Paralel Yapı’yla mücadele kapsamında, Gülen Cemaati’yle ilişki içinde olduğu ifade edilen kişi ve kurumlara yönelik operasyonlar sürüyor. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 9 ilde yapılan operasyonlarda 100’den fazla kişi gözaltına alındı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürlüğü, operasyonları 800 polisin katılımıyla başta İstanbul olmak üzere Bingöl, Bursa, Çanakkale, Erzurum, Kocaeli, Ordu, Rize ve Trabzon illerinde gerçekleştirdi.
Gözaltına alınan kişiler, 2004-2015 yıllarında Gülen cemaatine "himmet" adı altında yaklaşık 50 milyon lira finansal destek sağlamakla suçlanıyor.
İstanbul’da gözaltına alınan isimler arasında Dumankaya İnşaat’ın sahipleri de var. 1991 ve 1995 yıllarında Anavatan Partisi’nden milletvekili seçilen Halit Dumankaya, Anadolu yakasının en prestijli inşaat şirketlerinden biri olan Dumankaya İnşaat’ın kurucusu ve onursal başkanı. Onun dışında Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dumankaya ve yönetim kurulu üyeleri Ayla Dumankaya Pirinççi ve Serhat Dumankaya da gözaltında.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı: Himmet adı altında örgüt üyelerine para aktarılıyordu
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı aralarında işadamlarının da bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alındığı operasyon ile ilgili yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, “Şüphelilerden 41'i Bank Asya'nın değişik şubelerinde çalışan personeli, diğerleri ise 2014-2015 yılları arasında örgüte finansman sağlayan-finansmana aracılık eden şirket yöneticisi ve çalışanları ile himmet hesaplarını örgüt adına kontrol eden ve tasarruf edilen kişilerdir” dendi.
Savcılık açıklamasında himmet adı altında dini istismar edilerek çeşitli yollarla toplanan paraların usulsüz yollarla örgüt yöneticilerine aktarıldığı belirtildi.
“Burs, kurban parası, abonelik ücretleri ve himmet olarak verilen ve toplanılan paraların, yardım ve bağışta bulunan kişilere vaat edilen amaçlar doğrultusunda kullanılmadığı, dini duygular istismar edilerek toplanılan para ve çeklerin, Bank Asya'nın bazı şubelerindeki belirli hesaplara aktarıldığı, bu hesaplarla ve hesap sahipleri ile bağlantısı ve ticari ilişkileri bulunmayan örgüt yöneticilerine usulsüz işlem ve tasarruflarla, örgütün amacı doğrultusunda legalize edilerek kullanıldığı, bu işlem ve eylemlerin bir kısım banka personeli, örgüt adına hesabı kullandıran ve kullanan esnaf ve şirket sahipleri ile bu hesaplarda bulunan paraları örgüt adına tasarruf eden, örgütün ileri gelen üyeleri tarafından gerçekleştirildiğine yönelik bilgi ve bulgulara ulaşılmıştır"
Mustafa Sönmez: Bu operasyonlar servetin el değiştirmesi operasyonları
Gazeteci Mustafa Sönmez, arka arkaya yapılan operasyonları “bir nevi servetin el değiştirmesi olarak” değerlendiriyor.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Sönmez, “ biz buna benzer bir olayı Boydak Grubu’na yönelik operasyonda da gördük. Buna bir ad vermek gerekirse bir nevi servetin el değiştirmesi ya da cemaatin adım adım mülksüzleştirilmesi diyebiliriz. Dumankaya, çok önemli bir inşaat şirketi. Onun yönetim kurulu üyelerini de gözaltına alarak cemaatle işbirliği yapanlara gözdağı veriliyor da olabilir. Böylesine büyük bir operasyonun şov tarafı da var. Ensenizdeyiz, sanmayın ki boş duruyoruz mesajı da veriliyor. Bu hiç de sıradan bir operasyon gibi gözükmüyor” dedi.
Barış Pehlivan: Cemaatle mücadelenin yanlış ve doğru tarafları var
Barış Terkoğlu’yla birlikte kaleme aldığı “Mahrem” adlı kitapta Gülen Cemaati’nin devletteki ilişkilerini açığa çıkaran Barış Pehlivan ise Paralel Yapı adı verilen operasyonları Amerika’nın Sesi’ne şöyle değerlendirdi.
Cemaatle mücadele gerekiyor mu? Sonuna kadar gerekiyor. Sonuna kadar yapılmalı. AKP bunu doğru yapıyor mu? Hayır. Cemaatle mücadele AKP’ye bırakılamayacak kadar ciddi bir mesele. Bugünkü mücadele bir kavganın neticesi. Yanlış ve doğru tarafları olduğunu düşünüyorum. Ergenekon sürecinde savcılar polisler hakimler bazı bürokratlar aracılığıyla hukuk katletildi.Kaçma şüphesiyle insanlar aylarca yıllarca cezaevlerinde kaldı. Bu süreçte de aynı şeyi görüyoruz. Serbest bıraksalar kaçmayacak insanlar cemaat operasyonuyla ilgili tutuklu olarak cezaevlerinde tutuluyor. Neden en sert adli kontrol uygulanıyor? Hukuki anlamında sorunları var. Bu bir siyasi operasyon”
Barış Pehlivan: Bu operasyonların Ergenekon ve Balyoz gibi davaların benzerliği yok
Pehlivan, cemaat operasyonlarının Ergenekon, Balyoz, Oda tv, Amirallere Suikast soruşturmalarıyla kıyaslanmasını da yanlış buluyor.
“O davalarda gerçek bir örgüt yoktu. O bir örgüt tarafından (Gülen yapılanmasını kast ediyor) tarafından kurgulanan yalan bir örgüttü. Gladyo ile mücadele gibi dertleri yoktu. Sanıkların, tutuklananların örgütsel bağı yoktur. O dönem siyasi tasfiye gerekiyordu, o yapıldı. Ben cemaat operasyonlarında henüz az kişiye ulaşıldığı düşüncesindeydim. Cemaat, 2-3 tane yargıcın oluşumu değil, bunun ciddi bürokratik ayakları ve dış bağlantıları var. Ama cemaatin yöntemlerini kullanırsanız cemaati aklar onları mağdur hale getirirsiniz. Hükümete yakın medyada her şeyi cemaate bağlama hastalığı var, bu da soruşturmaların inandırıcılığını yitirmesine yol açıyor.”