İSTANBUL —
Türkiye her geçen gün daha da sertleşen bir seçim süreci yaşıyor. Liderler, seçim meydanlarında birbirleri hakkında sert sözler söylerken, gerginlik sokaklarda da kendisini hissettiriyor. Önceki gün Berkin Elvan’ın cenaze töreni sonrasında polisin kalabalığa sert müdahalesi, o gece Burak Can Karamanoğlu’nun öldürülmesi ‘provokasyon’ endişelerini de arttırıyor.
Provokasyon ihtimali Halkların Demokratik Partisi’ni endişelendiriyor. Amerika'nın Sesi'nden Hilmi Hacaloğlu, Aksaray, Ordu ile İzmir’in Urla, Muğla’nın Fethiye ilçelerinde saldırılara uğrayan HDP Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü’yle son süreci konuştu:
‘Eli sopalılar devreye sokuldu, ben Cihangir’de onları gördüm’
VOA: “Berkin Elvan’ın cenaze töreninin ardından Burak Can Karamanoğlu’nun öldürülmesi ‘provokasyon oluyor’ söylemini güçlendiriyor. Seçim sürecine yaklaşılırken bu durum sizi endişelendiriyor mu?”
Ertuğrul Kürkçü: “HDP olarak herhangi bir arıza olmadan seçimlere ulaşmayı istiyoruz. Bu seçimlerin kazananı biz olacağız. Seçim güvenliği bizim için çok önemli. Bize yönelik saldırıların da bu seçim ortamını germek ve sandığa giden yolu kapamak için düzenlendiğini biliyoruz. Bugüne kadar bu saldırıları serinkanlılıkla savuşturmayı becerdik. Ancak ben Türkiye’deki herkesin de bizim yolumuzdan ilerlemesinin doğru olacağını söylemek isterim. Ancak hükümetin bu açıdan kafasının karışık olduğunu gözlüyoruz.”
VOA: “‘Hükümetin kafası karışık’ diyerek ne kast ediyorsunuz?”
EK: “Şunu: AKP’nin provokasyona yol açabilecek eylemler içinde olduklarını görüyoruz. Sivil milis yapılarının ortaya çıkarıldığını, eli sopalıların devreye sokulduğunu görüyoruz. Total kuvvet oluşturma niyeti kabul edilemez. Hükümetin toplumsal çatışmayı davet ettiğini hatta bunu öngördüğünü düşünebiliriz. Okmeydanı’nda yaşanan gerilim ve ölüm olayı bunun sonucu. O gece Okmeydanı’nda elektriklerin kesildiğini hatta eli sopalı sivillerin Kasımpaşa’dan Okmeydanı’na çıktığını biliyoruz. Cihangir’de ben şahsen eli sopalıları devriyeleri kendim gördüm.”
‘AKP olağanüstü rejim arayışında’
VOA: “Tüm bunlar neye işaret ediyor?”
EK: “Bütün bunlar olağanüstü rejim arayışının AKP eliyle sürdürüldüğünü gösteriyor. AKP siyaseti ortadan kaldıracak güvenlik hükümeti haline gelmiş durumda. Seçimleri tehlikeye düşürebilecek her türlü davranış yalnız Türkiye’deki toplumları değil bütün dünya halklarının tepkisini çeker.”
‘Türkiye mali yönden haydut devlet statüsünde’
VOA: “18 Mart’ta TBMM, dört bakan hakkındaki fezlekelerin görüşülmesi üzerine olağanüstü toplantıya davet edildi. HDP’nin tavrı ne olacak?”
EK: “Biz de o talebin altına imzamızı attık. Fezlekelerin görüşüleceği gün Meclis’te olacağız. Fezlekelerin içeriğine bakınca Türkiye’nin mali yönden bir haydut devlet statüsünü yükselmekte olduğunu görüyoruz. Devlet eliyle bir kara para trafiğinin işlediğinin fark edildiğini görüyoruz. Hükümet şimdi siyasi olarak da böyle davranırsa kendimizi dünyanın kıyısında bir yerde bulabilir. Hükümet bunları göze almış gözüküyor. Bizim bu tutumumuzu cesaretle söyledikçe bir düelloya davet ediyorlar. Buna itibar etmeyeceğiz.”
