Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumartesi günü Denizli’de katıldığı açık hava toplantısında ismini anmadan Türkiye’nin en çok izlenen ana haber programı sunucusu Fatih Portakal’ı sert sözlerle eleştirdi.
Erdoğan, Fox TV Ana Haber’i yıllardır en fazla reyting alan ana haber programı haline getiren Portakal’a 10 Aralık’ta yayınlanan ana haber bülteninde halkı sokağa davet ettiği iddiasıyla “ahlaksız, terbiyesiz” diye seslenirken yargının gerekeni yapacağını inandığını da söyledi.
Cumhurbaşkanı, “Boşuna bekliyorsunuz, bu yollara tevessül ettiğiniz zaman, bunun bedelini size çok ağır ödetiriz. Çıkmışlar sokağa davet ediyorlar. Bu ne terbiyesizliktir ya. Bir tanesi televizyon ekranından kendini bilmez, haddini bilmez, edep yoksunu, edep fukarası, bir tanesi çıkmış sokağa davet ediyor. Ahlaksıza bak, ahlaksıza bak. Zaten bunlara yargı gereken cevabı verecektir. Ben buna inanıyorum. Sen ne yapıyorsun? Burası Paris mi? Gezi olaylarında zaten herkes dersini aldı. 15 Temmuz'da zaten herkes dersini aldı. Bu ülkede bundan sonra bu tür olaylara girişenler bunun bedelini ağır öderler” dedi.
Fatih Portakal: “Edepsiz ve ahlaksız demeseydi iyiydi”
VOA Türkçe’nin telefonla ulaşmaya çalıştığı ancak yanıt alamadığı Fatih Portakal, altı milyon kişinin takip ettiği Twitter hesabından da kısa bir yorum yapmayı tercih etti.
Portakal, “ ‘Başları kesilmelidir,’ diyene de bir iki laf edilseydi keşke. Her şey bir tarafa, ‘edepsiz ve ahlaksız’ demeseydi iyiydi” demekle yetindi.
VOA Türkçe’nin ulaştığı bir Fox TV yetkilisi ise Portakal’ın Pazartesi ya da Salı günü ifade vermek üzere savcılıktan çağrı beklediğini, orada yapacağı savunmayı da hazırladığını belirtti.
RSF’den Önderoğlu: "Yargı ‘talimatla’ işliyor izlenimini pekiştirecek söylemler kaygı verici, bunların sona ermesini bekliyoruz"
“Meşru barışçıl gösteri hakkının Türkiye’de kullanılamadığını ifade ederken haksızca ‘başkaldırıya teşvik’ ile suçlanan gazeteci Fatih Portakal’a yönelik yıldırma girişimlerini kınıyoruz. Bu söylemlere iktidar çevrelerinden destek gelmesi de vahimdir” yorumunu yapan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu Cumhurbaşkanı’nın yargı ile sözlerini daha da endişe verici buluyor.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Önderoğlu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemlerine bakacak olursak cumhurbaşkanlığı ile yargı arasında hat varmış gibi duruyor. Cumhurbaşkanı’nın sözleri zaten toplumda var olan yargı tam bağımsız değil’, ‘yargı talimatla işliyor’ izlenimini maalesef pekiştirecek nitelikte. Cumhurbaşkanı’nın demokratik güçlere, aydınlara, gazetecilere dair endişe ettiğimiz durumları ve söylemleri engellemek yerine, bunları yeniden üreten söylemleri kullandığına tanık oluyoruz. Bu durum endişe verici. Dahası, bu durumun bir sonraki aşaması bir takım kişi veya çevrelerin Erdoğan hayranlığıyla harekete geçmesi olabilir ki bu daha da kaygı verici. Bu tür söylemlerin bir an evvel sona ermesini bekliyoruz” dedi.
