Erişilebilirlik

Erdoğan New York’taki Mahkemeye Seslendi: “Biz Şantaja Boyun Eğmeyiz”


New York’ta yeni haftayla birlikte devam edecek olan Sarraf davası Türk siyasetinde gündemi belirlemeyi sürdürüyor.

Hafta sonunu genel başkanlığını yaptığı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin il kongrelerine ayıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumartesi günü Kars ve Iğdır kongrelerinde yaptığı konuşmalarda olduğu gibi Pazar günü de Ağrı ve Muş’ta katıldığı kongrelerde New York’ta görülmekte olan davaya değindi.

Cumartesi günü ana muhalefette bulunan Cumhuriyet Halk Partisi’ni “hıyanet partisi” olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı, Ağrı’da yaptığı konuşmada CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hıyanetin başı olarak niteledi.

Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu’na “hem hıyanetin başı hem kontrollü darbenin sanığı sensin”

Erdoğan, “Senaryolara boyun eğmedik diye bizi ABD'de yargılamaya çalışıyorlar. Bizi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bu oyuna bizi getiremeyeceksiniz, bunu bilin. PKK'yı bunun için azdırdılar. FETÖ'yü bunun için sahaya sürdüler. Ama muhalefetin, bir diğer deyişle ana hıyanetin başındaki zatı da aynı amaçla kullanıyorlar. Milletimiz şunu bilsin ki bu oyunların hiçbiri birbirinden bağımsız değildir. İstedikleri kadar uğraşsınlar başaramayacaklar. Bu millet oynanan oyunu gayet iyi biliyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Muş’ta ise “CHP’nin trolü” olarak bahsettiği Kılıçdaroğlu’na “kontrollü darbenin sanığı sensin” diye seslendi.

Erdoğan, “Ana muhalefetin başındaki zata rol biçtiklerini görüyoruz. FETÖ'nün trolleri sosyal medyadan, CHP'nin trolü Meclis kürsüsünden aylarca iftira kampanyaları yürüttüler. Bu zat FETÖ'cü televizyon kanallarının değişmez konuğu olmuştu. Milletvekilleri de FETÖ'nün gazetelerinde kapı nöbeti tutuyordu. 15 Temmuz'da, o gece bizler Yeşilköy'de havalimanına geldik, on binler oradaydı. Bu zat, ‘bir darbe olduğu zaman tankların önüne önce ben çıkarım’ diyordu. Peki bu Bay Kemal benden önce havalimanına geldi. Geldiği zaman oradaki arkadaşları onu karşıladılar ve tanklar oradaydı. Arkadaşları tankların başındakilerle görüştüler, haber verdiler. Bay Kemal tankların arasından yürüdü arabasına bindi, Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitti. Ondan sonra da utanmadan ne dedi? ‘Bu bir kontrollü darbedir’ dedi. Kontrollü darbenin sanığı sensin” dedi.

Uzun zamandır “yerli ve milli” bir siyaset izlediğini söyleyen ve iktidara yönelik eleştirileri “gayri milli” olarak niteleyen Erdoğan, bağımsız bir Türkiye’nin yarattığı hazımsızlığın bir sonucu olarak gördüğü New York’taki yargılamada mahkemenin hedefinin Türk milleti olduğunu öne sürdü.

“Biz bu şantaja boyun eğmeyiz; bu milleti, FETÖ'nün kuklası olmuş mahkemeler de sindiremez”

Cumhurbaşkanı, “Hans'a, Mike'a göre değil, Ali'ye göre hareket etmemiz birilerinin canını fena halde sıkıyor. Diledikleri zaman oyun dışına attıkları o pısırık ülkeye, güçlü ve bağımsız Türkiye'yi hazmedemiyorlar. Ne yapmışız? Sözleşmemiz olan bir ülkeden vatandaşımız kışın üşümesin diye doğalgaz satın almışız. Ortada ticari bir hesaplaşma varsa onu da kendi mecrasında takip etmek gerekir. Asıl olan meselenin siyasi bir yere çekilmeye çalışılmasıdır. Bu dava, 17/25 Aralık kumpasının okyanus ötesine taşınmış olmasından başka bir şey değildir. Kimse kusura bakmasın biz bu şantaja boyun eğmeyiz. 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçakların silahlarla sindiremediği bu milleti, FETÖ'nün kuklası olmuş mahkemeler de sindiremez” dedi.

