Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, bugün yaptığı bir dizi açıklamada Türkiye ile ilişkiler ve Batılı ülkelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Putin konuşmasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı her zaman Türkiye'nin çıkarlarını düşünen "güçlü bir lider" olarak tanımladı.
Erdoğan'ın her zaman "anlaşması kolay bir ortak" olmadığını kaydeden Putin, Türkiye'nin hep "güvenilir" olduğunu ve anlaşmalara varma konusunda isteklilik sergilediğini belirtti.
"Dünya 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en tehlikeli on yılın içinde"
Putin, dünyanın 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en tehlikeli on yılla karşı karşıya olduğunu söyledi ve gerileme içinde olduğunu kaydettiği Batı'nın Rusya'ya karşı nükleer şantaj yaptığını belirtti.
Ukrayna'ya asker gönderdiği için hiçbir pişmanlık duymadığını söyleyen Putin, Batı'yı savaşı körüklemekle ve tüm dünyada kaos tohumları atan "tehlikeli, kanlı ve kirli" bir jeopolitik oyun oynamakla suçladı.
Valdai Tartışma Kulübü'nde konuşan Putin, "Batı'nın dünya işleri üzerindeki bölünmez egemenliği sona yaklaşıyor. Tarihi bir sınırda duruyoruz: Önümüzde 2. Dünya Savaşı'ndan beri büyük olasılıkla en tehlikeli, en öngörülemez, aynı zamanda en önemli on yıl var" dedi.
Putin'in nükleer savaş olasılığı ve Rus askerlerinin Ukrayna savaşında hayatını kaybetmesi hakkında ne hissettiği sorularına yanıt verirken rahat olduğu gözlendi. Putin, savaşı "kısmi" bir iç savaş olarak tanımladı.
İngiltere'nin eski Başbakanı Liz Truss'ın şartlar gerektirdiği durumda İngiltere'nin nükleer silahlarını kullanmaya hazır olduğu şeklindeki açıklamasına atıfta bulunan Putin, Batı'yı nükleer gerginlikleri tırmandırmakla suçladı.
Putin ayrıca Ukrayna'nın Moskova'yı tuzağa düşürmek için radyoaktif madde içerikli "kirli bomba" atabileceği iddiasını yineledi ve bu suçlamanın, aslında Rusya'nın böyle bir silah kullanacağı anlamına geldiği şeklinde Kiev'in iddiasını "yalan" olarak değerlendirdi.
"Nükleer silahlar varoldukça nükleer tehlike devam edecek"
Rusya Cumhurbaşkanı, olası bir nükleer tırmanma hakkındaki soruya, nükleer silahlar varoldukça nükleer tehlikenin de varolmaya devam edeceğini söyleyerek yanıt verdi.
Rusya'nın askeri doktrininin savunmaya dayalı olduğunu dile getiren Putin, Küba Füze Krizi hakkındaysa, dönemin ABD Başkanı John F. Kennedy'yle dünyayı nükleer savaşın eşiğine getiren, sonra da durumu yatıştıran dönemin Sovyet lideri Nikita Kruşçev'in yerinde olmayı hiç istemediğini söyledi.
Putin, "Asla. Kendimi Kruşçev'in rolünde kesinlikle düşünemiyorum" dedi.
Rus muhalif romancı Aleksander Soljenitsin'in 1978 yılında Harvard Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşmaya atıfta bulunan Putin, Batı'nın açıkça ırkçı olduğunu ve dünyadaki başka insanlara tepeden baktığını söyledi.
Putin, "Her zaman sağduyuya inanmışımdır, bu nedenle er ya da geç, çok kutuplu dünya düzeninin yeni merkezleri ve Batı, paylaşacağımız gelecek hakkında eşit bir diyalog başlatmak zorunda kalacak, bu diyalog ne kadar erken başlarsa o kadar iyi olur" dedi.
Ukrayna'daki savaşı Batı ve Rusya arasında, ikinci en büyük Doğu Slav ülkesinin kaderi için verilen mücadele olarak tanımayan Putin, Ruslar ve Ukraynalılar'ı aynı halk olarak niteledi ve bu nedenle bunun bir "iç savaş" olduğunu söyledi. Kiev, Putin'in bu görüşlerini
Rusya'nın Ukrayna'da verdiği kayıpların aklından çıkmadığını söyleyen Putin, sadece Rusya'nın Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü garanti edebileceğini belirtti.
Putin, Batı'nın eninde sonunda dünyanın geleceği hakkında Rusya ve diğer büyük güçlerle konuşması gerekeceğini de sözlerine ekledi.
