PARİS —
Türkiye’de iktidar partisi AKP’nin kazandığı yerel seçimler, Fransız medyasında geniş yer buldu. Gazeteler seçimleri anlatan haberlerin yanı sıra, sonuçları analiz eden makalelere de yer vermeye devam ediyor.
Osmanlı Hanedanı’nın son üyelerinden Fransa’da yaşayan gazeteci-yazar Kenize Murad, Le Figaro gazetesinde, “Türkiye’de seçimler: Erdoğan’ın zaferinin tehlikeleri” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Murad, Erdoğan’ın “diyalog aramayan ‘öfkeli ve kindar’ söyleminin zaten Suriye kriziyle kırılgan hale gelen Türkiye’yi tehlikeli bir kutuplaşmaya doğru götürdüğünü” yazdı. Le Monde Gazetesi de dünkü sayısını Ankara seçimlerine şaibe karışmasını öne çıkararak “Çılgın Melih sayesinde, AKP Ankara’daki üstünlüğünü korudu” adlı bir analiz habere yer verdi.
Kenize Murad, Le Figaro’daki yazısına, “Nasıl üç aydır adı, Türkiye’de eşi görülmemiş yolsuzluklara bulaşan bir Başbakan, her gün bakanları, yakınları, çocukları ve kendisi hakkında yeni bir skandal patlak verirken, kendisi için referandum anlamına gelen seçimleri aldı?” sorusuyla başlıyor. “Erdoğan bütün otoriter uygulamalarına, Avrupa’nın eleştirilerine rağmen 6 bin polisi taşraya sürerek, yargıya ve medyaya el koyarak, son özgürlük alanları olan Twitter ve You Tube’u yasaklayarak nasıl ülkenin en popüler politikacısı olmayı başardı?” sorusuna yanıt arayan Kenize Murad, “Daha kesin zaferi açıklanmadan rakiplerine bedel ödeteceğini söyledi. Bu demektir ki, bütün karşıtları, ona oy vermeme çağrısı yapanlar bedel ödeyecekler. Başbakan’ın şiddetli ve kindar karakterine bakılacak olursa, onların yerinde olmak istemezdiniz” dedi. Kenize Murad, şöyle devam etti :
“Seçimler gösterdi ki, sık sık tekrarlanan ‘İki Türkiye var’ söylemi gerçek oldu. Ama ekonomik olan bu ikiye bölünme 20 yıldır kültürel bölünmeye dönüştü. Seçimler gösterdi ki, Türk halkı demokrasiden çok ekonomik koşullardan endişe duyuyor. Demokrasi Avrupalılaşmış büyük burjuvazinin sorunu. Geniş halk kitleleri, Erdoğan sayesinde hiç görmedikleri ekonomik refaha ulaştı. AKP iktidarı 12 yılda ortalama geliri 3 katına çıkardı, halk kitlelerinin sağlık, ulaşım koşullarını kolaylaştırdı. Ordunun darbe ihtimalini ortadan kaldırdı. Ama bugüne kadar diğer Müslüman ülkelere örnek olan laiklik-demokrasi garantisi veremiyor. Erdoğan hükümeti istikrar, ekonomik gelişme ve dini özgürlük ihtiyaçlarına yanıt verebildi. Ama ya demokrasi… Görünen o ki çoğu için demokrasi hala öncelikli ihtiyaç değil ve sık sık ‘kargaşa’ ile eş anlamlı algılanıyor…. AKP’nin zaferi sokaklarda protesto edilmeye devam edecek. MHP’nin azınlık kalması, yaşlı Kemalist parti CHP’nin kendini yenileyememesi de, gerçek bir muhalefet olmaması tehlikesini doğuruyor. Erdoğan kesinlikle bir diyalog adamı değil. Seçim gecesi, ‘bütün hainleri yok etme’ sözü vererek de bunu gösterdi. Ama zamanla bu kutuplaşma, zaten Suriye’deki savaş nedeniyle de zaafiyete düşen Türkiye’de ekonomik ve sosyal istikrarı da tehlikeye atacak boyutlara ilerliyor.”
