Türk ordusu, yaklaşık altı aydır Suriye topraklarında Fırat Kalkanı Harekatı’nı sürdürüyor. Genelkurmay harekatın 173. gününde bir TSK mensubunun ölümüyle birlikte toplam can kaybının 66’ya ulaştığını duyurdu.
Bugün Bahreyn’e hareketinden önce İstanbul’da basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin El Bab’ı ele geçirmesinin an meselesi olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Bizim buradaki hedeflerimizi biliyorsunuz, terörden arındırılmış güvenli bölge için çalışma yapıyoruz. Bu çalışmanın Doğu ayağında Cerablus, Batı ayağında El Rai vardır. Güney'e doğru ilk etapta Dabık halloldu, ondan sonra El Bab hallolmak üzere. Bundan sonraki süreçte Rakka ve Münbiç olayı vardır” dedi.
Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri dikkat çekti. Zira Erdoğan, Astana Zirvesi sonrası Doğu Afrika seyahatinden Türkiye’ye dönüşünde uçakta gazetecilere “El Bab'da bundan sonraki süreçte süratle mesafe almak suretiyle oradaki işi bitirmek, daha derinliğine gitmemek lazım” demişti. Münbiç değil ancak Rakka El Bab'ın daha güneyinde yer alıyor.
Erdoğan: Nihai hedefimiz El Bab değil
Cumhurbaşkanı dün Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un El Bab’ın alınmasının ardından Fırat Harekatı’nın sona ereceği yönündeki açıklamasını da düzeltti.
“El Bab’dan sonra durmak, böyle bir şey yok. Orada bir iletişim sıkıntısı olabilir. El Bab bir defa bizim nihai hedefimiz değildir. Şu ana kadar biliyorsunuz üç bini aşkın DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik. DEAŞ’ın asıl merkezi El Bab değil Rakka. Nihai hedef de 5 bin km karelik bir alanı temizlemektir. Bizim Türkiye olarak burada kalmak gibi bir hedefimiz yok. Bu ayrı bir konu. Nasıl Cerablus, El Rai, Dabık temizlendi, oranın kendi insanı yerleşti. El Bab da temizlenecek ve orada El Bab’lı yerleşecek. DEAŞ’ı, YPG’yi ve PYD’yi oradan boşalttıktan sonra Rakka’yı da DEAŞ’tan boşalttıktan sonra zaten bizim orada kalmamız çok ama çok lüks olur. Fakat bunu şimdi konuşmak çok erken olur diye düşünüyoruz”
Erdoğan: Görüşlerimizi ABD yönetimi ve CIA ile paylaştık
Erdoğan’ın açıklamalarına bakıldığında, Türkiye'nin, El Bab’tan sonra Münbiç ve Rakka’ya yöneleceği, yani 2016 Eylül ayındaki pozisyonuna geri döndüğü anlaşılıyor. Hem ABD Başkanı Donald Trump'ın hem de Türkiye’ye gelen CIA Başkanı Mike Pompeo'nun görüşmelerinin bu değişimde etkisinin olmuş olabileceği yorumları yapılıyor.
“Bu konuyla ilgili olarak da ABD'nin yeni yönetimi ve CIA ile düşüncelerimizi paylaştık. Koalisyon güçleriyle de paylaştım. Bizler buradaki her türlü altyapı çalışmalarında görev alırız, eğer başarırsak oradaki konutları yapacak olursak burada yeni bir süreç başlayacaktır. İnsanlara kendi ülkelerine dönme fırsatı vermiş olacağız. Uçuşa yasak bölge konusu da var. Bu bölge uçuşa yasaklanmazsa hiçbir işe yaramayacaktır. En önemlisi tabii eğit-donat olayıdır. Başından beri bizler yürütüyoruz. ÖSO, eğit-donat kapsamında yetiştirilmiş bir ordudur. Onlar da yerli halk olması hasebiyle, tabii can siperane bu mücadelede yer almaları hasebiyle çok faydalı olmuşlardır.”
Bahçeli: Rusya’nın El Bab’ta askerlerimizi vurmasının hesabı sorulmalıdır
El Bab’ta Türk ilerleyişi sürerken 9 Şubat’ta Rus savaş uçağının El Bab’ta Türk askerlerinin bulunduğu binayı vurması sonrası karşılıklı açıklamalar kamuoyundaki kafa karışıklığını gidermiş değil.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de “emsalsiz bir mücadele” gösterdiğini söyleyerek Fırat Kalkanı Harekatı’na destek veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün Rusya’yı eleştirdi.
9 Şubat'ta Rus savaş uçağının Türk askerlerinin bulunduğu binayı vurması sonrası Rusya'dan gelen kafa karıştırıcı mesajların şehitlerin kemiklerini sızlattığını belirten MHP lideri, “Rusya'nın olayı saptırıp, hava saldırısının sorumluluğunu TSK'ya yıkması bir defa komşuluk hukukundan uzak, ahlaken sorunludur. Şimdi Rusya askerlerimizi şehit ediyor, Pardon'la geçiştiriyor. Bu yanlıştır, ayıptır. Ruslar hukukun ilkelerini hiçe saymaktadır. Rusların amacı nedir? Türkiye'nin alttan alması, bir şey olmamış gibi davranması nasıl beklenmektedir. PYD'nin Moskova'da ofis açmasına izin veren Ruslar, ülkemizin karşısında husumet odağı olmaya adeta isteklidir. Şehitlerimizin hesabı mutlaka sorulmalıdır” dedi.
Erdoğan: Cumhurbaşkanı ve genelkurmay başkanlarının dışındaki açıklamalara itibar edilmemeli
Referandum sürecinde Erdoğan ve AKP’ye en büyük desteği veren muhalefet partisi liderinin bu sözleri de Cumhurbaşkanı’na soruldu.
Erdoğan bu yanıtı MHP liderini tatmin etmekten uzaktı.
“Benim yapmış olduğum açıklama tamamıyla gerek Silahlı Kuvvetlerimizin gerek MİT'in bana verdiği bilgiler çerçevesindedir. Bu çerçevede yaptığımız açıklama karşılıklı yapılmıştır. Genelkurmay Başkanlarının, Cumhurbaşkanlarının yaptığı açıklamalar bu işin gerçek boyutudur. Bunun dışındaki açıklamalar herhalde itibar edilecek açıklamalar değildir. Şunu da ifade etmem gerekir ki; bu süreç içerisinde bizlerin işleri çok daha hassas, çok daha dikkatli bir şekilde götürme gayretlerimiz var.”