Enflasyona karşı verilen küresel mücadelede dün ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz oranını 75 baz puan arttırmasından sonra bugün farklı ülkelerin merkez bankaları da benzer adımlar attı.
FED dün Mart ayından bu yana beşinci kez faizleri yükseltme kararı almış ve faizlerde 75 baz puanlık artışa gitmişti. Endonezya ve Norveç merkez bankaları, FED kararından kısa süre sonra benzer ya da aynı oranda faiz artışı kararı aldı.
İngiltere Merkez Bankası da ekonominin resesyona girmesine rağmen enflasyona "gerektiği üzere güçlü bir şekilde karşılık verilmeye devam edileceğini" açıklayarak faizleri yükseltti.
Banka, faiz oranını yüzde 1,75'ten yüzde 2,25'e çıkardı.
İngiltere Merkez Bankası, ülke ekonomisinin üçüncü çeyrekte binde bir oranında daralacağı öngörüsünde bulundu. Bunun bir nedeni, Kraliçe II. Elizabeth'in cenaze töreni için ilan edilen tatil ve teknik açıdan resesyon anlamına gelecek ikinci çeyrekte ekonomik üretimdeki düşüş.
Enflasyon oranı İsviçre'de yüzde 3,5, İngiltere'deyse yaklaşık yüzde 10 oranında seyrediyor.
Merkez bankaları, COVID-19 pandemisinin etkisinin azalmasıyla artan talebi karşılamakta zorluk çekilmesi, özellikle Çin'den kaynaklanan tedarik zinciri sorunları ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi sonrasında yakıt ve diğer emtia fiyatlarının yükselmesi nedeniyle küresel çapta artan enflasyonu dizginlemeye çalışıyor.
Şu anda ana hedefin enflasyonu kontrol altına alma konusunda kararlı olan merkez bankaları bir yandan da aldıkları önlemlerin ekonomiye indirebileceği ağır darbeye karşı hazırlık yapmaya çalışıyor. Faizlerin yükselmesiyle beraber artan borçlanma maliyetleri yatırımları, istihdamı ve tüketimi azaltıyor.
FED Başkanı Jerome Powell, gecelik gösterge faizlerinin yüzde 3,00 ila yüzde 3,25 aralığına yükseltilmesi kararından sonra yaptığı açıklamada, "Enflasyonu ardımızda bırakmamız gerekiyor. Bunu başarmanın sancısız bir yolu olmasını dilerdim, ama yok" dedi.
FED, ekonominin yavaşlamasını ve işsizlik oranının, tarihsel olarak ekonomik resesyon süreçleriyle bağlantılı biçimde yükselmesini bekliyor. Bu beklenti, Euro bölgesi ve İngiltere için de geçerli.
Küresel hisseler son iki yılın en düşük seviyesine yakın bir düzeye gerilerken gelişmekte olan ülkelerin para birimleri hızla değer kaybetti. Yatırımcılar, büyümenin az, krediye erişiminse daha zor olduğu bir dünyaya hazırlanmaya başladı.
Piyasa katılımcıları, Avrupa Merkez Bankası için de faiz oranı beklentilerini yükseltti. Bankanın 23 Ekim'de faizleri yeniden arttırması ve şu anda yüzde 0,75 olan faizleri gelecek yıl neredeyse yüzde 3'e çıkarması bekleniyor.
Japonya faizi sabit tuttu
Japonya Merkez Bankası faiz oranlarını sabit tutma kararı aldı. Bu adım, Japonya para birimi yenin dolar karşısında rekor düzeyde değer kaybetmesine yol açtı.
Japon ekonomisinin kırılgan toparlanma dönemini desteklemek için faiz oranları sıfıra yakın seviyede tutuldu. Ancak birçok uzman, küresel ekonomilerin borçlanma maliyetlerini arttırdığı bu dönemde Japonya'nın faiz arttırmamasının gerekçesini savunmanın giderek imkansız hale geldiğini kaydetti.
Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda, faizlerin sıfıra yakın tutulmaya devam edileceği açıklaması sonrasında, "Şu an için kolay para politikasını koruma yönündeki tavrımızı asla değiştirmiyoruz. Bir süre daha faiz arttırmayacağız" dedi.
Kararın açıklanması sonrasında dolar karşısında yenin hızla değer kaybetmesi üzerine Japon yetkililer yen satın alarak düşüş kontrol altına alma müdahalesinde bulundu.