Davutoğlu: Kim rüşvet almışsa, kim haksız kazanç peşinde olmuş ve elde etmişse onlardan da hesap sorulmalıdır

Uzun zamandır kamuya açık alanlarda siyasi yorumlarda bulunmayan eski başbakan Ahmet Davutoğlu ise New York’taki yargılamayla ilgili ilk kez yorumda bulundu.

İzmir’de Buca Atlı Spor Kulübü’nün düzenlediği toplantıda konuşan eski başbakan, Türkiye’nin o dönem ateş çemberinden geçmek için İran’la ticaret yaptığını söylerken rüşvet alanlardan hesap sorulması gerektiğini belirtti.

Ahmet Davutoğlu, “Devletimizin izzeti ve itibarı anlamında yapılan her komplo karşısında dimdik dururken adaleti ve ahlakı hakim kılmak zorundayız. Devletimiz ateş çemberi içinden geçerken her birimiz bu ülkeyi bu ateş çemberinden nasıl çıkarırız diye düşünürken Rıza Sarraf başta olmak üzere bu ateş çemberindeki ülkenin düştüğü zor şartlarda kim kendi çıkarını düşünmüşse, kim servetini artırmayı planlamışsa, kim rüşvet almışsa, kim haksız kazanç peşinde olmuş ve elde etmişse onlardan da hesap sorulmalıdır. Biz buradayız. Bu ateş çemberin içinden geçerek geldik. Mücadele yürütürken eğer Türkiye'de yanlış bazı işler olmuşsa bu yanlışın hesap verilme makamı da New York değil Ankara'dır, Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleridir. Bu anlamda İran'a da dost bir ülke olarak düşen görev de budur” dedi.

Davutoğlu: Hangi küresel güç olursa olsun kimse Türkiye'yi yedeğine alamaz

Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı o dönemde Türkiye’nin uluslararası hukuka uygun davrandığını ancak Amerikan ambargosuna uymadığını ifade eden eski başbakan, hiçbir ülkenin Türkiye’yi yedeğine alamayacağını söyledi.

“İran'a yönelik ambargoyu kaldıracak anlaşmayı sağlamak istedik. ‘Türkiye'nin çıkarı önemlidir' dedik ve Türkiye-İran-Brezilya anlaşmasını imzaladık. O gün bize karşı çıkanlar şimdi neredeler? Bu anlaşma kabul görmedi. Eğer o gün anlaşma kabul görseydi bugün bu yaşananlar olmayacaktı. İran bizim komşumuzdur. Kimse Türkiye'nin İran'la veya herhangi bir komşu ülkeyle olan ilişkileri mahkeme konusu yapamaz. Bu bizim izzetimizin bir gereğidir kendi egemenliğimizi ve bağımsızlığımızı savunmak. Hangi küresel güç olursa olsun kimse Türkiye'yi yedeğine alamaz. Türkiye'yi kendi politikalarının parçası haline getiremez.”

Saadet Partisi: Bu davada Amerika’nın yanında olamayız

Sarraf davasıyla ilgili olarak MHP ve BBP’den sonra bir diğer muhalefet partisi Saadet Partisi’nden de iktidara destek geldi. Çorum’da konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Refah Partisi yıllarında birlikte siyaset yaptıkları iktidar partisindeki eski Milli Görüşçü arkadaşlarına ABD’yle ilişkilerini gözden geçirmesini istedi.

Saadet Partisi lideri, “Türkiye, İran'da Amerika ambargosuna rağmen bir takım alışverişlerde bulunmuş, ödemeleri de el altından yapılmış, bundan dolayı da Türkiye'yi mahkum etmek istiyorlar. Biz bu davayı ‘Amerika Türkiye'ye karşı’ diye vasıflandırılmamasına rağmen bunun böyle olduğunu gördüğümüz için ‘Biz bu davada Amerika'nın yanında yer almayız. Biz ABD'nin Türkiye'nin müttefiki olamayacağını yıllardır söylüyorduk. Şimdi onlar ne diyorlar, ‘Yahu Amerika, biz sizinle stratejik müttefik değil miydik? Bizim düşmanlarımıza silah veriyorsunuz.’ Günaydın ama 15 sene sonra. Siz şimdi yeniden Milli Görüş'e dönmek isterseniz, bu aslında mümkün. Ne yapacaksınız? Bugüne kadar yaptığınız hataları kabul edip, bu hataların peşinden gitmekten vazgeçeceksiniz” diye konuştu.

XS
SM
MD
LG