Erişilebilirlik

Gazeteci Zafer Arapkirli’ye sosyal medyada Soylu eleştirisi nedeniyle ceza verildi 


Gazeteci Zafer Arapkirli, dava bitiminde avukatlarıyla birlikte açıklama yaptı.
Gazeteci Zafer Arapkirli, dava bitiminde avukatlarıyla birlikte açıklama yaptı.

Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi, gazeteci Zafer Arapkirli’yi sosyal medya paylaşımı gerekçesiyle eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin’in şikayeti üzerine “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla 442 gün hapis cezasına mahkum etti.

Mahkeme, hapis cezasını 8 bin 840 TL olarak adli para cezasına çevirdi. Arapkirli, eleştiride bulunmamaları için herkese “yargı sopası” gösterildiğini söyledi.

Gazeteci Zafer Arapkirli’ye sosyal medyada Soylu eleştirisi nedeniyle ceza verildi
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:00 0:00

Gazeteci Arapkirli, Yeniçağ gazetesinde yayımlanan “Jandarma’da 7 bin FETÖ’cü saptanmış” içerikli haberi alıntılayarak, “Şimdi ne olacak? İçişleri Bakanı ve Jandarma Genel Komutanı, bunu eleştirenlerle ilgili suç duyurusunda bulunup ‘atarlı-giderli’ tweet mi atacak? Biz mi yaptık sınavı? Biz mi aldık bunları?” eleştirisi cezalandırma gerekçesi oldu.

Arapkirli’nin mesajında yazdığı gibi jandarma bünyesinde FETÖ’cü varlığı olmasını eleştirmesi üzerine, o dönemki Bakan Soylu ve Jandarma Genel Komutanı davacı oldu.

Ancak duruşmada olmamalarına rağmen mazeret bildirdikleri gerekçesiyle Soylu ve Çetin adına davaya müdahil avukatlara da Arapkirli’nin 35 bin 800 lira avukatlık ücreti ödemesine karar verildi.

Bu arada Arapkirli hakkında İstanbul Bakırköy 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nin benzer gerekçeyle verdiği ancak hükmün açıklanmasını geriye bıraktığı 3 bin 500 lira tutarında adli para cezası da mevcut. Şimdi her iki dosyada istinaf ve Yargıtay aşamalarına taşınacak.

Cezalandırma kararı sonrasında Ankara Adliyesi önünde avukatlarıyla açıklama yapan Zafer Arapkirli, “Bu ülkede anayasa ayaklar altına alınmış, anayasal düzene karşı bir darbe yapılmış ve Can Atalay, TBMM’nin bir onurlu üyesi olmasına rağmen halen hapiste bizim burada aldığımız para cezasının filan hiçbir önemi yok. Bugün Türkiye’de adaletsiz yere haksız yere, hukuksuz yere, mahkemelerden hapis cezaları alan 5 yıl, 10 yıl, 15 yıl ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan onca masum insan var. Masum insanlara o kadar ağır cezalar verilmişken benim aldığım cezanın burada çok bir önemi yok ama önemli olan şu Türkiye’de hiç kimse ağzını açsın, hiç kimse devleti ya da devleti temsil eden insanları eleştirsin istenmiyor. Dolayısıyla bizim gibi insanlara basın özgürlüğünden vatandaş olmaktan kaynaklı haklarını kullanan insanlara ceza vererek bir ibret yaratılmaya, bir emsal yaratılmaya, bir göz dağı yaratılmaya, bir sopa sallanmaya çalışılıyor, vahim olan budur, toplum sindirilmek isteniyor, daha fazla susturulmak isteniyor” dedi.

“Düşünce ve ifade özgürlüğüyle eleştiride bulundum, hakaret etmedim”

Zafer Arapkirli duruşmadaki savunması sırasında, suçlamaya gerekçe yapılan paylaşımında Yeniçağ gazetesinin haberini alıntılayarak yorumladığına dikkat çekti.

Gazeteci Arapkirli, “Paylaşımda Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin ve eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu şahsen hedef alan bir yorum yapma maksadım olmamıştır. Kaldı ki paylaşımlarda isimleri de yer almamaktadır. Paylaşımımdaki amaç, anayasamızın 26’ncı maddesinden kaynaklanan fikir ve düşünceyi açıklama özgürlüğü kapsamında, aynı zamanda bir basın mensubu olmamdan kaynaklı basın özgürlüğünden yararlanarak sosyal medyada yaptığım bir yorumdur. Eleştiride bulundum, mesajımda hakaret maksadı bulunmadığını bir kez daha ifade etmek istiyorum” diye konuştu. Arapkirli, savunmasını hakaret suçu işlemediğini vurgulayarak beraat talebinde bulundu.

Buna karşılık savcılık makamı, Arapkirli’nin cezalandırılması talebini yineledi.

Arapkirli, son sözü sorulduğunda “Bu davaya konu olan haber ve o haber üzerine benim paylaştığım içerik bu ülkenin çok hassas olduğu ve uzun yıllardır tartıştığı ve giderilmesi gereken bir demokrasi sorunu konusuydu. O da bir cemaatin paralel devlet yapılanması ile cumhuriyete, rejime verdiği zarar konusudur. Bu nedenle sıradan vatandaş olarak da kıdemli bir basın mensubu olarak da bu tür demokrasi kazalarının bir daha yaşanmaması için toplumda bir farkındalık yaratmak açısından önemli de bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Tam da bu yüzden müştekilerin şahsi olarak bunu bir dava konusu etmelerini değil, tam tersine devlete sahip çıkıp vatandaş olarak da tepki göstermelerini beklerdim” ifadelerini kullandı.

“Her eleştiriye dava açılırsa basın görevini yapamaz”

Avukat İlknur Adiller, Arapkirli’nin aksine şikayetçiler Soylu ve Çetin’in ifadesine başvurulmadığını belirterek, “Kendilerine şu soruyu yöneltmek isterdik; ‘Sizden önce yapılmış bir sınavda kesinleşmiş bir usulsüzlüğün tespitiyle ilgili şahsi olarak nasıl bir mağduriyet gördünüz ki şikayette bulundunuz?’ Müvekkilim gazetecidir. Görevi kamuoyuna bilgi vermek, kamuoyu oluşturmak için Türkçe’yi en etkili kelimelerle, vurgulu cümlelerle kullanmaktır” dedi.

Adiller, “Kaldı ki 2014 ve 2025’teki sınavlarda ‘FETÖ’nün yolsuzluk usulsüzlük yaptığı iddiasının yasal olarak gereğinin takip edilmesi (Soylu ve Çetin’in) kendi görev alanlarına girmekteyken, kendi mesleki çerçevesinde bu konuyu irdeleyen müvekkilim neden yargılanmaktadır. Müvekkilimin paylaşımında iki şahsın da ismi kullanmamıştır, isimleri geçmemiştir. Her eleştiriye dava açılacak ise basının ve medyanın görevinin yapması mümkün değildir. Bu tarz davalar basın özgürlüğüne büyük bir tehdittir” savunma yaptı.

Avukat Kemal Aytaç da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla Yargıtay’ın içtihadını anımsatarak, “hakaret” kastı olmadığı halde Arapkirli’ye ceza verilemeyeceğini aktardı.

Bu savunmalara rağmen Mahkeme, Arapkirli’nin “hakaret” suçunu işlediğine ve cezalandırılmasına hükmetti.

Forum

XS
SM
MD
LG