İlk olarak Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde AK Parti‘li belediye tarafından "Çevreye Duyarlı Bireyler Yetiştirmek Projesi" adlı bir proje kapsamında Hannover kentine gri pasaportla gönderilen 45 kişiden 43'ünün Türkiye’ye geri dönmediğinin anlaşılmasıyla ortaya çıkan olayla bağlantılı olarak Hannover kentinde yaşayan bir Türk işadamı hakkında insan kaçakçılığı iddiasıyla dava açıldı.
Türk medyasına konuştuğu için dava açılan kişinin Ersin K. olduğu anlaşılırken, Aşağı Saksonya eyaletinin başkenti Hannover’de yerleşik kişinin inşaat ve gastronomi alanında faaliyet gösteren şirketi üzerinden "proje" düzenleyerek, Yeşilyurt Belediyesi ile anlaşarak, söz konusu kişileri Almanya’ya davet ettiği söyleniyor.
Dava sürecini VOA Türkçe’ye doğrulayan Hannover Savcılığı, "Çevreye Duyarlı Bireyler Yetiştirmek Projesi" adlı projenin yapıldığına dair hiçbir delil bulunmadığını, aynı zamanda ellerindeki belgelere göre "projeye" katılmak için Almanya’ya giriş yapan 46 kişiden 41’inin izlerinin kaybolduğunu, 5’ininse iltica başvurusunda bulunduğunu bildirdi. Yapılan açıklamada, dava açılan kişinin "sahte davet çıkararak, insan kaçakçılığı örgütlemek ve insan kaçakçılığına yardım etmekle" suçlandığı belirtildi.
"Yüzlerce kişi gri pasaportla Almanya'ya gelip ortadan kayboldu"
Alman medyasında da yer alan başka iddialara göre, yüzlerce kişi benzer yollarla ve ellerindeki gri pasaportlarla Türkiye’den Almanya’ya gelerek, daha sonra ortadan kayboldu ya da iltica talebinde bulundu. "Hizmet pasaportu" olarak da bilinen gri pasaport, Türkiye’de devlet için yurt dışında görev yapacak kişilere veriliyor ve yarı-diplomatik niteliği nedeniyle vizesiz olarak Schengen ülkelerine giriş sağlıyor.
Gri pasaportla Türkiye’den Bulgaristan’a girenler, daha sonra normal şartlar altında Almanya sınırında bir daha kontrol edilmiyor. Gri pasaportların en azından 5 bin Euro karşılığında temin edildiğini iddia eden Sol Parti’den Federal Meclis Milletvekili Gökay Akbulut, "AK Parti’li bazı belediyelerin sistematik olarak organize edilen insan kaçakçılığı ile ilişkili" olduğunu öne sürerek, Federal Hükümet’e soru önergesi verdi. Federal hükümetin cevabıysa Alman yetkililerin iddiaları kısmen doğruladığını gösteriyor. Buna göre, Federal Polis Dairesi, bu yıl başından bu yana sınır noktalarını uyararak, gri pasaportla giren Türk vatandaşlarına kontrolları sıkılaştırırken, Türk tarafı ile de temasa geçmiş durumda.
Almanya’nın devreye soktuğu önlemler arasında, gri pasaportla Almanya’ya giriş yapan kişilerin görevli olup olmadığının doğrulanması için Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği'ne sorulması, cevap gelene kadar bekletebilmeleri de yer alıyor. Hükümetin milletvekili Akbulut’un soru önergesine cevabında, "Federal polis, 25 Ocak 2021'de insan kaçakçılığı şüphesiyle ilgili merkezi bir soruşturma başlattı ve incelenmesi için Bavyera Oberpfalz'daki Weiden savcılığına sundu" da deniliyor. Bavyera’da Eyalet Parlamentosu Yeşiller Milletvekili olan Cemal Bozoğlu, kendisine ulaşan bazı belgelere göre, Almanya üçüncü liginde top koşturan Münih Türkgücü’nden de AK Parti’nin yönettiği Urfa Ceylanpınar Belediyesi’ne davetiye gönderildiğini iddia ederek, en az 37 kişinin "spor kardeşliği" adlı bir proje kapsamında geçen yıl Şubat ayında Almanya’ya gelmelerinin organize edildiği görüşünde.
"Almanya’da Türk kimlik ve pasaportlarına şüpheyle bakılacak"
Türkgücü Münih başkanvekili Taşkın Akkay ise, "Gri pasaport iddiaları ile ilgili haberlerin kulübümüzle hiçbir alakası yoktur. Kulübümüz tarafından hiçbir şahıs ya da kuruluşa davetiye veya benzeri belge verilmemiştir" dedi. İddasından vazgeçmeyen ve Bavyera Eyalet Meclisi’ne konunun aydınlatılması için soru önergesi veren Bozoğlu, davet edilenlerin gelip-gelmedikleriyle akıbetleri konusunda bilgi istediğini aktardı. Bavyera İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamadaysa bakanlığın olaydan daha önceden haberdar olmadığı ve soruşturma için Münih Emniyet Müdürlüğü’nün görevlendirildiği belirtildi.
Yaşananları "skandal" olarak tanımlayan Bozoğlu, Türk pasaportunun zan altına girdiğini savunarak, Almanya’ya girişlerde sorun yaşanacağını ifade ediyor: "Konu çok vahim bir noktaya gidiyor. Türk kimlik ve pasaportlarına Almanya’da şüphe ile bakılacak. Ciddi kontroller olacak. Almanya’da yaşayan 3 milyon Türkiye kökenli olumsuz etkilenecek. Umarım bu olaylar çok kısa bir süre içinde aydınlatılır ve sorumluları cezalandırılır."