Corona virüs salgınından en çok etkilenen sektörlerin başında gelen otomotiv sektöründe 2020 yılında tüm dünyada daralma yaşanırken Türkiye’de otomotiv pazarı büyüdü. Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin raporuna göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 61,3 artarak 772 bin 788 adet olarak gerçekleşti. Otomobil satışları 2019’a göre yüzde 57,6 oranında artarak 610 bin 109 adet olurken, hafif ticari araç pazarı da yüzde 77,2 artarak 162 bin 679 adete ulaştı.
2020 yılı başında öngörülen satış adetlerine ulaşıldığını, 2018 ve 2019'da ertelenen talebin 2020'ye yansıdığını söyleyen Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği Başkanı Murat Şahsuvaroğlu, “Salgının ilk dönemlerindeki düşüşün ardından Türkiye otomotiv pazarı toparlandı ve hızlandı. Daha sonra faizlerin artması, dövizin yükselmesi ve finansman koşullarının sıkılaşmasıyla özellikle Kasım ve Aralık aylarında pazarın soğuduğunu gözlemledik. Kasım, Aralık ayları da iyi gitseydi bugün 800 bin üstü adetleri konuşuyor olurduk. Ama Kasım, Aralık ayında gördük ki piyasa bize artık yavaş yavaş soğuyacağının işaretlerini veriyor. Ama yıl sonu pazar rakamı, en azından sektörde 2021, 2022 ve 2023 yılları için de umut vadeden bir rakam oldu” dedi.
Aralık ayında büyüme yüzde 15,2’te kaldı
Otomotiv sektörüne yönelik analizler yapan EBS Danışmanlık Genel Müdürü Erol Şahin, sektörün en fazla taşıt kredisi faizlerindeki değişimden etkilendiğini belirtti. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Şahin, “Haziran’ın başı itibariyle başlayan kredi kampanyası yani faizlerin yüzde 1’in altına düşmesi, hatta Cumhuriyet tarihinin en düşük faiz oranlarıyla, kamunun ve bankaların desteğiyle bu noktaya kadar gelindi. Ana etken ötelenmiş satışlar ve düşük kredi faizleriydi. Üzerine pandemiden dolayı toplu taşımadan kaçışı eklediğimiz zaman pazar büyümeye başladı. Hem sıfır araç hem ikinci el pazarı Haziran ayından itibaren rekor üzerine rekor kırarak geldi. İkinci el pazarı da yılın başından bugüne dek olan süreçte yüzde 12 civarında büyüyerek geldi. Şu anda (taşıt kredisi faizlerinde) yüzde 18-19’ları gördüğümüz bu süreçte pazar küçülmeye ve yatay seyretmeye başlamıştır” diye konuştu.
2020 yılında bir önceki yıla göre, otomobil ve hafif ticari araç pazarında en fazla büyümenin kaydedildiği Temmuz (yüzde 387,5), Ağustos (yüzde 134,4) ve Eylül (yüzde 115,8) aylarının ardından pazardaki büyüme azalmaya başladı. Aralık ayında bir önceki yıla göre yüzde 15,2 oranında daha fazla araç satıldı.
“Faiz silahı perakende piyasasının dizine sıkılmış oluyor”
Şahsuvaroğlu, bunun nedeninin, Kasım ve Aralık aylarında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) kredi iştahının yavaşlaması gerektiğine işaret ederek politika faizlerini arttırması olduğunu kaydetti: “Merkez Bankası faiz silahını çekti. Ama faiz silahını çektiği zaman da aslında perakende piyasasının dizine sıkmış oluyor. Yani buradaki en önemli şey, Türkiye'de maalesef faizler uygun olduğu zaman insanların otomobil alabilecek güçleri olabiliyor. Çünkü otomobil, üzerindeki vergi yükünden ötürü pahalı bir emtia. Siz bunun alım işini kolaylaştırırsanız, bunu almaya uygun hale getirirseniz, bunu hem uzun vadede hem düşük faizle sağlarsanız otomotiv hareket ediyor”.