Le Monde : ‘Çılgın Melih’
Ankara seçimlerindeki şaibe iddiaları Le Monde gazetesine de haber oldu. Le Monde, dünkü sayısında İstanbul muhabiri Guillaume Perrier imzasıyla, “Çılgın Melih sayesinde, AKP Ankara’daki üstünlüğünü korudu” başlıklı bir habere yer verdi. Ankara’da pek çok sandığa şaibe karıştığını tüm detayları ile anlatan ve Gökçek hakkında 2009 yılında da seçim hileleri yaptığı iddiaları bulunduğunu belirten Le Monde, Gökçek’in hayli ilginç bir portresini de yayınladı. Başbakan Erdoğan’ın, muhalifleri tarafından “çılgın Melih” diye adlandırılan Gökçek’i atamakta uzun süre tereddüt ettiğini belirten Le Monde, “Ankara sokaklarında kötü bir üne sahip olan Melih Gökçek kavgayı ve provokasyonu seviyor, provokatör ve ölçüsüz üslubu var… Twitter’da sert… Kürtaj tartışmaları sırasında ‘Kadınlar zinadan doğan bebeklerini öldürüyor. Bebekleri öldüreceklerine intihar etsinler’ dedi. Gezi eylemcilerine ‘yabancıların askerleri’, BBC muhabirine ‘ajan’ dedi…. Seçimlerden önce, zevki tartışılacak ve 9 milyon Euro’ya mal olacak Ankara’ya beş kapı, dinozorların olduğu bir park, dev bir cami, teleferik toplu taşıma hattı ve Boğaz’ı Ankara’ya getirme sözü verdi. Oğlunun yönettiği bir televizyon kanalı var, yerel futbol takımı başkanı, 2008 yılında zimmet iddiaları ortaya çıktı ve başkentin sermaye sistemini adam kayırmacılığı üzerine inşa etmekle suçlanıyor. Yoksul sınıfların oylarını garantileme yöntemi olarak 1990’larda kente göçen yoksul halka kömür, gıda ve belediyede ufak işler dağıttı. Bu metot AKP’yi de pek çok zafere götürdü” ifadesini kullandı.
Osmanlı Hanedanı’nın son üyelerinden Fransa’da yaşayan gazeteci-yazar Kenize Murad, Le Figaro gazetesinde, “Türkiye’de seçimler: Erdoğan’ın zaferinin tehlikeleri” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Murad, Erdoğan’ın “diyalog aramayan ‘öfkeli ve kindar’ söyleminin zaten Suriye kriziyle kırılgan hale gelen Türkiye’yi tehlikeli bir kutuplaşmaya doğru götürdüğünü” yazdı. Le Monde Gazetesi de dünkü sayısını Ankara seçimlerine şaibe karışmasını öne çıkararak “Çılgın Melih sayesinde, AKP Ankara’daki üstünlüğünü korudu” adlı bir analiz habere yer verdi.
