Erişilebilirlik

Fransa'da "Fransız İslamı Tüzüğünü" Türkler İmzalamadı


Fransa'da sayıları 6 milyonu bulan Müslüman toplumu için yeni bir dönem başlıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "Fransa'da Müslüman örgütlerini yeniden organize etme ve ayrılıkçı İslam ile mücadele amacıyla başlattığı "Fransa İslamı İlkeler Tüzüğü" çalışması tamamlandı. Fransa İslam Konseyi'ne bağlı 9 Federasyon'dan 5'i Elysee Sarayı'ndaki toplantıya katıldı. Toplantıya katılmayan 2 Türk Federasyonu ve Tebliğ Federasyonu ise ortak metne imza atmadı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa İslam Konseyi'ne (CFCM) bağlı 9 Federasyon temsilcisini, üzerinde uzlaşılan "Fransa İslamı İlkeler Tüzüğü'nü" onaylamak için Elysee Sarayı'na davet etti. Ancak toplantıya yalnızca 5 temsilci katıldı.

Toplantı sonrası açıklama yapan Macron, "İlkeler Tüzüğü" çalışmasını yürüten temsilcilerin "net ve açık" çalışmasını selamladığını dile getirdi. Toplantıya katılan temsilcilerden Anouar Kbibech de, "Bu Fransız müslümanları için tarihi bir an. Ulusal İmamlar Konseyi'nin kuruluşu da başladı" dedi.

Ancak Türk temsilcileri, Mili Görüş Teşkilatı Federasyonu (CIMG) Temsilcisi Fatih Sarıkır, Fransa Türk Müslümanları Koordinasyon Komitesi (CCMTF) temsilcisi İbrahim Alçı ile Tebliğ Federasyonu temsilcisi Elysee Sarayı'ndaki toplantıya katılmadı.

"Başlık dahi sorunlu"

VOA Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Milli Görüş Federasyonu temsilcisi Fatih Sarıkır, "Başta bu tüzüğün başlığında yer alan 'Fransa İslamı' tanımı tedirginlik yaratıyor. Cumhurbaşkanı ile Ekim'de yaptığımız görüşmede ‘Cumhuriyet İlkeleri Şartnamesi’ olması konusunda uzlaşmıştık. Bu konudaki rahatsızlıklarımızı daha evvel de dile getirmiştik. Üstelik biz bazı konuların CFCM'in bölge örgütlenmelerinde de tartışılmasını istiyoruz. Bu eksikler yüzünden bildiriye imza atmadık. Biz Ulusal İmamlar Konseyi çalışmalarına katıldık. Bunda bir sorun yok. Ama yerel örgütlerle konuşulmalı. Ancak bu farklılıkları CFCM bünyesinde çözeceğimize inanıyoruz. Yapıcı bir çözüm arayışındayız. CFCM çatısı altında bizim de hassasiyetlerimizin dikkate alınması gerektiğini, bunları aşabileceğimizi düşünüyoruz" diye konuştu.

İmza atmayan 3 örgütün, tüzüğün başlığının yanısıra, "siyasal İslam" tanımına da karşıt görüş bildirdiği öğrenildi. Zaman içerisinde CFCM örgütleri içinde uzlaşma sağlanamazsa, bu durum imza atmayan federasyonların, Ulusal İmamlar Konseyi çalışmalarından çekilmesi ve Fransız Müslümanlarının bölünme riskini de taşıyor.

Macron talep etmişti

Macron, Ekim ayı ortasında Elysee Sarayı'na çağırdığı Müslüman temsilcilerden, "toplumda rahatsızlık yaratan bazı belirsizliklere" son vermeleri çağrısında bulundu. Bu çerçevede temsilcilerden, "İslam'ın cumhuriyet ilkeleri ile uyumlu olduğunu gösteren bir İlkeler Tüzüğü" yazmalarını istedi.

Ayrıca, Türkiye, Cezayir, Tunus ve Fas tarafından "desteklenen" 300 yabancı imamın Fransa'daki varlığına aşamalı olarak son verecek Ulusal İmamlar Konseyi'nin kurulması için bir çalışma yürütmelerini istedi.

Macron'un çağrısı üzerine bir araya gelen CFCM temsilcileri arasında, "İlkeler Tüzüğü" üzerinde karşılıklı suçlama ve istifalara varan tartışmalar yaşandı. Haftalarca süren kriz üzerine devreye giren İçişleri Bakanı Gerald Darmanin tartışan 3 müslüman toplumu temsilcisini bakanlıkta buluşturdu. Bu toplantıdan çıkan uzlaşma metni Pazar günü CFCM'in 9 temsilcisi tarafından da onaylandı.

Onaylanan tüzükte, "İslam'ın Cumhuriyet değerleri ve laiklik ilkesiyle bağdaştığı", kadın erkek eşitliği ve "İslamın politik hedeflere alet olmasının reddi" gibi temel ilkeler yer aldı.