31 Ağustos 2020 tarihinde hükümet, otomobil alım-satım işlemlerinde geçerli olacak ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) oranlarında da değişikliğe gitmişti. Cari açığa olumsuz etki eden otomobil ithalatının azaltılması, yerli üreticinin desteklenmesi gerekçesiyle ÖTV oranının arttırılması araç fiyatlarını da yukarı tırmandırmıştı.
2021’de 750-800 bin adet satış hedefi
Peki gelinen noktada artan araç fiyatları ve yüksek taşıt kredisi faizlerinin 2021 yılındaki satışlara etkisi ne olacak? Otomotiv ithalatında büyük pay tutan Avrupa ülkelerinin ekonomilerinin 2021 yılının ilk çeyreğinde Corona virüsü aşısı sayesinde düzelmeye başlayacağı ve ikinci çeyreğinde firmaların tüketiciye yönelik kampanyalar yapacağını öngören Şahsuvaroğlu, Türkiye’de de üçüncü çeyrekten sonra faizlerin aşağı çekileceği bir sürece girileceğine inandığını belirtti.
2021 yılında salgına bağlı olarak başka bir kapanma yaşanmaması koşuluna dikkat çeken Şahsuvaroğlu, “Öngörülebilir bir döviz kuru, öngörülebilir bir faiz, iddialı olmayan ama sakin de olmayan bir mevduat faizi. Böyle bir sistemde ben inanıyorum ki 2021 yılını da 750-800 bin bandında kapatırız” dedi.
“Kur düşüş trendinde kalırsa otomotivde de fiyatlar düşebilir”
Dolar/TL’nin aşağı yönlü hareket etmesinin, yükselen araç fiyatlarının ateşini azaltıp azaltmayacağı da tüketiciler için merak konusu. 2020'ye 5,95’ten başlayan ve iki ay önce 8,57 ile rekor kıran Dolar/TL, geçtiğimiz günlerde 7,24’e kadar gerileyerek son 4 ayın en düşük seviyesini gördü. Bunun, otomotivdeki fiyatların inmesi için düşüş trendinde kalması gerektiğine dikkat çeken Şahin, “Döviz yükseldiğinde aynı dakikada zam gelmiyor hiçbir şeye. Bunun bir süreci var. Kur düştü diye de fiyatlar birden düşmüyor. Kurun standart olarak uzun bir süre 7’ler veya 7’lerin altında bir baremde kalması tabii ki fiyatları da çok daha rahatlatacaktır. O zaman 2020 yılında yaşadığımız fiyatlardan daha düşük fiyatlarla karşı karşıya kalırız” ifadelerini kullandı.
Ancak Şahin, otomotiv satışlarında düşen kurun etkisiyle araç fiyatlarında yaşanabilecek değişimin değil, daha çok faiz oranlarının etkisi olduğu görüşünde. Şahin, 2018 ve 2019 yıllarında uygulanan ÖTV ve KDV indirimlerinin etkisiyle araç fiyatlarındaki düşüşün, yüksek taşıt kredisi faizlerinin geçerli olduğu süreçte pazardaki daralmayı engellemeye yetmediğini hatırlattı. 2021’de kredi kampanyası düzenleyen markaların öne geçeceğini sözlerine ekleyen Şahin, “Önümüzdeki dönemde markalar araçların belki dövizin yatay seyretmesi, düşmesinden elde edecekleri fiyat avantajını benim kanaatimce, 0 faizli ya da yüzde 1’in altındaki kredi kampanyalarını desteklemek için kullanacaklardır” dedi. Şahin, tüketicilerin ise araç fiyatları düşmese dahi taşıt kredisi kampanyalarıyla aracın toplam maliyetine odaklanması gerektiğini söyledi.