CHP'li Altay: "Demokrasi varsa iktidar sokaktan korkmaz, sokaktan diktatör korkar"
Fatih Portakal'a bir destek de Cumhuriyet Halk Partisi'nden geldi. TBMM'de söz alan CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ana haber sunucusuna yönelik sözlerine tepki gösterdi.
Altay, "En temel hakkını kullanmak isteyen birine 'ahlaksız' diyen bir cumhurbaşkanı, toplumun tamamının cumhurbaşkanı olamaz. Bu toplumu kafalarda ayrıştırdıktan sonra bu toplumun bölünmesini de kimse engelleyemez. Demokrasi varsa ve işliyorsa iktidar sokaktan korkmaz ama devleti bir diktatör yönetiyorsa işte diktatör sokaktan korkar. Dünyanın her yerinde bu böyledir." dedi.
Portakal: "Bireysel ve toplumsal muhalefeti baskı altına almaya çalışıyorlar"
Erdoğan’ın Portakal’a, “edep, fukarası, kendini bilmez, terbiyesiz” sözleriyle yüklenmesine neden olana haber programı, 11 Aralık’ta yayınlandı.
Portakal, bülten sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bizim polisimizle alay edenler, bizim polisimizin zulüm ettiğini söyleyenler, kendi bakın polisleri ne yapıyorlar? Bizim polislerimiz insaflı. Avrupa demokrasi dersinden de özgürlüklerden de sınıfta kalmıştır” şeklindeki sözlerini yayınladıktan sonra Türkiye’de bir sokak protestonun neden mümkün olamayacağı yönünde yorumlar yaptı:
“Geçtiğimiz günlerde Sayın İbrahim Kalın’ın, ‘insanların barışçıl gösteri yapmalılar’ diye sözleri vardı. Türkiye’de barışçıl protesto, polis memurlarının amirlerinden aldıkları emirlerle bunun mümkün olmayacağını biliyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı, icraatın başında olduğu için böyle söylüyor. Aslında gerçeği bilenler de var. Samimi mi sözünde? Samimi değil. Ben samimi miyim? Haydi bakalım, barışçıl bir eylem için protesto edelim. Zamları protesto edelim. Doğalgaz zamlarını. Haydi bakalım, yapalım. Yapabilecek miyiz? Kaç kişi çıkacak sokağa, korkudan, endişeden? ‘Dayak yerim’ vesaire. ‘Hakkımı arayacağım; ama ne yaparım? Başım derde girer mi, girmez mi?’ Kaç kişi çıkar Allah aşkına, söyler misiniz? İşte bu şekilde toplumsal muhalefeti, bireysel ve toplumsal muhalefeti baskı altına almaya, yıldırmaya çalışıyorlar. En doğal hak; ama maalesef uygulanamıyor. Fransa olmuş, Türkiye olmuş, çok da fark etmiyor açıkçası.”
Çelik: “Kendi yayın kuruluşlarının vandalizmle karşı karşıya kalmasını mı istiyorlar?”
Fox TV Ana Haber programı sunucusunun bu sözlerine önce sosyal medyadan ardından hükümete yakın internet siteleri ve gazetelerden eleştirel yorumlar geldi.
Adalet ve Kalkınma Partisi Parti Sözcüsü Ömer Çelik de “Toplumsal taleple vandalizmi birbirinden ayırmak lazım. CHP'li Başkan yardımcısı ve bahsettiğiniz sunucunun sözleri dikkat çekicidir. Bu kadar yer yakılıyor, yıkılıyor. Bu şahısların bu şekilde aslında teskin edici rol oynaması gereken siyasilerin, medya mensupların tam tersine tahrik edici bir yönde olması manidar. Acaba kendi yayın kuruluşlarının vandalizmle karşı karşıya kalmasını mı istiyorlar. Bu sorumsuzluk karşısında haklı tepkiler var. AK Parti yakın bir şekilde takip ediliyor. Vandalizmle demokrasi bir arada yaşamaz. Bu şahıs daha önce ‘Başbakan gitsin onun yerine Genelkurmay Başkanı gelsin’ demişti. Bu çağrıları masum çağrılar olarak görmüyoruz kınıyoruz" dedi.