‘HDP’ye yönelik saldırıların ardında Özel Harp artıkları var’
VOA: “HDP binalarına ya da konvoylarına yönelik saldırılar bir merkezden mi yönlendiriliyor?”
EK: “Bence özel harpten arta kalanların bir araya gelerek oluşturdukları illegal yapı söz konusu. Genel olarak bir parti adresi kullanmıyorlar. Irkçı, ultra milliyetçi kişilerin tabanda bir araya geldiklerini görüyoruz. Buraya tabanlarıyla karışanların sorumlu davranmaları halinde diğerlerinin kim olduğu anlaşılıyor. MHP Ordu adayı Cemal Enginyurt gelip MHP’lileri götürdü. Ordu’daki saldırıların ardında bir okutman olduğunu belirledik. Bir okutman böyle bir misyon üstleniyorsa belli bir politik gayesi vardır. Urla’daki saldırıyı eski özel harpçi Ümit adındaki kişi bu işi örgütlüyor. Genel olarak şöyle davranılıyor. Günlerce önce Facebook’ta temaslar başlıyor. Taşlar sopalar yığılıyor, herhangi bir parti amblemi taşımayan nefret afişleri yapıştırılıyor. Çözüm, barış, demokratik yeniden kuruluş amacını savaş nedeni sayan bir politik yapı var. BDP ve HDP yanyanalığının %10 aşmasını tehlike görenler var.”
‘Hükümet yolsuzluk gündemini değiştirmek istiyor’
VOA: “Emniyet güçlerinin size yönelik saldırılara karşı müsamahakar olduğunu söyleyebilir misiniz?”
EK: “Hani bir şarkı var ya, ‘sana sevdanın yolu bize kurşunlar’. Bu açık bir yan tutarlık meselesi. Devlet ihtilaflı da olsa kendisini o aileye ait hissediyor. Biz legalite konusunda %101 temiz yaşıyor olmamamıza rağmen yerel otoriteler hakkımızda hüküm kesiyor, saldırganın diliyle özdeşleşiyorlar. Bu mülki amirlere hükümetten yaptırım gelmiyor. Bana Giresun’a gitmemi telkin eden emniyet müdürüne bir şey söylemiyor. Siyasi faaliyetin kısıtlanması yolunda refleks var. Bu AKP’nin meşrebiyle çelişmiyor. Hatırlayın üç yıl önce, ‘Gösteri yapan kadınlar ve çocuklar bile olsa engelleyin’ demişti. Hükümet bu milliyetçilik yarışından puan kazanmaya çalışıyor en azından puan kaybetmek istemiyor. Bir de tabii gündemi değiştirmek istiyor.”
VOA: “Hangi gündemi değiştirmek istiyor?”
EK: “Fethiye ateşe verilse yolsuzluk konuşulur muydu? Medyada binlerce insanın Fethiye’nin altını üstüne getirmesi değil biz tabela asmamız konuşuluyor. Herkes hakim kutuplaşma ekseninde haklar özgürler meselesini kenara atıyor.
VOA: “Bir taraftan da bazı partiler Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde çalışma yapamadıklarını söylüyor.”
EK: “Bana herhangi bir politik parti gelsin desin ki Amed (Diyarbakır), Dersim (Tunceli), Gever (Hakkari)’de faaliyetim engelleniyor. Derhal yapılması gereken neyse yapmaya çalışırım. Onların özgürlüğünün benimle olduğundan hareketle derhal gereken neyse yaparım.”
‘Ordu’da beni araçtan aşağı çekmek istrediler, düşsem ne olurdu?’
VOA: “Size yönelik saldırılar daha da büyüyebilir mi?”
EK: “Hükümet şu anda dek kontrollü bir gerginlik çerçevesinde değerlendiriyor. Ben buna selden kütük kapma stratejisi diyorum. Ancak risk şurada. Ya kontrol edemezlerse ? Ya biz nefsi müdafaa zorunda kalırsak? Bence İçişleri Bakanlığı bu ciddiyet içinde hareket etmeli. Hafife aldıklarını düşünmüyorum. Ordu’da benim bindiğim araçtan beni aşağıya çekmeye çalıştılar. Düşsem ne olurdu? Haydi beni boş ver. Türkiye’nin birçok yerinde insanlar birbirine girerdi. Emniyet beni korumuyorsa ben ne yapmalıyım? Kendimi korumamalı mıyım? Bu saldırıları yapanlar barışa ve çatışmasızlığa saldırıyorlar. Bir yıldır cenaze yok. İyi bir şey olurken neden saldırıya uğruyoruz. Asıl hedef barış süreci!”
