sürece dahil olmayı kabul etmezse Gazze halkı kendi kaderlerini tayin edecek. Ben Hamas ve El Fetih uzlaşması için başka çare göremiyorum. Mısır’ın tarafları uzlaştırma çabası başarısız oldu."
Eski ulusal güvenlik danışmanı Ortadoğu’daki gelişmelerin Türk dış politikasına etkisini de değerlendirdi.
"Erdoğan hükümetini destekledik. Bu anlaşmazlıklarımız olmadı demek değil. Türkiye en yakın müttefiklerimizden biri. Türkiye Ortadoğu’da örnek ülke ve potansiyel olarak bir köprü vazifesi görüyor. Türk dış politikası bölgede daha aktif bir rol oynamaya başladı. Atatürk zamanında Türkiye komşularıyla en az seviyede ilişki kurmayı tercih ediyordu. Ama şimdi doğu batı arasında yaşanan sorunları çözmede önemli bir rol oynayabileceğine inanıyor. Köprü görevini benimsiyor ve bunu yaparken de bu işlerin çok hassas olduğunu öğreniyor. Amerika Türkiye’nin demokratik reformlar doğrultusunda ilerlemeye devam edeceğini umuyor."
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun komşularla sıfır sorun politikasının özellikle Amerikan Kongresi’nde hoşnutsuzluk yarattığı bir gerçek. Kongre Türkiye’nin İran ve İsrail politikalarından memnun değil. Hadley özellikle İsrail ile ilişkilerin düzeltilmesinin Türkiye’nin ulusal çıkarları için hayati olduğunu belirtti.
"Türkiye ve Amerika arasındaki ilişkiler öyle uzun zamandır devam ediyor ki hem Türkler hem Amerikalılar bazen bu durumu yeterince kavrayamıyor. birçok Amerikalı Türkiye’nin dış politikasını anlamıyor. Görüştüğüm her Türk yetkiliye söylüyorum. Türk diplomatların Türkiye’yi Kongre’de daha iyi anlatması lazım. Komşularla sıfır problem politikasına gelince: Ortadoğu küçük bir bölge. İsrail bu komşulardan biri. Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini iyileştirmesi kendi ulusal çıkarı için önemli. Özellikle de Ortadoğu barış görüşmeleri başlamışken."
İran konusunda ise Hadley’e göre Türkiye ve Amerika prensipte anlaşarak bu ülkeye karşı diplomasilerini koordineli bir şekilde yürütmeli.
"Ortadoğu’daki tüm ülkeler İran’ın nükleer silaha sahip olmasının bölgede istikrarsızlık yaratacağı konusunda görüş birliği içinde. Ortadoğu’da istikrarsızlık Türkiye’yi de etkileyecektir. Taraf tutmak anlamına gelir mi bilmiyorum ama hepimizin bir prensipte anlaşması gerekir. Bu prensip de terörizmi desteklemenin Ortadoğu için iyi olmadığı. İran Ortadoğu’da teröre destek veriyor. İran’ın nükleer silah geliştirmesi de olumsuz bir durum. İran rejiminin uranyum zenginleştirmekten vazgeçmesi için çalışmamız lazım. Çünkü asıl sorun uranyum zenginleştirme programı. Amerika ve Türkiye bu prensiplerde anlaşabilir ve diplomasilerini koordineli şekilde yürütebilir."
Steve Hadley Türkiye ve Amerika’nın çok eski ve çok önemli bir ortaklıkları olduğunu ve iki tarafın da ilişkileri düzeltmek için samimi bir çaba harcadığından emin olduğunu belirtiyor.