Kamuoyu araştırmaları, 31 Mart Yerel Seçimleri’ne bir hafta kala seçim kampanyasını “devletin bekası” üzerine kuran AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nı başta Ankara olmak üzere birçok seçim çevresinde 2014’ün gerisinde olduğunu gösteriyor.
Bu memnuniyetsizlik iktidar partisinin yürüttüğü seçim kampanyasında önce çıkan iki isim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun birkaç gündür yeni bir söylemle meydanlara çıkmasına yol açmış gibi görünüyor.
Erdoğan: “Ders verilecek değil sıkı sıkı bir araya gelinecek dönem”
Önceki gün Adana’da Cumhur İttifakı’nın Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Hüseyin Sözlü ile yurttaşlara hitap eden Soylu, “Ne olursunuz gücümüzü eksiltmeyin. Ne olursunuz! Bu seçim ders verme seçimi değildir. Bu seçim fire verme seçimi değildir. Bu seçim ülkeme Türkiye’ye, gelecek nesillere güç verme seçimidir. İstediğimiz bir şey var. Sizin çektiklerinizi bundan sonraki nesiller çekmesin” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da dünkü Konya mitinginde Soylu’nun sözlerine yakın cümleler kurdu.
“Eskiler, ‘yitik kaybedildiği yerde bulunur’ derler. Biz de inşallah Konya'da kaybettiğimizi Konya'da bulmakla işe başlayacak, bu ışığı dalga dalga tüm Türkiye sathına, tüm bölgemize, tüm dünyaya yayacağız. Bunun için 31 Mart'ta sandığa iyi sahip çıkmamız gerekiyor. Birileri ülkemizin ve milletimizin içinden geçtiği kritik durumla asla ilgisi ve orantısı olmayan kimi gerekçelerle AK Parti'ye ders vermek istiyormuş ama unutmayalım ki dönem ders verilecek değil iki elin parmakları gibi sımsıkı bir araya gelinecek dönemdir.”
İhsan Aktaş: “CHP’den kışkırtıcı hamle gelmeyince seçmenini ikna etme görevi AK Parti’ye düştü”
Son kamuoyu araştırmalarında AKP’li seçmenin 24 Haziran seçimlerine kıyasla %7-8 oranında sandığa gitmeyeceğini gözlemleyen araştırma şirketi GENAR’ın başkanı İhsan Aktaş, iktidar partisinin seçmeni sandığa gitmeye motive etmeye çalıştığını söylüyor.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Aktaş, “Partiler seçim kampanyasında oy almak için yol yöntem arar. Bazen onu nazlandırarak bazen bu tür söylemlerle sandığa çekmeye çalışır. 24 Haziran Seçimleri’ne Cumhuriyet Halk Partisi’nin İzmir ve Ankara’da yaptığı büyük katılımlı mitingler AK Parti seçmenini sandığa götürmüştü. Ancak CHP bu seçimde AK Parti tabanını tedirgin edici söylem üretmekten kaçınıyor. Bu kadar büyük mitingler yapıyor. Muhalefetten kışkırtıcı hamle gelmeyince seçmenini ikna etmek iktidar partisine kaldı” dedi.
Kemal Can: “İktidar bu söylemiyle ders verilmesi gerektiğini kabul ediyor ve terörü bitirdik iddiasını kendi imha ediyor”
Gazeteci Kemal Can da İhsan Aktaş gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “dönem ders verilecek değil iki elin parmakları gibi sımsıkı bir araya gelinecek dönemdir” sözlerini bir ikna etme çabası olarak görüyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Can, yine de bunu bir iletişim kazası hatta bir iletişim yanlışı olarak değerlendiriyor:
“Uluorta bu ders meselesini gündeme getirmek, aslında, verilecek bir ders olduğunu kabul etmek anlamına geliyor. Bir suçunuz bir hatanız olduğunu itiraf ediyor, kabul ediyor ve seçmenden hukuki tabirle söyleyecek olursak hükmün açıklanmasını geri bırakmasını istiyorsunuz. 1 Kasım 2015 Seçimleri’nden beri AKP seçmenine sürekli bu mecburiyetlerini hatırlatıyor. Seçmenine kendisi arkasında kalmaktan ve hatta kendisini iktidarda tutmaktan başka bir seçeneği olmadığını söylüyor. Tartıya çıkan siyasetçinin kullanabileceği bir dil değil, burada çaresizlik var. Aslında bu yasadışı terör örgütlerini bitirdik şeklindeki iddialarını da imha ediyor.”
İsmet Akça: “İktidar kaybetme korkusu yaşıyor ve can havliyle seçmenini sandığa çekmeye çalışıyor”
7 Haziran 2015’teki seçimlerden bu yana iktidar partisinde erime olduğunu hatırlatan Siyaset bilimci İsmet Akça ise ekonomik krizin de tetiklemesiyle MHP desteğine rağmen 2014’teki oy oranın gerisinde olan AKP’nin seçmenini yardıma çağırdığını düşünüyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Dr. Akça, “Bu erimeyi en erken fark eden Erdoğan oldu. Hem seçmen nezdinde bu erimeyi telafi etmek hem de devlet içinde krizi aşmak için MHP ve Ülkücülerle yeni bir ittifak stratejisine soyundu. Birçok seçim oldu ama bir türlü iktidar bloğunun eli rahatlamış değil. Seçmen nezdinde rızadan ziyade zora dayanmaya başladı. Buna rağmen çok partili seçimlere geçildiğinden beri sandık güvenli hiç bu kadar tartışmalı olmadı ve iktidar bloğu içinde bir sıkıntı ve tedirginlik var. Bu da kaybetme korkusu olduğunu gösteriyor. Bugüne kadar kendisini destekleyen ama gidişattan rahatsızlığını artık gizlemeyen seçmenine kendisinin bekasının söz konusu olduğunu söyleyerek can havliyle sandığa çekmeye çalışıyor. Normalde böylesi bir krizde muhalefetin rağbet görmesi gerekirdi. Ama muhalefet savunmacı pozisyonu terk etmiyor, cüretkar davranmıyor, yeni bir Türkiye iddiası ortaya koymuyor. AKP-MHP bloğu muhalefetin sınırlarını kırmızı çizgilerle çiziyor. Zaten HDP baskı politikalarıyla esir alınıyor, CHP-İyi Parti hattı da iktidardaki erimeyi politikleştirecek bir muhalefet ortaya koymuyor. O yüzden de muhalefet güçlü rüzgar estiremiyor” dedi.
GENAR Araştırma Başkanı İhsan Aktaş ise AKP oylarında erime olduğu görüşüne katılmıyor. 2009 Seçimleri’nde iktidar partisini %38 oy aldığını hatırlatan kamuoyu araştırmacısı, ekonominin iyi gittiği dönemde iktidar partisinin oylarının yüzde 40'ların biraz altına düşse de ekonominin rayında olduğu dönemlerinde %50’lere yaklaştığını bu nedenle şimdiki dalgalanmanın da bu sınırlarda olmasının bir erime anlamına gelmeyeceğini söyledi.