Suriyeli gazeteci ve belgeselci Naji al Jarf, Pazar günü Gaziantep’te silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Görgü tanıklarına göre, saldırıda susturucu silah kullanıldı. Cinayeti henüz üstlenen olmadı. AncakAl Jarf, 15 Aralık 2015’te youtube’a yüklediği “Halep’teki IŞİD” adlı belgeselle örgüte sert eleştiri getirdiği için saldırıdan IŞİD sorumlu tutuluyor. Suriyeli muhaliflerin çıkardığı Hentah isimli derginin genel yayın yönetmeni olan Naji al Jarf, “Rakka Sessizce Katlediliyor” isimli yurttaş gazeteciliği yapan aktivist grupla birlikte çalışıyordu.
Türkiye’de tehditler aldığı bilinen Naji al-Jarf ailesi ile birlikte Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) tarafından Fransa’ya götürülmek isteniyordu. RSF internet sitesinden yaptığı açıklamada, al-Jarf’ın vizesinin alındığını ve gazetecinin gelecek ay Fransa’ya gitmeyi planladığını açıkladı.
“ Fransa vize verdi ama katiller erken davrandı”
RSF açıklamasında, ‘‘Al Jarf, Temmuz ayında Fransız Büyükelçisi’ne yazdığı mektupta, ‘Gaziantep’te yaşıyorum. Aileme bana yönelik tehditler arttı güvenliğimi sağlamam zorlaştı. Zaten İsmailiye azınlığına mensup laik bir yurttaş olduğum için cihatçıların hedefi haline geldim’ dedi. İki kızının Fransa’da yüksek öğrenim alabilmesini talep ediyordu. Fransa ona istediği güvenceyi verdi ama katiller erken davrandı,’’ denildi.
Önderoğlu: “IŞİD’in elinde bir liste olduğu anlaşılıyor”
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, ‘‘Naji al Jarf’ın özel olarak hedef seçildiği aşikar. Zaten RSF de bunun bilinciyle onun Fransa vizesini almasına yardımcı oldu. Susturuculu cinayet IŞİD’in bugüne kadar pek başvurduğu bir yöntem değil. Ama ellerinde Suriyeli muhalif entelektüellere ilişkin bir liste olduğu anlaşılıyor. Zira Ekim ayında da IŞİD, Urfa’da iki gazeteci cinayeti gerçekleştirdi’’ dedi.
IŞİD, Ekim ayında iki gazeteciyi infaz etti
Önderoğlu’nun sözünü ettiği iki gazeteci Şanlıurfa’da bakkal işleten ama aynı zamanda Naji Al Jarf gibi “Rakka Sessizce Katlediliyor” adlı Suriyeli muhalif yurttaş gazeteci grubu üyeleri olan İbrahim Abdülkadir ve Fares Hammadi’ydi. 20’li yaşlarındaki iki muhalif Suriyeli, evlerinde boğazları kesilerek öldürüldü. Cinayet sonrası bir video yayınlayan IŞİD, Abdülkadir ve Hammadi’nin “IŞİD hakkında Haçlılara bilgi verdikleri” için öldürüldüklerini söyleyerek cinayeti üstlendi.
Dr. Özden: Naji’nin arabasına bomba konmuştu
Aslında her üç gazeteci IŞİD kadar Suriye rejimine de muhalifti. Zaman Al Wasl adlı internet sitesi, Naji Al Jarf hakkında Suriye Siyasi Güvenlik Bürosu, Suriye İstihbaratı ve Suriye Askeri İstihbaratı’na ait olduğu iddia edilen 20012 ve 2014 tarihli dört tutuklama emrini yayınladı.
Peki bu tutuklama emirleri, Al Jarf’ın Suriye istihbaratının hedefi olduğu anlamına gelir mi? Suriyeli mülteciler üzerine araştırmalarıyla tanınan Antropolog Şenay Özden, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada Suriyeli gazetecinin yakın çevresinin IŞİD üzerinde durduğunu söyledi.
Dr Özden, ‘‘Evet bu cinayeti IŞİD henüz üstlenmedi ve ilk bakışta IŞİD’in tarzı gibi gözükmüyor ama benim konuştuğum yakın çevresi IŞİD’in yaptığına inanıyor. Zaten daha önce arabasına da bomba konmuş ve tehdit ediliyordu,’’ dedi.
Dr. Özden: “Türkiye’de tüm Suriye muhalefeti cihatçı diye damgalandı ve dayanışma gösterilmedi”
Suriyeli mültecilerle ilgili beş yıldır çalışan Şenay Özden, Türkiye’deki medyayı ve sol muhalefeti de Suriye’deki muhalefete önyargıyla davrandıkları eleştirisini getiriyor. Özden, ‘‘Ancak Naci’den bahsederken bir konu atlanıyor. Evet o IŞİD’e karşıydı ama Suriye’den çıkış sebebi rejim muhalifi olması. Naci ve etrafındakiler hem IŞİD’e hem Esad’a muhalifler. Ama Naji ve çevresindekiler daha düne kadar görünmezlerdi, önemsizlerdi. Türkiye’de sol tüm muhalefeti cihatçı-selefi olarak damgalayıp dayanışmayı reddetti. Şimdi Naci öldürülünce onları fark ettik,’’ dedi.