20 Ocak’ta resmen göreve başlayan Amerika Başkanı Donald Trump, göreve başladığı günden bu yana yaptığı açıklamalar ve imzaladığı kararlarla dikkat ve tepki çekmeye devam ediyor.
Son olarak çoğunluğunu Müslüman nüfusun oluşturduğu yedi ülkenin vatandaşlarının, Amerika’ya girişini 90 gün süreyle yasaklayan kararnameye imza atan Trump, dünya çapında eleştirilere maruz kaldı. Karara tepki gösteren binlerce kişi, Amerika’nın çeşitli eyaletlerinde protesto gösterileri düzenledi.
Peki, Donald Trump'ın bazı Müslüman ülkelerle ilgili almış olduğu kararlar ve yaptığı açıklamalar, Türkiye-Amerika ilişkilerini nasıl etkiler? Suriye için barış görüşmelerinin devam ettiği bir süreçte, Amerika tarafından gündeme taşınan Suriye’de güvenli bölge oluşturulması söylemleri nasıl yorumlanmalı?
Trump yönetimi boyunca Amerika’da İslam karşıtlığının ağırlık kazanması halinde Türkiye’nin tepki verme mecburiyetinde kalacağını belirten Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mensur Akgün’e göre, Türkiye’nin vereceği tepkinin boyutu ve niteliği ikili ilişkiler açısından önemli: “Türkiye, çok taraflı, uluslararası bir mekanizma içerisinde bir tepki verirse, belki ikili ilişkiler etkilenmeyebilir ama siyasi nitelikte bir tepki verilecek olursa bu doğal olarak ikili ilişkiler üzerinde bir sarsıntı yaratır.”
Donald Trump’ın, seçim kampanyası döneminde vaat ettiği gibi ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma sözünü yerine getirmesi halinde, çok büyük sıkıntıların yaşanacağını dile getiren Akgün, “Büyükelçiliğin taşınması söz konusu olursa, o zaman 1967 sınırları temelinde iki devletli çözümün gerçekleşmesi artık hayal olmaktan bile çıkacak, imkansız hale gelecek,” dedi.
Bu durumun yaşanmasının, sadece Filistin’de değil bütün İslam dünyasında tepkilere yol açacağını belirten Akgün’e göre, bundan Türkiye’nin etkilenmemesi ve tepki vermemesi çok zor.
Amerika Başkanı Trump’ın, Suriye’de güvenli bölge oluşturulacağı yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mensur Akgün’e göre, Trump’ın bu konudaki söylemlerinin üç nedeni olabilir:
“Birinci neden Obama’nın karşı çıkması yüzünden, bakalım neymiş bu güvenli bölge diye bir araştırılmasını emretmiş olabilir. İkincisi, Rusya’nın Suriye üzerinde dolayısıyla Ortadoğu’da ağırlığının artmasına karşılık olarak güvenli bölge kartını öne sürmüş olabilir. Üçüncüsü de, PYD’ ye destek olmak amacıyla bir güvenli bölge fikrini tartışmak istemiş olabilir.”
Bu üç sebebin hepsinin de masaya yatırılacağını ve bu sebeplerden birinin Trump yönetimi tarafından seçileceğini öngören Akgün’e göre, bu durumda Türkiye, bir an önce kendi pozisyonunu Amerika’ya anlatma yoluna gitmeli.
Suriye’de güvenli bölge fikrinin gündeme gelmesini rahatsız edici bir gelişme olarak değerlendiren siyasi analist Akgün, “Moskova’da başlamış, Astana’da devam etmiş ve Cenevre’de de büyük bir olasılıkla sürecek olan bir barış süreci var Suriye’de. Şimdi bu barış süreci varken eski bir planın ortaya atılması çok akıllıca bir pozisyon değil” dedi.
Suriye’de barışın sağlanması için görüşmelerin yapıldığı bu dönemde, Trump tarafından güvenli bölge fikrinin gündeme getirilmesinin, Amerika’nın Suriye’de yaşanan süreçten mutlu olmadığını gösterir diyen Akgün’e göre, bu tutum ortalığın yeniden karışmasına neden olabilir.
Prof. Dr. Mensur Akgün’e göre, Ruslarla başlatılan sürecin herhangi bir nedenle beklenen sonuca ulaşmaması ve Suriye’de barış sağlanmaması halinde, Türkiye’nin söylediği ve fiilen uyguladığı anlamda bir güvenli bölgeye gerçekten ihtiyaç olacak. İkinci olarak da, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden karar çıkartılarak, Rusya’nın da rızası alınarak böyle bir güvenli bölgenin kurulması gerekli olabilir açıklamasında bulunan Akgün, “Eğer ona karşı ve ona rağmen kurulacak olursa, ciddi krizler çıkabilir. Sadece bu bölgede değil, dünyada da ciddi krizler çıkabilir. Rusya ile ABD karşı karşıya kalabilir. Umuyorum ki Trump yönetimi, böyle bir şeye teşebbüs etmeyecektir.”
Trump’ın şimdiye kadar göstermiş olduğu performansın ve tavrın Rusya’yı karşısına almak istemediğine işaret ettiğini kaydeden Akgün’e göre, Trump’ın aldığı kararlarla çok büyük sürprizlere gebe olduğunu gözlemlediklerini ve Rusya konusunda da bir sürpriz yapmasının çok da şaşırılacak bir hamle olmayacağını iddia etti.