Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat'ın Türkiye'nin güneyi ve Suriye'nin kuzeyinde ağır yıkıma neden olan deprem felaketinden siyasi çıkar sağlamaya çalıştığı ve yabancı yardımların kendi kontrolu altındaki bölgelerden tedarik edilmesi için baskı yaptığı yorumu yapılıyor.
Reuters haber ajansında yayınlanan bir analize göre, deprem nedeniyle mağdur olan Suriye halkına yoğun şefkat duyulduğu bu dönemde Şam, yardımların Esat hükümetiyle eşgüdüm içinde sağlanması şeklinde uzun süredir gündeme getirdiği talebi yinelemek için fırsat yakaladı. Esat hükümeti, 2011 yılında Suriye'de iç savaş başladığından beri Batı tarafından dışlanıyor.
Batılı güçlerse Esat'ın bu talebini yerine getirmeye hazır olduklarına ilişkin hiçbir işaret sunmuyor. Ancak Türkiye'den Suriye'nin kuzeybatısında muhaliflerin elinde olan bölgelere sınırdan yardım akışının zorlaşması, Esat'ın elini güçlendiriyor.
Bölgede yaşayan 4 milyon insan için hayati önem taşıyan yardım akışı, depremin meydana gelmesinden bu yana durduruldu. Ancak bir BM yetkilisi, yardım akışının yarından itibaren başlayabileceği konusunda umutlu olduğunu dile getirdi. Şam hükümeti uzun zamandır kuzeyde muhaliflerin elindeki bölgelere yardımın Türkiye sınırından değil, Suriye içinden aktarılması gerektiğini kaydediyor.
Century Vakfı'ndan Suriye uzmanı Aron Lund, "Esat için bu krizin bir tür fırsata dönüşebileceği açık. Esat 'Benimle ya da benim aracılığımla çalışmak zorundasınız' diyebilir" şeklinde konuştu.
Lund, "Esat eğer akıllıysa kendi kontrolu dışındaki bölgelere yardım aktarılmasını kolaylaştırır ve sorumluluk sahibi biri gibi görünme fırsatını kullanır ama rejim çok inatçı" dedi.
Batılı ülkeler, 11 yıldan uzun süren, binlerce kişinin ölümüne, Suriye nüfusunun yarısından fazlasının bulundukları yerleri terk etmek zorunda kalmasına, milyonlarca insanın başka ülkelerde mülteci olarak yaşamasına neden olan iç savaşta sergilediği acımasızlığı nedeniyle Esat'ı dışlıyor.
Rusya ve İran'ın desteğini alan Esat, şu anda bölünmüş ülkenin en büyük parçasını kontrolu altında tutuyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, depremin Washington'un Şam'la iletişim kurmak için bir fırsat oluşturabileceği şeklindeki öneriyi reddediyor ve Şam hükümeti değil, sahadaki sivil toplum kurumları aracılığıyla hükümetin elindeki bölgelerde yaşayan Suriyeliler'e yardım sağlamaya devam edeceğini kaydediyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, bu hafta yaptığı açıklamada, "Bizim yıllar boyunca kendi insanlarına acı çektirmiş, onları gazla öldürmüş, katletmiş bir hükümetle iletişime geçmemiz oldukça ironik, hatta amaca zarar verici olur" dedi.
Yine de Amerika'yla aynı çizgide duran bazı Arap ülkelerinin liderleri, depremden sonra Esat'la iletişime geçti. Bu liderler arasında Ürdün Kralı ile Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır devlet başkanları bulunuyor.
Geçmişte Suriye'de muhalifleri destekleyen ancak son yıllarda Esat'la bağları normalleştiren Ürdün ve BAE, Suriye devlet medyasına göre Şam'a yardım gönderdi.
Suriye'de hükümet kontrolundaki bölgeler depremde ağır hasar aldı. Suriye'de şimdiye kadarki ölü sayısının 2 bin 500 civarında olduğu, hükümet ve muhaliflerin kontrolundaki bölgelerde ölü sayılarının hemen hemen eşit olduğu kaydediliyor.
Suriye'nin kilit müttefiki Rusya, ülkeye kurtarma ekipleri gönderdi ve Suriye'de bulunan kuvvetleri yardım çalışmalarına katılmak üzere harekete geçirdi.
Amerika'nın yaptırımları altında olan ve Ukrayna'yla savaşan Rusya, Suriye'ye yardım etmekte gecikmedi. Moskova, Şam'la olan ittifakı, Batı'ya karşı bir koz olarak değerlendiriyor.
Kaynaklar üzerine verilen mücadele
Moskova, uzun zamandır, Suriye'nin kuzeybatısına Türkiye üzerinden yardım göndermenin Suriye'nin egemenliğini ihlal ettiğini vurguluyor. Bu yardım operasyonunun süresinin uzatılması, BM Güvenlik Konseyi'nde Rusya ve Batılı güçler arasında diplomatik anlaşmazlık çıkmasına yol açtı.
Muhaliflerin elindeki topraklarda bulunan Suriyeliler, Türkiye rotasının kapanması durumunda Şam'ın yardımı keseceğinden ve yardım akışının hükümet kontroluna geçeceğinden endişeli.
Yardım kuruluşlarıysa hükümet kontrolundaki topraklar üzerinden de dahil bölgeye yardım akışını sürdürmenin yollarını arıyor.
BM'nin Suriye'ye yapılan insani yardımlardan sorumlu en üst düzey yetkilisi El Mustafa Benlamlih, "BM ve ortakları, erişim noktalarını genişletme ve yardımın en savunmasız insanlara ulaşmasını sağlamanın yollarını aramaya devam edecek. Yardıma en çok muhtaç olanlara erişim sağlamak için tüm tarafların siyasi iradesi gerekiyor" dedi.
Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Bessam Sabbağ, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'ten Pazartesi günü yardım talep etti. Ancak Sabbağ, yardım akışının Şam hükümetiyle eşgüdümle sağlanması ve Türkiye sınırından değil, Suriye içinden yapılması gerektiğini kaydetti.
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mekdad, bu hafta yaptığı açıklamada,, hükümetin "silahlı teröristlere (muhaliflere) erişmediği sürece yardımın tüm bölgelere sağlanmasına izin vermeye hazır" olduğunu söyledi.
Arap yayın kuruluşu El Mayadin'e konuşan Mekdad, yaptırımların "felaketin zorluklarını daha da arttırdığını" belirtti.
Merkezi Şam'da bulunan Suriye Kızılay örgütü, yaptırımların kaldırılması çağrısında bulundu. Washington, Suriye'ye uygulanan yaptırımları 2020'de daha da sıkılaştırmıştı.
Batılı ülkeler, Esat'ın baskı rejimine son vermesini sağlamayı ve siyasi anlaşma müzakere etmeyi amaçladıklarını kaydediyor. Amerika, yaptırımların insani yardımları hedef almadığının da altını çiziyor.
Oklahoma Üniversitesi'nden Ortadoğu Çalışmaları Merkezi Başkanı Joshua Landis, Şam'ın "rejimi meşrulaştırmak için" yardımı koz olarak kullanmaya çalıştığını söylüyor.
Landis, "Tüm Araplar ve genel olarak dünya büyük acılar çeken Suriye halkına şefkat besliyor. Esat bu şefkati sömürmeye çalışacak" şeklinde konuşuyor.