İslamofobi vurgusu ise, "Fransa'daki müslümanlara ve onların inançlarının sembollerine yönelik düşman tavırların, ne Devlet ne de Fransız halkıyla kıyaslanamayacak, aşırılık yanlısı bir azınlığın davranışı" olarak tanımlandı.

Macron'un göreve gelmesinden bu yana pek çok reform girişimi sonuçsuz kalırken, Ekim ortasında tarih öğretmeni Samuel Paty'nin cihatçı saldırıya uğraması ve başı kesilerek öldürülmesi üzerine, hükümet, müslüman toplum temsilcileri üzerindeki baskısını artırarak, reform çalışmalarını hızlandırarak tamamlamalarını istemişti.

“Siyasal İslam ile mücadele yasa tasarısı”

Meclis'te Cumhurbaşkanı Macron, Elysee Sarayı'nda CFCM temsilcileriyle görüşürken, Ulusal Meclis'te 71 milletvekilinin katılımıyla kurulan özel Komisyon ise, "Siyasal İslam" ile mücadele etmeyi hedefleyen, "Cumhuriyet değerlerinin güçlenmesine ilişkin yasa tasarısını" görüşmeye başladı.

Ancak yeni suç tanımları ve yasaklar getiren tasarı, ifade özgürlüğü, eğitim özgürlüğüne aykırı olduğu ididasıyla sert eleştiriliyor. Fransa'da tartışma yaratan tasarı üzerinde bin 721 değişiklik önergesi verildi. Bunlar arasında, İktidar partisi LREM milletvekilleri Aurore Berge ve Jean-Baptiste Moreau'nun, "Reşit olmayan kızların türban takmasının yasaklanmasını" içeren önergesi ses getirdi. İktidar mensubu vekiller, tasarıya "18 yaşından küçük kızların türban takmasının yasaklanmasını" içeren bir madde eklenmesini istedi.

Fransız İçişleri Bakanlığı'na bağlı Devlet Bakanı Marlene Schiappa da, "5 yaşında örtülü bir kız görmeye tahammül edemiyorum" diyerek destek verdi; ancak bu konunun başka bir platformda ele alınması gerektiğini dile getirdi.

Hükümet, "Tartışmaları amacından saptırma ve polemik yaratma" riski nedeniyle önergeyi desteklemeyince, önerge komisyona gelmeden reddedildi. Tasarının Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmelerine Şubat ayında geçilmesi planlanıyor.

Yasa ne getiriyor?

Özel komisyonda bugün görülmeye başlanacak yasayla, dini nedenlerle Cumhuriyet ilkelerine aykırı eylem ve davranışlarda bulunanlarla ilgili yeni suç tanımlamaları yapılırken, mevcut cezalar da artırılıyor. Pek çok dini kurum ve derneğin işleyiş biçimi ve denetimi değiştiriliyor.

Yasa tasarısında, 25 ve 26'ncı maddeler ile yeni bir suç tanımı yapılarak, "bir kişinin kimliğini belirlemeyi veya yerini belirlemeyi mümkün kılan özel veya mesleki yaşamına ilişkin bilgileri yayarak, o kişilerin ya da aile üyelerinin yaşama hakkı, fiziksel ya da zihinsel bütünlük ya da mülküne zarar verme riskine yol açma" suç olarak tanımlanıyor.

Bu hükme uymayanlar, kişisel bilgileri yayma hiçbir etki göstermese bile, 3 yıla kadar hapis ve 45 bin Euro para cezasına çarptırılacak. Eğer bu suç bir kamu görevlisine karşı işlenirse, cezalar 5 yıl hapis ve 75 bin Euro para cezasına kadar çıkabilecek.

Yasanın bir başka hükmüne göre de, "dini gerekçelerle kamu hizmeti görevlilerine yönelik tehdit ve sindirmeden sorumlu olanların mahkemelerde yargılanmasını" sağlayan 4'üncü madde. Hükümet, bu konuda da yeni bir dini tehdit suçu tanımı yaparak, bunun genel tehdit suçlarından ayrılmasını sağlıyor. Bu maddeyle de hastanelerde ya da okullarda dini nedenlerle tehdit edilen kamu görevlilerinin korunması hedefleniyor. Bu yasağa uymayanlara da 5 yıl hapis, 75 bin Euro para cezası getiriliyor. Bu suçu işleyen kişi bir yabancı ise Fransa topraklarına giriş yasağı da verilebilecek.

Dernek kapatmalar hızlandırılıyor

Cumhuriyet’in "temel direklerinden" birisi olan derneklerin, siyasal İslam'ın hedefi haline geldiği belirtilen yasada, derneklerin yönetim ve mali yapısının daha fazla incelemeye tabii tutulacağı belirtiliyor.

Taslağın 6'ncı maddesi ile, devlet yardımı isteyen derneklerden, Fransa İslam Konseyi tarafından onaylanan ve laik cumhuriyet ülkelerinin benimsendiği vurgulanan "İlkeler Tüzüğü'nü" kabul etmeleri şartı aranacak. Bu sözleşmeyi imzalamayan derneklere mali yardım yapılmayacak. Yapılan hibeler de geri alınacak.