Provokasyon ihtimali Halkların Demokratik Partisi’ni endişelendiriyor. Amerika'nın Sesi'nden Hilmi Hacaloğlu, Aksaray, Ordu ile İzmir’in Urla, Muğla’nın Fethiye ilçelerinde saldırılara uğrayan HDP Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü’yle son süreci konuştu:
‘Eli sopalılar devreye sokuldu, ben Cihangir’de onları gördüm’
VOA: “Berkin Elvan’ın cenaze töreninin ardından Burak Can Karamanoğlu’nun öldürülmesi ‘provokasyon oluyor’ söylemini güçlendiriyor. Seçim sürecine yaklaşılırken bu durum sizi endişelendiriyor mu?”
Ertuğrul Kürkçü: “HDP olarak herhangi bir arıza olmadan seçimlere ulaşmayı istiyoruz. Bu seçimlerin kazananı biz olacağız. Seçim güvenliği bizim için çok önemli. Bize yönelik saldırıların da bu seçim ortamını germek ve sandığa giden yolu kapamak için düzenlendiğini biliyoruz. Bugüne kadar bu saldırıları serinkanlılıkla savuşturmayı becerdik. Ancak ben Türkiye’deki herkesin de bizim yolumuzdan ilerlemesinin doğru olacağını söylemek isterim. Ancak hükümetin bu açıdan kafasının karışık olduğunu gözlüyoruz.”
VOA: “‘Hükümetin kafası karışık’ diyerek ne kast ediyorsunuz?”
EK: “Şunu: AKP’nin provokasyona yol açabilecek eylemler içinde olduklarını görüyoruz. Sivil milis yapılarının ortaya çıkarıldığını, eli sopalıların devreye sokulduğunu görüyoruz. Total kuvvet oluşturma niyeti kabul edilemez. Hükümetin toplumsal çatışmayı davet ettiğini hatta bunu öngördüğünü düşünebiliriz. Okmeydanı’nda yaşanan gerilim ve ölüm olayı bunun sonucu. O gece Okmeydanı’nda elektriklerin kesildiğini hatta eli sopalı sivillerin Kasımpaşa’dan Okmeydanı’na çıktığını biliyoruz. Cihangir’de ben şahsen eli sopalıları devriyeleri kendim gördüm.”
‘AKP olağanüstü rejim arayışında’
VOA: “Tüm bunlar neye işaret ediyor?”
EK: “Bütün bunlar olağanüstü rejim arayışının AKP eliyle sürdürüldüğünü gösteriyor. AKP siyaseti ortadan kaldıracak güvenlik hükümeti haline gelmiş durumda. Seçimleri tehlikeye düşürebilecek her türlü davranış yalnız Türkiye’deki toplumları değil bütün dünya halklarının tepkisini çeker.”
‘Türkiye mali yönden haydut devlet statüsünde’
VOA: “18 Mart’ta TBMM, dört bakan hakkındaki fezlekelerin görüşülmesi üzerine olağanüstü toplantıya davet edildi. HDP’nin tavrı ne olacak?”
EK: “Biz de o talebin altına imzamızı attık. Fezlekelerin görüşüleceği gün Meclis’te olacağız. Fezlekelerin içeriğine bakınca Türkiye’nin mali yönden bir haydut devlet statüsünü yükselmekte olduğunu görüyoruz. Devlet eliyle bir kara para trafiğinin işlediğinin fark edildiğini görüyoruz. Hükümet şimdi siyasi olarak da böyle davranırsa kendimizi dünyanın kıyısında bir yerde bulabilir. Hükümet bunları göze almış gözüküyor. Bizim bu tutumumuzu cesaretle söyledikçe bir düelloya davet ediyorlar. Buna itibar etmeyeceğiz.”
‘HDP’ye yönelik saldırıların ardında Özel Harp artıkları var’
VOA: “HDP binalarına ya da konvoylarına yönelik saldırılar bir merkezden mi yönlendiriliyor?”