“2021’de ÖTV indirimi beklentisi yok”
Hükümetin 2021’de otomotiv fiyatlarında büyük pay tutan ÖTV’de bir indirime gitmesinden de umutlu olmadığını sözlerine ekleyen Şahin, “2021 yılı için devletin, otomotiv sektöründen elde etmeyi hedeflediği ÖTV 39,5 milyar TL. Bu yılki (2020) hedef 24 milyardı. Şu anda 11 ayda ulaşılan rakam, hem araç fiyatlarının yukarı taşınması hem de pazarın büyümesiyle yaklaşık 39 milyar TL. Aralık ayı rakamları geldiği zaman muhtemelen bu 45,5-46 milyar TL olacak. Yani 2021 yılı için hedeflenen rakamın bile yaklaşık 6,5-7 milyar TL üzerinde. (2021’de) bir ÖTV indirimi olmadan da devlet bu hedeflediği tahsilatı çok rahatlıkla yapacaktır. Pazar 600 bin de olsa bu rakamı rahatlıkla tahsil edebilecek gibi görünüyor” dedi. Şahin, ancak ilk 6 ayın sonunda satışların 200-250 bin adette kalması halinde ÖTV indiriminin söz konusu olabileceğini kaydetti.
İkinci elde satışlar düşüyor
Sıfır otomotiv piyasası 2020 yılını büyümeyle kapatırken, ikinci elde durum o kadar parlak değil. EBS Danışmanlık’ın verilerine göre, 2020’de Ocak-Kasım ayları arasında bir önceki yılın aynı dönemine göre, ikinci eldeki büyüme yüzde 12,10’da kaldı. Ancak ekonominin sıkılaştığı ve faizlerin yükseldiği Kasım ayında ikinci elde satışlar bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 30,8 düştü.
2020’de tedarik sorununun yaşandığı sıfır modellerden daha yüksek fiyatlarla gündeme gelen ikinci el piyasasında ‘köpük’ fiyatların kaybolduğunu söyleyen Şahsuvaroğlu, "Bugün gelinen noktada görüyoruz ki piyasada yeterince ikinci el var, bulunurluk had safhada. İnternet sitelerine girin bakın, üç ay önce istenen fiyatla bugünün arasında en az 30 bin TL fark var. Demek ki her şey normale dönüyor. İkinci elde de sabreden, bekleyen, biraz acelesi olmayanlar üç ay önce 200 bin TL'ye alacağı arabayı bugün 160-170 bin TL'ye alabilecek durumda. Artık doğru fiyata satın alınacak” dedi.
“30 binden fazla araç müşteri bulamıyor”
2020’de herkesin düşük kredi faizlerinden faydalanarak ikinci el araç al-sat yaptığını ve ‘karaborsa’ ortamı yaşandığını söyleyen Şahin, “Pazarda faizlerin inanılmaz boyutta aşağı düşmesiyle hiç ihtiyacı olmayan insanlar dahi bankalara kredi çekmeye gitti. Bu insanlar bulabildikleri araçları topladılar. Daha sonra ikinci el pazarında sıfır olarak tekrardan 10-15 bin lira yukarısına satmaya başladılar. Birileri de bunları alınca bir pazar oluştu. Normalde spot dediğimiz ve dünden bugüne otomotivde de olan sektör, 100 liraya bayide satılan aracın filodan alınarak dışarıda 90 liraya satılmasıydı. Yani spotta ucuz olurdu. Bu yaşadığımız olayda ise 100 liralık mal 110 liraya satılmaya başlandı. Bunun adı düpedüz karaborsacılıktı” dedi.
EBS Danışmanlık’ın verilerine göre, 2020’de yeni otomobilin ikinci ele düşme döngüsü de piyasada yaşanan bu durumun boyutlarına işaret ediyor. 2019 yılında yüzde 12,35 olan aynı model yılı araçların ikinci elde satılma oranı, 2020 yılında yüzde 26,81’e yükseldi. Yani pazarda satılan her 100 otomobilden 27’si spota düştü. Gelinen noktada bunun bittiğini söyleyen Şahin, “Piyasada 30 binin üzerinde satış bekleyen bu tip araç var. Müşteri bulamıyor. Bu da güzel yanı” dedi.