Öte yandan, yasanın 8'inci maddesiyle, 1936 yılında tanımlanan "dernek feshetme" gerekçeleri güncelleniyor ve derneklerin bir ya da daha fazla üyesi tarafından Cumhuriyet’e karşı bir suç işlediğinin tespit edilmesi durumunda derneklerin kapanması düzenlemesi getiriliyor. Acil durumlarda İçişleri Bakanlığı'na, dernek faaliyetlerini üç ay süreyle tedbir amaçlı durdurma yetkisi veriliyor. Bu maddeyi ihlal eden dernek sorumlularına, 1 yıl hapis ve 15 bin Euro para cezası verilmesi öngörülüyor.

Bir ibadethanede işlenen "nefret veya şiddete teşvik" suçunun cezası 7 yıla çıkarılıyor. Valilere, nefret söyleminin yapıldığı bir ibadethaneyi bir süreliğine idari olarak kapatma yetkisi de veriliyor.

Bağış fonları üzerindeki artan devlet kontroluna ek olarak, tasarının 9'uncu maddesiyle Vergi İdaresi'ne, vergi indirimlerine izin verecek şekilde bağış alan kuruluşları inceleme yetkisi geliyor. Kara para ile mücadele kurumu Tracfin'in faaliyet alanlarının bu dernekler için genişletilmesi planlanıyor.

Laiklik yasası kapsamında kurulan derneklere ibadetleri için gereken gayrimenkulleri finanse etme hakkı geliyor ancak bu finansmanın sıkı kontrol altına alınması düzenleniyor. 1901 yasasına bağlı olan dini derneklere ise, yıllık hesap tutma, bir muhasebe firması tarafından da bu hesapların onaylanması şartını getiriyor. Her iki yasaya bağlı kurulan dini derneğe de yurt dışından gelen mali yardımları bildirme zorunluluğu ve devletin buna itiraz olasılığı da tasarıda yer alıyor.

Ayrıca, yurtdışından yapılan 10 bin Euro üzerindeki tüm yardımlar devlete beyan edilecek. Taslak aynı zamanda "camilerde siyaset yapmayı" ya da "terör eylemlerini, şiddet ve nefreti öven provokatif söylemlere sahip kişilerin ibadet yerlerinde görev alması, vaaz vermesi ya da eğitmen olmasını" yasaklıyor.

Bu alanda getirilen bir başka yenilik de "terörizm suçundan mahkum olanların 10 yıl boyunca bir kültür derneğini yönetmesi veya yönetime üye olması"nın yasaklanması.

Eğitime ve okullara yeni düzenlemeler

Cumhurbaşkanı Macron'un "siyasi İslam’la mücadele yasası" olarak sunduğu yeni yasa taslağında, özellikle okullarda karşılaşılan sorunlardan yola çıkarak bir dizi yeni düzenleme de yer alıyor. Öncelikle zorunlu eğitim ilkokuldan anaokuluna gerileyerek 3 ile 16 yaş arasında eğitim zorunlu hale getiriliyor. Çocukların evde eğitim görme gerekçeleri son derece sınırlı koşullara indirgeniyor.

Yasanın 18’inci maddesinde, "hiçbir çocuk, çok sınırlı nedenlerle imkansız hale getirilmesi haricinde, bir kamu veya özel eğitim kurumuna devam etme yükümlülüğünden muaf olamaz" ifadesi yer alıyor.

Yasanın 21'inci maddesiyle, geçen yıl başkent Paris'in banliyölerinde tespit edilen, kötü binalarda, burkalı eğitmenler eşliğinde türban takan küçük çocukların devam ettiği yeraltı okulları kapanacak.

Ayrıca suç ve radikalleşme merkezlerine dönüşen spor salonları tespit edilerek kapısına kilit vurulacak. Medeni Kanun değişiklikleri Fransa Medeni Kanunu'nda zorunlu evlilik, çok eşli evlilik ve çocukları cinsiyetinden dolayı mirastan mahrum etmek yasak. Ancak yasadaki boşlukların bunların devam etmesine olanak sağladığı belirtilen taslak metninde, kadına ayrımcılığı engelleyen bu yasaklar güçlendiriliyor.

Yeni tasarının 14'üncü maddesiyle, bundan böyle yabancıların giriş, oturum ve sığınma hakkı kararı verilirken, çok eşlilik oturum izni taleplerinin reddi ya da iptaline gerekçe olacak. Zorla evlilikleri engellemek amacıyla da nikah memurları, "evlilikte rıza" şüphesi durumunda, eşleri ayrı ayrı kabul ederek konuşabilecek; şüphenin güçlenmesi durumunda ise konuyu savcılığa sevk etme yetkisi olacak.

Yasanın 17'nci maddesiyle, evlenecek kadından "bekaret testi" istenmesi yasaklanacak. Buna uymayan sağlık personeline 1 yıla kadar hapis, 15 bin Euro da para cezası verilecek.

XS
SM
MD
LG