Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na katılmak üzere 21 Eylül’de ABD’nin New York kentine giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dört gün süren temaslarının ardından Türkiye’den gelen gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Soru cevap öncesi kısa bir değerlendirmede bulunan Erdoğan, BM toplantıları sırasında İran, Sırbistan, Ukrayna, Maldivler Cumhurbaşkanları, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı, Kuveyt Veliaht Prensi, Arnavutluk, Pakistan, Irak, Lübnan, Almanya, Hollanda, Yunanistan ve Ermenistan Başbakanları, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile biraraya geldiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı hem ikili görüşmelerinde hem de BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada İsrail’in Gazze'deki ateşi tüm bölgeye yaymak için her yola başvurduğunu, dünya sessiz kaldıkça ve Batılı ülkeler İsrail yönetimine silah desteği verdikçe bu katliamların devam edeceğine dikkat çektiğini aktardı.
Erdoğan’dan BM’ye Netanyahu tepkisi: “Ya o katile hak ettiği gibi davranır ya da bu utanç verici durum BM tarihine bir kara leke olarak geçer”
Cumhurbaşkanı bir gazetecinin sorusu üzerine İsrail Başbakanı Benyamin Netenyahu’nun 27 Eylül’de (yarın) Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitap edecek olmasının bu kurum için utanç verici olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Filistin'de soykırım yapmış bir suçlunun Birleşmiş Milletler çatısı altında yer alabilmesi gerçekten bir utanç vesilesidir. Bu, vahşice katledilen bebeklerin, çocukların, annelerin, babaların BM görevlilerinin, gazetecilerin ve daha nicelerinin hatıralarına ihanettir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ya o katile hak ettiği gibi davranır ya da bu utanç verici durum Birleşmiş Milletler tarihine bir kara leke olarak geçer” dedi.
Lübnan tepkisi: “Herkesin bir planı var ama biz inanıyoruz ki Allah’ın da bir hesabı var”
Çarşamba günü Güney Lübnan’da yaşayan Lübnanlılar’ın İsrail saldırıları nedeniyle yaşadıkları yerleri terk ettiği görüntüleri televizyondan izlediğini söyleyen Erdoğan, İsrail Başbakanı ile Naziler’in lideri Adolf Hitler arasında yine bir benzetme kurdu.
Cumhurbaşkanı, “İsrail bir rüya görüyor, o rüyasını gerçekleştirmek için bölgemizdeki halkların yaşamlarını kabusa çevirmeyi de göze almış gibi görünüyor. Zamanında Hitler de bir rüya görmüştü ve o da çeşitli milletlere mensup halklara kabus yaşatmıştı. Neticede gördüklerinin bir rüya olduğunu net bir şekilde anladı. Er ya da geç günümüzün Hitleri Netanyahu da bu gerçekle yüz yüze gelecek. Herkesin bir planı var ama biz inanıyoruz ki Allah’ın da bir hesabı var” diye konuştu.
Erdoğan’dan ABD seçimleri değerlendirmesi: “Türkiye -ABD arasındaki ilişkileri de buna göre teraziye koyacağız”
New York’ta ABD Başkanı Joe Biden ile görüşme fırsatı bulamayan Cumhurbaşkanı, ABD Başkanlık seçimleri ile ilgili soruyu yanıtlarken Türkiye’nin F-35 projesinden çıkartılmasından dolayı uğradığı kaybın henüz telafi edilmediğine dikkat çekti.
Erdoğan, “Temennim odur ki gelen gideni aratmasın. Çünkü, Amerika'da F-35 konusunu bizler yalnız Sayın Donald Trump döneminde yaşamadık, sonrasında da devam etti. Hepsi de bize bu hayalkırıklığını yaşattı. Cumhuriyetçiler de yaşattı, Demokratlar da. Şimdi yeni süreçte bunun sürüp sürmeyeceğini göreceğiz. 1 milyar 450 milyon dolar alacağımız var. Bu öyle böyle bir rakam değil. Şimdi bu alacağımızı tahsil etme noktasında da adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Bütün bunlarla beraber Kasım seçiminin neticesi ne getirecek ne götürecek? Bunu da görmemiz lazım. Bizler bu işin sonucunda temennim odur ki Türkiye -ABD arasındaki ilişkileri de buna göre tekrar teraziye koyacağız. Adımlarımızı da ona göre atacağız. Umarız netice hayırlı olur” değerlendirmesinde bulundu.
“BRICS ve ASEAN içinde yer almak NATO'dan vazgeçmek anlamına da gelmiyor”
Türkiye’nin BRICS’e yaptığı ve değerlendirme aşamasında olan başvuru da Erdoğan’a soruldu.
20-24 Ekim tarihlerinde Rusya’nın Kazan kentinde düzenlenecek 16. BRICS toplantısına katılması beklenen Cumhurbaşkanı, BRICS’in NATO ya da AB’nin alternatifi olmadığını söyledi.
