Versay Sarayı'nda Ulusal Meclis ve Senato'nun biraraya geldiği Fransa Kongresi'nin ortak oturumda, kürtaj hakkını Anayasa’da koruma altına alan değişiklik tasarısı onaylandı.
Dünya Kadın Hakları gününden yalnızca 4 gün önce kabul edilen yasayla, Anayasa’nın 34’üncü maddesine “kadınlara hamileliğin gönüllü olarak sonlandırılmasından yararlanma özgürlüğü güvence altına alınmıştır” ifadesi yazıldı.
Ülkede uzun süredir tartışılan ve hükümetin 18 ay boyunca üzerinde çalıştığı anayasa değişikliği Meclis ve Senato’da kabul edildikten sonra, Fransa Kongresi değişikliği onaylamak için toplandı.
Tüm gruplar tarafından desteklenen anayasa değişikliği için, oy kullanmaya davet edilen 925 milletvekili ve senatörden 902'si oylamaya katılırken, 852 oy kullanıldı.
Anayasal değişiklik için gereken 512 oyu fazlasıyla aşan bir destekle, 72’ye karşı 780 oyla “kürtaj hakkının Anayasa’ya yazılması” kesin olarak kabul edildi.
Böylece Versay Kongresi, dünyada “kürtaj hakkını” anayasayla koruma altına alan ilk yasama organı oldu.
Tarihi ortak oturuma, ilk kez bir kadın başkanlık etti. Ulusal Meclis Başkanı Yael Braun-Pivet, “Oturuma başkanlık eden ilk kadın olmaktan ve dünyada kürtaj hakkını Anayasa’ya yazan ilk ülke olmaktan gurur duyduğunu” söyledi.
Yael Braun-Pivet, oylamanın ardından, ilk kez halka açık bir törenle, Başbakan ve Adalet Bakanı’nın eşliğinde, kararı mühürletme törenine katıldı.
Macron: “Fransız gururu”
Cumhurbakanı Emmanuel Macron, oylamanın hemen ardından X hesabından paylaştığı mesajında, “Fransız gururu, evrensel mesaj. Tarihimizin halka açık ilk mühür töreniyle, Anayasa’yla güvence altına alınan yeni bir özgürlüğün girişini hep birlikte kutlayalım. 8 Mart Dünya Kadın Hakları Günü'nde görüşmek üzere” dedi.
Kadın dernekleri, Paris Belediye Başkanlığı’nın da organizasyonuyla, oylamanın dev ekrandan canlı olarak verildiği Eyfel Kulesi’nin yanındaki Trocadero Meydanı’nda toplandı.
Eyfel Kulesi’ne Fransızca ve İngilizce olarak “Benim bedenim, benim kararım” ve “#Kürtaj Anayasa’da” ifadeleri yazıldı. Belediye, bu tarihi anı kutlamak için Eyfel Kulesi’ni ışıklandırdı.
Tüm gruplar birleşti
Senato ve Meclis’te bulunan gruplar adına kürsüye gelen tüm konuşmacılar tarihi bir adım atıldığını ve kürtaj hakkını Anayasa’ya yazan ilk ülke olarak, “hem Fransız hem de tüm dünya kadınlarına tarihi bir mesaj” gönderdiklerini dile getirdi; Fransa’nın diğer ülkelere de örnek olmasını umut ettiklerini kaydetti.
Başbakan Gabriel Attal, Kongre’de yaptığı konuşmada, “Benim gibi bir adam, on yıllardır bedenleri hakkında karar verme özgürlüğünden mahrum bırakılan bu kadınların yaşayabileceği sıkıntıları hayal edemiyor. Kürtajın utanç verici bir gizlilik, anlatılamaz acı ve ölümcül riskle eşanlamlı olduğu o dönemdeki fiziksel acıyı hayal edemiyor. Benim gibi bir adam, susmayı ve kınamayı tercih eden bir toplumun ağırlığıyla karşı karşıya kalan kadının acısını gerçekten hayal bile edemiyor. Ancak benim gibi bir kardeş, bir evlat, bir arkadaş, bir başbakan, bugün burada olmanın gururunu tüm hayatı boyunca hatırlayacak” diye konuştu.
“Özgürlüklerimiz kırılgan”
“Bir halkın özgürlüğüne saldırmak istediğimizde önce her zaman kadınların özgürlüğünden başlarız” diyen Başbakan Gabriel Attal, “Özgürlüklerimiz, ‘doğası gereği’ tehdit altındadır. Doğası gereği kırılgandır, karar verenlerin insafına kalmıştır” dedi.
Başbakan Attal, “Kürtajın anayasaya girmesine karşı çıkanlar sıklıkla bu hakkın Fransa'da tehdit edilmediği iddiasını öne sürüyor. Ancak bu hakkın yarın geri alınmayacağı kesin mi?” sorusunu yöneltti.
Attal, “Bu oylama kadın hakları açısından bir başarı ve gizli kürtaj yaptıran tüm bu kadınlara karşı manevi bir borcumuzdur. Onlarca yıldır özgür olamamanın acısını çeken, bazen çoğu erkek yasa koyucuların, özel olarak uyguladığı adaletsizliğin bedelini hayatlarıyla ödeyecek kadar ileri giden pek çok kadının acıları ve anıları aklımızdan çıkmıyor” diye konuştu.
Fransız İhtilali’nden sonra, Olympe de Gouges’un mücadelesinden, 1974’te kürtajı suç olmaktan çıkaran ünlü Fransız bakan Simone Veil’e kadar kadın hakları mücadelesini hatırlatan Başbakan Attal, “Yüzyıllardır süren bu acı ve adaletsizliğin ağırlığına rağmen, kadınların bedenlerini kullanma özgürlüğünün anayasamıza dahil edilmesi, Devrim'den bu yana verilen mücadelenin doruk noktasıdır” dedi.
Ortak oturumda söz alan tüm grup temsilcileri de kürtaj kararına ilişkin ABD, Polonya, Macaristan, İtalya gibi batılı ülkelerde dahi yaşanan gerilemenin ve Afganistan, İran gibi ülkelerde kadınların temel haklarını bir bir kaybettiklerinin altını çizerek, “Fransa’nın tüm dünyadaki kadınlara ilham olmasını umut ettiklerini” dile getirdi.
Vatikan kınadı
Kararı Fransa’da tüm siyasi gruplar desteklerken, Fransa Katolik Kilisesi temsilcileri yasaya karşı kampanya yürüttü.
Vatikan da Kongre'nin hamileliğin gönüllü olarak sonlandırılmasının (IVG) Fransız Anayasası’na dahil edilmesi yönündeki oylamasından hemen önce bir açıklama yaparak, “Vatikan’ın insan yaşamını ortadan kaldırmak için her türlü girişime karşı olduğunu” dile getirdi.
Vatikan'ın biyoetik sorulardan sorumlu kurumu olan Papalık Yaşam Akademisi tarafından yapılan açıklamada, “Vatikan’ın Fransa piskoposlarının tutumunu destekledikleri” belirtilerek, “Evrensel insan hakları çağında, insan yaşamına son verme hakkı olamaz” diyerek, parlamentonun bu girişimini kınadıkları belirtildi.
Forum