Suriye’nin kuzeyinde gittikçe güçlenen ve özyönetim sürecine giren Kürt Ulusal Konseyi Türkiye’nin en yoğun gündem maddesi oldu. Başından bu yana Suriye’nin bölünmesine karşı çıkan Ankara, 900 kilometre uzunluğundaki Suriye sınırının tamamında PKK’ya yakın PYD örgütünün baskın olduğu Kürt Ulusal Konseyi tarafından kontrol edilmesini kaygıyla izliyor.
Önceki gün “güvenlik zirvesi” toplayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Londra’ya seyahati öncesi düzenlediği Ankara Esenboğa Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında “Farklı oluşumlara adım atmaya kalkacak Suriye’deki Kürt varlığına müsamaha göstermemiz mümkün değil” dedi. Türkiye’nin bu konuda geliştirdiği ilk refleks Irak’ın kuzeyindeki Kürt Bölgesi’yle işbirliğine gitmek olacak.
Bu bağlamda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Çarşamba günü Erbil’e gidecek. Başbakan Erdoğan, “Oradaki yerel yönetimin idarecileri ile bu konuları paylaşıp, bu konudaki kararlılığımız, hassasiyetimiz kendilerine de iletilecektir. Ondan sonra da böyle bir sorumluluğun bizden çıktığını bilmelerini istiyoruz. Gerek silahlı kuvvetlerimiz gerek diğer bu konudaki ilgili birimlerimiz çalışmaları bu yöndedir “ dedi.
‘Bizi tahrik etmeyin’
Suriye Kürt Ulusal Meclisi’ni de uyaran Erdoğan, net bir dille ‘Türkiye’yi tahrik etmeyin’ mesajı verdi: “Kuzey Irak'taki PKK-PYD dayanışmasının oraya koymuş olduğu hayali haritalara göre eyvallah etmeyiz. Dışişleri, Silahlı Kuvvetler, istihbarat teşkilatlarımız yoğun çalışmanın içindeler ve atılması gereken adımlar, alınması gereken kararlar geldiği anda alınacaktır. Yani istim üzerindeyiz.”
Hükümetin ve aslında Başbakan Erdoğan’ın tavrı muhalefet cephesinde farklı değerlendiriliyor. Hükümete en büyük eleştiri BDP’den geliyor. BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürtlerin Suriye Kürdistan’ın da devlet kurmak istediği açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.
‘Hükümetin Suriye tavrı Kürt fobisini gösteriyor’
BDP Eşbaşkanı, “Hükümetin bu tavrı ya bir cehalet örneğidir ya da Kürt fobisinin yansımasıdır. Başbakan ve Dışişleri Bakanlığı, orada olanları doğru analiz etmek yerine Suriye meselesine resmi ideoloji penceresinden bakıyor. ‘Orada PYD'nin halka baskısı var. Biz orada PYD’nin halka baskı yapmasına izin vermeyiz’ anlayışı, inanılmaz bir siyasi körlük ve burnunun ucunu görememe meselesidir” dedi.
Ortadoğu’da dört ülkede yaşayan Kürtlerin şu an itibariyle birleşik bir devlet olma ideali taşımadığını vurgulayan Demirtaş, AKP hükümetinin Barzani’den destek alarak çözüm arama anlayışını da eleştirdi:
"Türkiye’nin bir lider üzerinden (Barzani) bütün Kürtleri denetlemesi mümkün değil. Zaten Ankara Barzani’yi denetlediğini düşünüyorsa yanılıyor. Barzani de kendine özgü bir pol’tika yürütüyor ki bölgede önemli bir politik figürdür. Kürt halkının çıkarlarını gözeten bir liderdir. Ben Sayın Barzani’nin Türkiye kontrolünde bir Kürt lider olduğuna tezi doğru değildir”.
Bölgesel Kürt Yönetimi: 'Suriye Kürtlerine karışmayız'
Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt yönetimi lideri Mesut Barzani'nin lideri olduğu Irak Kürdistan Demokrat Partisi Politbüro Sekreteri Fazıl Mırani de BDP lideriyle aynı görüşte. "Suriye Kürtleri Irak'tan farklı bir ülkede mücadele ediyor. Biz tüm Kürtler kardeşiz, ama ortak değiliz. Diğer parçaların işine karışmıyoruz ve onlardan da istiyoruz ki bizim işlerimize karışmasınlar" dedi.
AKP’yi Batı’nın “Don Kişot”u olarak niteleyen MHP lideri Devlet Bahçeli ise son tahlilde hükümete destek verdi. Bahçeli, " Türkiye'nin yüz yüze kaldığı çok ciddi yakın tehditler karşısında; milletimizin birliği, esenliği ve vatanımızın dirliği amacıyla tüm eksik ve yanlışlarına rağmen AKP hükümetinin alacağı milli nitelikli kararların destekçisi olacağız" dedi.
‘Bağımsız Kürdistan’a izin verilmemeli’
İki gündür hız kazanan güvenlik zirvelerini ise ciddiyetten uzak bulan MHP’nin de kırmızı çizgisi Suriye’nin üniter yapısından ödün vermek. MHP lideri bu konuda net konuştu: “Suriye'nin kuzeyinde hiçbir şart altında özerk, federasyon ve bağımsız bir Kürdistan kurulmasına fırsat verilmemeli, caydırıcılık ve milli güç unsurları seferber edilmelidir."
Suriye krizinin başından beri yurtdışında mekik dokuyan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu dün iki önemli toplantı yaptı. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan ile görüşen Davutoğlu akşam saatlerinde de Suriye’den kaçan ve Beşar Esad’ın sağ kolu olarak kamuoyuna sunulan General Manaf Tlas’la bir araya geldi. Suriye’nin en köklü Sünni ailelerinden birisinin oğlu Tlas, Suriye Cumhuriyet Muhafızları komutanlığını yapıyordu. Tlas, ülkeden kaçtıktan sonra Esad sonrasının toparlayıcı lider adayı olarak gösteriliyordu.