Kenize Murad, Le Figaro’daki yazısına, “Nasıl üç aydır adı, Türkiye’de eşi görülmemiş yolsuzluklara bulaşan bir Başbakan, her gün bakanları, yakınları, çocukları ve kendisi hakkında yeni bir skandal patlak verirken, kendisi için referandum anlamına gelen seçimleri aldı?” sorusuyla başlıyor. “Erdoğan bütün otoriter uygulamalarına, Avrupa’nın eleştirilerine rağmen 6 bin polisi taşraya sürerek, yargıya ve medyaya el koyarak, son özgürlük alanları olan Twitter ve You Tube’u yasaklayarak nasıl ülkenin en popüler politikacısı olmayı başardı?” sorusuna yanıt arayan Kenize Murad, “Daha kesin zaferi açıklanmadan rakiplerine bedel ödeteceğini söyledi. Bu demektir ki, bütün karşıtları, ona oy vermeme çağrısı yapanlar bedel ödeyecekler. Başbakan’ın şiddetli ve kindar karakterine bakılacak olursa, onların yerinde olmak istemezdiniz” dedi. Kenize Murad, şöyle devam etti :
“Seçimler gösterdi ki, sık sık tekrarlanan ‘İki Türkiye var’ söylemi gerçek oldu. Ama ekonomik olan bu ikiye bölünme 20 yıldır kültürel bölünmeye dönüştü. Seçimler gösterdi ki, Türk halkı demokrasiden çok ekonomik koşullardan endişe duyuyor. Demokrasi Avrupalılaşmış büyük burjuvazinin sorunu. Geniş halk kitleleri, Erdoğan sayesinde hiç görmedikleri ekonomik refaha ulaştı. AKP iktidarı 12 yılda ortalama geliri 3 katına çıkardı, halk kitlelerinin sağlık, ulaşım koşullarını kolaylaştırdı. Ordunun darbe ihtimalini ortadan kaldırdı. Ama bugüne kadar diğer Müslüman ülkelere örnek olan laiklik-demokrasi garantisi veremiyor. Erdoğan hükümeti istikrar, ekonomik gelişme ve dini özgürlük ihtiyaçlarına yanıt verebildi. Ama ya demokrasi… Görünen o ki çoğu için demokrasi hala öncelikli ihtiyaç değil ve sık sık ‘kargaşa’ ile eş anlamlı algılanıyor…. AKP’nin zaferi sokaklarda protesto edilmeye devam edecek. MHP’nin azınlık kalması, yaşlı Kemalist parti CHP’nin kendini yenileyememesi de, gerçek bir muhalefet olmaması tehlikesini doğuruyor. Erdoğan kesinlikle bir diyalog adamı değil. Seçim gecesi, ‘bütün hainleri yok etme’ sözü vererek de bunu gösterdi. Ama zamanla bu kutuplaşma, zaten Suriye’deki savaş nedeniyle de zaafiyete düşen Türkiye’de ekonomik ve sosyal istikrarı da tehlikeye atacak boyutlara ilerliyor.”
Le Monde : ‘Çılgın Melih’
Ankara seçimlerindeki şaibe iddiaları Le Monde gazetesine de haber oldu. Le Monde, dünkü sayısında İstanbul muhabiri Guillaume Perrier imzasıyla, “Çılgın Melih sayesinde, AKP Ankara’daki üstünlüğünü korudu” başlıklı bir habere yer verdi. Ankara’da pek çok sandığa şaibe karıştığını tüm detayları ile anlatan ve Gökçek hakkında 2009 yılında da seçim hileleri yaptığı iddiaları bulunduğunu belirten Le Monde, Gökçek’in hayli ilginç bir portresini de yayınladı. Başbakan Erdoğan’ın, muhalifleri tarafından “çılgın Melih” diye adlandırılan Gökçek’i atamakta uzun süre tereddüt ettiğini belirten Le Monde, “Ankara sokaklarında kötü bir üne sahip olan Melih Gökçek kavgayı ve provokasyonu seviyor, provokatör ve ölçüsüz üslubu var… Twitter’da sert… Kürtaj tartışmaları sırasında ‘Kadınlar zinadan doğan bebeklerini öldürüyor. Bebekleri öldüreceklerine intihar etsinler’ dedi. Gezi eylemcilerine ‘yabancıların askerleri’, BBC muhabirine ‘ajan’ dedi…. Seçimlerden önce, zevki tartışılacak ve 9 milyon Euro’ya mal olacak Ankara’ya beş kapı, dinozorların olduğu bir park, dev bir cami, teleferik toplu taşıma hattı ve Boğaz’ı Ankara’ya getirme sözü verdi. Oğlunun yönettiği bir televizyon kanalı var, yerel futbol takımı başkanı, 2008 yılında zimmet iddiaları ortaya çıktı ve başkentin sermaye sistemini adam kayırmacılığı üzerine inşa etmekle suçlanıyor. Yoksul sınıfların oylarını garantileme yöntemi olarak 1990’larda kente göçen yoksul halka kömür, gıda ve belediyede ufak işler dağıttı. Bu metot AKP’yi de pek çok zafere götürdü” ifadesini kullandı.