Erdoğan, “BRICS ve ASEAN’da yer almamız, buralarda görünmemiz, inanıyorum ki bölgelerin aritmetiğini de değiştirecek. Çok daha farklı bir yapının inşasına vesile olacak. Orta Asya, Rusya, Baltık bölgesi ya da Uzak Doğu ile ilişkilerimiz kadar kıta Avrupası ve Amerika ile de bağlarımızın bulunduğunu bir kenara koyamayız. Biz ‘bir NATO ülkesiyiz’ diye Türk dünyası ve İslam dünyası ile bağlantımızı kopartamayız. BRICS ve ASEAN bizim için özellikle ekonomik iş birliklerimizi geliştirmek için fırsatlar barındıran yapılar. Bu yapıların içinde yer almak NATO'dan vazgeçmek anlamına da gelmiyor. Bu ittifak ve iş birliklerinin, özellikle birbirinin alternatifi olduğunu düşünmüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı, kendilerine “BRICS’e ya da başka bir yapıya girmeyin” diyenlerin Avrupa Birliği'nin kapısında Türkiye’yi yıllarca bekletenlerle aynı kişiler olduğunu da dile getirdi.
“Rusya-Ukrayna savaşının diplomasi ve diyalog yoluyla sona ermesi mümkün ama şu anda buna yakın değiliz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’nin bir yandan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkileri iyileştirmek için çaba sarf ederken diğer taraftan da Rusya ve Ukrayna arasındaki barışı en çok arzulayan ülke olduğunun altını çizdi.
Erdoğan, “Bu savaşın diplomasi ve diyalog yoluyla sona ermesi mümkündür. Yeter ki sorunları bu yolla çözebileceğimize hem savaşan taraflar hem diğer aktörler inansın. Şu anda maalesef buna yakın değiliz. Biz hem Ukrayna hem Rusya tarafıyla görüşebiliyor olmamızı barışa giden yolda bir avantaj olarak görüyoruz” diye konuştu.
“Mevcut düzende BMGK’nın dokunulmaz beş üyesi istediğini acımasızca yapabiliyor”
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yapısının bugünkü dünyanın ihtiyaçlarını karşılamadığı için uzun yıllardır “Dünya beşten büyüktür” diplomasisini yürüten Erdoğan, dün BM Genel Sekreteri Antonio Guetteres’in de kendisine hak verdiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı, “Mevcut düzende Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin dokunulmaz beş üyesi, istediğini acımasızca yapabiliyor. Zaten geçici üyelerin herhangi bir fonksiyonu yok. Müslüman ülkelerden hiçbiri daimi üyeler arasında yer almıyor. Şimdi Afrika daimi üyelik istiyor. Japonya üyelik istiyor mu, istiyor. Peki yer var mı, yok. Avrupa'dan Almanya istiyor. Almanya'ya da yer yok. Türkiye olarak biz de istiyoruz. Sayın Guterres de yaptığımız görüşmede bize hak verdi ama bu hakkı teslim etmek gibi bir güçleri, bir imkanları da yok” ifadelerini kullandı.
“Ekonomide zor dönemleri geride bırakıyoruz, vatandaşımız enflasyondaki gerilemeyi hissetmeye başladı”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gazetecilerin iç siyaset ve ekonomi ile ilgili sorularını da cevapladı.
Erdoğan, son dört yıldır yüksek enflasyon yaşayan Türkiye’nin dezenflasyon sürecine girdiğini ve yüksek enflasyonun dize getirildiğini savundu.
“Ekonomide artık zor dönemlerini geride bırakıyoruz” diyen Erdoğan, “Bizim şu an odaklandığımız konu, milletimizi zorlayan enflasyon meselesidir. Enflasyonu dizginlemeye başladık ve kalıcı dezenflasyon sürecini başlattık. Vatandaşımız enflasyondaki bu gerilemeyi hissetmeye başladı ve önümüzdeki dönemde daha hızlı bir şekilde bunu görecekler. Hedeflerimizi tutturduk ve yolumuza disiplinli bir şekilde devam ediyoruz. Üstelik bunları çevremizdeki karışıklıklara ve istikrarsızlık kaynaklarına rağmen başardık” dedi.
Teğmenler, yeni Anayasa ve iç cephe hakkında ne dedi?
Erdoğan yeni Anayasa tartışmaları hakkında, “Bizim anayasanın ilk 4 maddesiyle herhangi bir sorunumuz sözkonusu değil. Bütün bunlarla beraber anayasanın satırları arasında dolaşan darbeci zihniyetle bizim problemimiz var” değerlendirmesinde bulunan Erdoğan Kara Harp Okulu mezuniyetinde “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diye slogan atan teğmenlerle ilgili değerlendirmenin sürdüğünü söyledi.
30 Ağustos’ta yaptığı konuşmada “iç cephe” mesajı veren Cumhurbaşkanı, gazetecilerin soruları üzerine yine bu konu hakkında değerlendirmeler yaptı.
Erdoğan, “İç cephe bizi biz yapan değerlerdir. Biz aynı şeye sevinme, bunun yanında aynı şeye üzülme, aynı şiirde duygulanma, aynı marşta göğsümüzün kabarabilmesi halini hep birlikte yaşamalıyız. Bütün bunlarla beraber iç cephe hedeflerimiz, bizim Kızıl Elmamızdır. Bizi usandırıp umutsuzluk girdabına sürüklemeye çalışanlar, işte o iç cepheyi hedef alıyor. Biz o iç cepheyi çökerttirmeyiz. Bu ruhu paramparça etmeye çalışıyorlar. Bir daha birbirimize tutunmayalım. Kendi kapsüllerimizde herkesten ayrı köşelerde ömür tüketip, yok olalım istiyorlar. Biz bunlara bu fırsatı da kesinlikle vermeyeceğiz” diye konuştu.
Forum