EK: “Bence özel harpten arta kalanların bir araya gelerek oluşturdukları illegal yapı söz konusu. Genel olarak bir parti adresi kullanmıyorlar. Irkçı, ultra milliyetçi kişilerin tabanda bir araya geldiklerini görüyoruz. Buraya tabanlarıyla karışanların sorumlu davranmaları halinde diğerlerinin kim olduğu anlaşılıyor. MHP Ordu adayı Cemal Enginyurt gelip MHP’lileri götürdü. Ordu’daki saldırıların ardında bir okutman olduğunu belirledik. Bir okutman böyle bir misyon üstleniyorsa belli bir politik gayesi vardır. Urla’daki saldırıyı eski özel harpçi Ümit adındaki kişi bu işi örgütlüyor. Genel olarak şöyle davranılıyor. Günlerce önce Facebook’ta temaslar başlıyor. Taşlar sopalar yığılıyor, herhangi bir parti amblemi taşımayan nefret afişleri yapıştırılıyor. Çözüm, barış, demokratik yeniden kuruluş amacını savaş nedeni sayan bir politik yapı var. BDP ve HDP yanyanalığının %10 aşmasını tehlike görenler var.”
‘Hükümet yolsuzluk gündemini değiştirmek istiyor’
VOA: “Emniyet güçlerinin size yönelik saldırılara karşı müsamahakar olduğunu söyleyebilir misiniz?”
EK: “Hani bir şarkı var ya, ‘sana sevdanın yolu bize kurşunlar’. Bu açık bir yan tutarlık meselesi. Devlet ihtilaflı da olsa kendisini o aileye ait hissediyor. Biz legalite konusunda %101 temiz yaşıyor olmamamıza rağmen yerel otoriteler hakkımızda hüküm kesiyor, saldırganın diliyle özdeşleşiyorlar. Bu mülki amirlere hükümetten yaptırım gelmiyor. Bana Giresun’a gitmemi telkin eden emniyet müdürüne bir şey söylemiyor. Siyasi faaliyetin kısıtlanması yolunda refleks var. Bu AKP’nin meşrebiyle çelişmiyor. Hatırlayın üç yıl önce, ‘Gösteri yapan kadınlar ve çocuklar bile olsa engelleyin’ demişti. Hükümet bu milliyetçilik yarışından puan kazanmaya çalışıyor en azından puan kaybetmek istemiyor. Bir de tabii gündemi değiştirmek istiyor.”
VOA: “Hangi gündemi değiştirmek istiyor?”
EK: “Fethiye ateşe verilse yolsuzluk konuşulur muydu? Medyada binlerce insanın Fethiye’nin altını üstüne getirmesi değil biz tabela asmamız konuşuluyor. Herkes hakim kutuplaşma ekseninde haklar özgürler meselesini kenara atıyor.
VOA: “Bir taraftan da bazı partiler Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde çalışma yapamadıklarını söylüyor.”
EK: “Bana herhangi bir politik parti gelsin desin ki Amed (Diyarbakır), Dersim (Tunceli), Gever (Hakkari)’de faaliyetim engelleniyor. Derhal yapılması gereken neyse yapmaya çalışırım. Onların özgürlüğünün benimle olduğundan hareketle derhal gereken neyse yaparım.”
‘Ordu’da beni araçtan aşağı çekmek istrediler, düşsem ne olurdu?’
VOA: “Size yönelik saldırılar daha da büyüyebilir mi?”
EK: “Hükümet şu anda dek kontrollü bir gerginlik çerçevesinde değerlendiriyor. Ben buna selden kütük kapma stratejisi diyorum. Ancak risk şurada. Ya kontrol edemezlerse ? Ya biz nefsi müdafaa zorunda kalırsak? Bence İçişleri Bakanlığı bu ciddiyet içinde hareket etmeli. Hafife aldıklarını düşünmüyorum. Ordu’da benim bindiğim araçtan beni aşağıya çekmeye çalıştılar. Düşsem ne olurdu? Haydi beni boş ver. Türkiye’nin birçok yerinde insanlar birbirine girerdi. Emniyet beni korumuyorsa ben ne yapmalıyım? Kendimi korumamalı mıyım? Bu saldırıları yapanlar barışa ve çatışmasızlığa saldırıyorlar. Bir yıldır cenaze yok. İyi bir şey olurken neden saldırıya uğruyoruz. Asıl hedef barış süreci!”