WASHINGTON - ABD Adalet Bakanlığı, siyahlara karşı polis şiddetinin protesto edildiği kitlesel eylemleri tetikleyen George Floyd cinayetinden üç yıl sonra, Minneapolis Polis Teşkilatı’na ilişkin soruşturmasını tamamladı. Bakanlık teşkilatın sistematik şekilde aşırı güç kullandığı ve siyahlara yönelik ayrımcılık yaptığı sonucuna vardı.
Adalet Bakanı Merrick Garland, 2020’de beyaz polis memuru Derek Chauvin’in siyah George Floyd’un ölümüne yol açtığı olaydan sonra, teşkilata yönelik açılan kapsamlı medeni haklar soruşturmasının sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.
2021 Nisan ayında başlayan soruşturmada, Minneapolis Polis Teşkilatı’nda görevli memurların “haksız ölümcül güç” dahil aşırı güç kullandığı ve anayasa güvencesi altında ifade özgürlüğünü kullananların haklarını ihlal ettiği sonucuna varıldı.
Soruşturma sonucunda varılan bulgular arasında, polis teşkilatının ve belediyenin, bir olay ya da ihbar üzerine polis çağrıldığında, “davranışsal sağlık engeli” olan kişilere karşı ayrımcılık yaptığı da yer aldı.
Raporda, Minneapolis’te polisin küçük suç işleyen ya da zaman zaman hiç suç işlememiş kişilere karşı tehlikeli teknikler ve silahlar kullandıklarına ilişkin iddialara da yer verildi.
Adalet Bakanlığı raporunda, Minneapolis Polis Teşkilatı, “kanun uygulama faaliyetlerinde siyahlar ve yerli Amerikalılar’a karşı hukuksuz şekilde ayrımcılık” yapmakla da suçlandı.
Mahallelerde ırklara göre farklı devriye
Raporda ayrıca polisin "mahalleleri ırksal yapılarına göre farklı şekilde devriye gezdiği ve durdurduğu kişileri ararken, kelepçelerken veya güç kullanırken ırka dayalı ayrımcılık yaptığı" tespiti yer aldı.
Bulgular, olaylara ilişkin belgeler, polislerin üzerindeki kamera görüntüleri, belediye ve polis teşkilatının sağladığı veriler, polisler ve bölge sakinleriyle yapılan görüşmeler ve çıkılan devriyelere dayandırıldı.
Soruşturmada elde edilen bulguları Minneapolis’te Belediye Başkanı Jacob Frey ve Emniyet Müdürü Brian O’Hara ile birlikte açıklayan Adalet Bakanı Merrick Garland, “Çok sayıda Minneapolis Polis Teşkilatı memurlarının işlerini profesyonellik, cesaret ve saygı çerçevesinde yaptığını gözlemledik. Ancak gözlemlediğimiz bazı uygulamalar ve kalıplar, George Floyd’un başına gelenlere yol açtı” dedi.
Polis teşkilatında reform için anlaşma
Minneapolis Belediyesi, Adalet Bakanlığı ile polis teşkilatında reform yapılmasına yönelik bir anlaşma müzakere etmeyi de kabul etti. Bu süreç federal bir yargıç denetiminde yürütülecek.
ABD’de daha önce Seattle, New Orleans, Baltimore ve Ferguson’daki polis teşkilatlarında benzer reform çabaları olmuştu.
Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, “Değişimin pazarlık konusu olmadığının farkındayız. İlerleme sağlamak acılı bir süreç olabilir ve büyük engeller de karşımıza çıkabilir. Ancak George Floyd cinayetinden bu yana geçen 3 yıldaki çabalarımızda pes etmedik” diye konuştu.
Minneapolis İnsan Hakları Departmanı da 2022 yılı Nisan ayında hazırladığı raporda ayrımcılığa ilişkin benzer tespitlere yer vermiş; polis memurları ırkçı, ayrımcı ve saygısız bir dil kullanmakla itham edilmişti.
Raporda polis teşkilatında hesap verilebilirlik sistemlerinin yetersiz ve etkisiz olduğu da belirtilmiş, “temel kurumsal kültür değişiklikleri olmadan, politikalar ve prosedürlerde reform yapılması ve eğitim verilmesi anlamsız olacaktır” denilmişti.
George Floyd cinayeti kitlesel protestoları tetiklemişti
46 yaşındaki siyah George Floyd 25 Mayıs 2020’de bir paket sigara alırken sahte 20 dolarlık banknot verdiği şüphesiyle gözaltına alınmıştı.
George Floyd gözaltına alınırken beyaz polis memuru Derek Chauvin’in boğazına dokuz dakikayı aşkın bir süre diziyle bastırması sonucu nefessiz kalmış ve hayatını kaybetmişti.
Olay ABD genelinde siyahlara yönelik polis şiddetinin protesto edildiği kitlesel eylemleri tetiklemiş ve “Siyahların Hayatı Değerlidir” hareketini ortaya çıkarmıştı.
Yoldan geçen bir kişi tarafından görüntüleri kaydedilen olay sırasında George Floyd’un söylediği “nefes alamıyorum” sözleri protestoların sloganı haline geldi; ölümü ırksal adalet konusunda tartışma başlattı.
Minneapolis’te geniş bir kesim George Floyd’u nefessiz bırakarak ölümüne yol açan polis memuru Derek Chauvin’in aşırı güç kullanmasının bir istisna olmadığını söyleyerek, kentte polis memurlarının siyahların haklarını uzun süredir istismar ettiğini söylüyordu.
Olayın ardından Minneapolis’te polisin Chauvin’in kullandığına benzer müdahale yöntemlerini kullanması yasaklandı.
Cinayetten yargılanan polis memuru Derek Chauvin 22,5 yıl hapis cezasına mahkum oldu. George Floyd’un medeni haklarını ihlal ettiği suçlamasını da kabul eden Chauvin bu suçtan da 21 yıl hapis cezası aldı.