Önceki gün “güvenlik zirvesi” toplayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Londra’ya seyahati öncesi düzenlediği Ankara Esenboğa Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında “Farklı oluşumlara adım atmaya kalkacak Suriye’deki Kürt varlığına müsamaha göstermemiz mümkün değil” dedi. Türkiye’nin bu konuda geliştirdiği ilk refleks Irak’ın kuzeyindeki Kürt Bölgesi’yle işbirliğine gitmek olacak.
Bu bağlamda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Çarşamba günü Erbil’e gidecek. Başbakan Erdoğan, “Oradaki yerel yönetimin idarecileri ile bu konuları paylaşıp, bu konudaki kararlılığımız, hassasiyetimiz kendilerine de iletilecektir. Ondan sonra da böyle bir sorumluluğun bizden çıktığını bilmelerini istiyoruz. Gerek silahlı kuvvetlerimiz gerek diğer bu konudaki ilgili birimlerimiz çalışmaları bu yöndedir “ dedi.
‘Bizi tahrik etmeyin’
Suriye Kürt Ulusal Meclisi’ni de uyaran Erdoğan, net bir dille ‘Türkiye’yi tahrik etmeyin’ mesajı verdi: “Kuzey Irak'taki PKK-PYD dayanışmasının oraya koymuş olduğu hayali haritalara göre eyvallah etmeyiz. Dışişleri, Silahlı Kuvvetler, istihbarat teşkilatlarımız yoğun çalışmanın içindeler ve atılması gereken adımlar, alınması gereken kararlar geldiği anda alınacaktır. Yani istim üzerindeyiz.”
Hükümetin ve aslında Başbakan Erdoğan’ın tavrı muhalefet cephesinde farklı değerlendiriliyor. Hükümete en büyük eleştiri BDP’den geliyor. BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürtlerin Suriye Kürdistan’ın da devlet kurmak istediği açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.
‘Hükümetin Suriye tavrı Kürt fobisini gösteriyor’
BDP Eşbaşkanı, “Hükümetin bu tavrı ya bir cehalet örneğidir ya da Kürt fobisinin yansımasıdır. Başbakan ve Dışişleri Bakanlığı, orada olanları doğru analiz etmek yerine Suriye meselesine resmi ideoloji penceresinden bakıyor. ‘Orada PYD'nin halka baskısı var. Biz orada PYD’nin halka baskı yapmasına izin vermeyiz’ anlayışı, inanılmaz bir siyasi körlük ve burnunun ucunu görememe meselesidir” dedi.
Ortadoğu’da dört ülkede yaşayan Kürtlerin şu an itibariyle birleşik bir devlet olma ideali taşımadığını vurgulayan Demirtaş, AKP hükümetinin Barzani’den destek alarak çözüm arama anlayışını da eleştirdi:
"Türkiye’nin bir lider üzerinden (Barzani) bütün Kürtleri denetlemesi mümkün değil. Zaten Ankara Barzani’yi denetlediğini düşünüyorsa yanılıyor. Barzani de kendine özgü bir pol’tika yürütüyor ki bölgede önemli bir politik figürdür. Kürt halkının çıkarlarını gözeten bir liderdir. Ben Sayın Barzani’nin Türkiye kontrolünde bir Kürt lider olduğuna tezi doğru değildir”.
Bölgesel Kürt Yönetimi: 'Suriye Kürtlerine karışmayız'
Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt yönetimi lideri Mesut Barzani'nin lideri olduğu Irak Kürdistan Demokrat Partisi Politbüro Sekreteri Fazıl Mırani de BDP lideriyle aynı görüşte. "Suriye Kürtleri Irak'tan farklı bir ülkede mücadele ediyor. Biz tüm Kürtler kardeşiz, ama ortak değiliz. Diğer parçaların işine karışmıyoruz ve onlardan da istiyoruz ki bizim işlerimize karışmasınlar" dedi.
AKP’yi Batı’nın “Don Kişot”u olarak niteleyen MHP lideri Devlet Bahçeli ise son tahlilde hükümete destek verdi. Bahçeli, " Türkiye'nin yüz yüze kaldığı çok ciddi yakın tehditler karşısında; milletimizin birliği, esenliği ve vatanımızın dirliği amacıyla tüm eksik ve yanlışlarına rağmen AKP hükümetinin alacağı milli nitelikli kararların destekçisi olacağız" dedi.
‘Bağımsız Kürdistan’a izin verilmemeli’
İki gündür hız kazanan güvenlik zirvelerini ise ciddiyetten uzak bulan MHP’nin de kırmızı çizgisi Suriye’nin üniter yapısından ödün vermek. MHP lideri bu konuda net konuştu: “Suriye'nin kuzeyinde hiçbir şart altında özerk, federasyon ve bağımsız bir Kürdistan kurulmasına fırsat verilmemeli, caydırıcılık ve milli güç unsurları seferber edilmelidir."
Suriye krizinin başından beri yurtdışında mekik dokuyan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu dün iki önemli toplantı yaptı. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan ile görüşen Davutoğlu akşam saatlerinde de Suriye’den kaçan ve Beşar Esad’ın sağ kolu olarak kamuoyuna sunulan General Manaf Tlas’la bir araya geldi. Suriye’nin en köklü Sünni ailelerinden birisinin oğlu Tlas, Suriye Cumhuriyet Muhafızları komutanlığını yapıyordu. Tlas, ülkeden kaçtıktan sonra Esad sonrasının toparlayıcı lider adayı olarak gösteriliyordu.