Bir Fox TV çalışanı, VOA Türkçe’ye Çelik’in bu sözlerinin ardından kalabalık bir grubun protesto eylemi için kanala geleceği yönünde kendilerine bir istihbarat ulaştığını, hatta emniyet güçlerinin kanalın çevresinde güvenlik tedbirlerini arttırdığını ancak sözü edilen protestonun olmadığını söyledi.
Sosyal medyada hakarete uğrayan Portakal savcılıklara da şikayet edildi
Takip eden günlerde 15 Temmuz Vatan Şehitleri Derneği’nden kamyonculara, Milli İrade ve Demokrasi Derneği’nden bazı işadamlarına kadar çok sayıda kişi ve kuruluş bu sözleri nedeniyle çeşitli illerdeki savcılıklara Fatih Portakal hakkında şikayette bulundu.
Cumhuriyet savcıları şikayetleri işleme alırken Portakal, sosyal medyada ağır hakaretlere ve tehditlere maruz kaldı.
Portakal: "Yandaş medyaya sesleniyorum; lütfen hedef göstermeyin, başıma bir şey gelirse vebali sizindir"
Sosyal medya üzerinden tehditlerin artarak devam etmesi üzerine Fatih Portakal, 13 Aralık’ta yayınlanan programda can güvenliğinden endişe ettiğini söyledi.
Ana haber sunucusu, “Bu kadar mı endişe veriyorum ben size? Yandaş medyaya sesleniyorum. Bu kadar mı korkutuyorum ben sizi? Veya bizim haberlerimiz bu kadar mı endişe yaratıyor sizde? Eleştirebilirsiniz bakın beni, sonuna kadar eleştirebilirsiniz. Yanlış sözlerim varsa getirebilirsiniz ama tek korktuğum nokta ne biliyor musunuz? Meslek adına değil, canıma zarar geleceğinden korkuyorum. Çünkü beni her gün ekranlarınızda en az 10 dakika gösteriyorsunuz. Bir aklı evvel çıkacak, başıma bir şey geleceğinden korkuyorum. Kendim için önemli değil. Ailem var, sevdiklerim var. Tek endişem o. Onun dışında, yani yapacaksanız, yani doğrular üzerine haber yapın, mertçe. Ben başka bir şey istemiyorum. Tabii ki eleştirebilirsiniz; ama lütfen beni hedef göstermeyin. Bunu çok yapıyorsunuz ve bir gün başıma bir şey gelirse bunun vebali de sizindir, bilesiniz; yandaş medyanın internet siteleri, yazarları ve televizyonları.”
Gazeteci Erkan Tan’dan tepki çeken “başları kesilmelidir” yorumu
Bu arada Fox TV Ana Haber programı sunucusu Fatih Portakal’ın Pazar günkü tweet’inde “ ‘Başları kesilmelidir,’ diyene de bir iki laf edilseydi keşke” diyerek söz ettiği isim hükümete yakın Turkuvaz Grubu’nun yayın organlarından A Haber televizyonunun spikerlerinden Erkan Tan’dı.
Tan, yine aynı grup bünyesindeki Takvim gazetesinde 11 Aralık’ta yayınlanan köşe yazısında “(Gezi olayları esnasında) Silah sıktılar. Taş attılar. Molotof kokteyli attılar. Sadece kamu mallarına değil; binlerce sivil vatandaşın malına mülküne zarar verdiler. Bu nedenle başları kesilmelidir. Bu saatten sonra, Türkiye’de ‘Sarı Yelek’ hayali kuranların sonu, ‘Sarı Etek’ olur. Bu cümleyi fakir kardeşinize Alim Koptur adlı seyircimiz göndermiş. Çok hoşuma gitti” yazmıştı.