WASHINGTON —
Çevreciler, tüm dünyada 200 milyon insanın zehirli maddelerin yolaçtığı çevre kirlenmesine maruz kalabileceğini söylüyor. Amerika’daki Blacksmith Enstitüsü ve İsviçre’deki Yeşil Haç Örgütü ortak yayınladıkları raporda 2013 yılında dünyanın en kirli bölgelerine ve bu kirlenmeye yol açan insan faaliyetlerine ilişkin yeni veriler sundu.
Son yıllarda Gana’nın batısında petrol üretilen kıyılara çürümüş balina cesetleri vuruyor. Eylül’den bu yana sekiz ölü balina, Gana’da kıyıya vurdu. İnşaat işçisi Emmanuel Quarshie şaşkın: ”Çok şaşırdım çünkü balinalar normalde bu şekilde ölmüyor. Dört balinanın kıyıda ölmüş olmasına hayret ettim. Balinalara denizde birşey olduğunu düşünüyorum. Belki de yük gemisi çarpmış olabilir. Çok büyük soru işaretleri var.”
Çevreciler, Gana’nın giderek gelişmekte olan petrol sanayiinin denizdeki canlıları öldürdüğü görüşünde.
Amerika ve İsviçre’den çevre kuruluşlarının hazırladıkları rapora göre Gana’nın başkenti Accra’nın bir banliyösü, dünyanın en zehirli bölgelerden biri. Agbogbloshie, kullanılmış elektronik eşyaların, buzdolapların, mikrodalga fırınların ve televizyonların çöplüğü haline gelmiş. Ağır metallerin yanmasından ve diğer sanayi atıklarından havaya salınan zehirli gazlar hastalık, doğum sakatlıkları ve ölüme neden oluyor.
1986’da Ukrayna’daki Çernobil nükleer faciasının üzerinden çeyrek yüzyıl geçmiş olmasına rağmen toprağın içine gömülen radyoaktif maddeler gıda kaynağı olan bitkileri ve hayvanları etkilemeye devam ediyor.
Arjantin’in başkenti Buenos Aires yakınlarındaki Villa Inflamable, Matanza-Riachuelo nehir havzasındaki en kirli kasabalardan biri. Horacio Rojas, temiz su çağrısında bulunan bir örgütün başkanı: ”Burada gördüğünüz beyazlık, suya doğrudan dökülen kimyasallardır.”
Bu Arjantinli, kötü koku yüzünden camı bile açamadıklarını söylüyor.
Güney Afrikalı çevreci Mariette Liefferink, ülkesinde madenciliğin yol açtığı hava ve su kirliliği konusunda halkı bilinçlendirmek için çalışmalar yapıyor. Liefferink, bir grup Afrikalı siyasetçiye, altın ve mineral madenlerinde kullanılan asitin kirlettiği suyu gösteriyor: ”Mesajım şu: Eğer madenciliğe devam edilecekse çok sıkı kurallar getirilmelidir. Sadece madenin işletildiği zamana ilişkin maliyetlerin değil, maden kapandıktan sonra çevre üzerindeki etkilerinin ne olacağı da belirlenmeli. Bazı madenlerden çevreye asit yayılması yüzyıllar sürüyor.”
Amerikalı ve İsviçreli çevreciler tüm dünyada 200 milyon insanın sanayi atıkları ve insan faaliyetlerinin yol açtığı zehirli çevre kirliliğine maruz kalma riski altında olduğunu söylüyor.
Çernobil örneğiyse bize çevreyi temizlemenin ne kadar yavaş ilerleyebileceğini gösteriyor.
Son yıllarda Gana’nın batısında petrol üretilen kıyılara çürümüş balina cesetleri vuruyor. Eylül’den bu yana sekiz ölü balina, Gana’da kıyıya vurdu. İnşaat işçisi Emmanuel Quarshie şaşkın: ”Çok şaşırdım çünkü balinalar normalde bu şekilde ölmüyor. Dört balinanın kıyıda ölmüş olmasına hayret ettim. Balinalara denizde birşey olduğunu düşünüyorum. Belki de yük gemisi çarpmış olabilir. Çok büyük soru işaretleri var.”
Çevreciler, Gana’nın giderek gelişmekte olan petrol sanayiinin denizdeki canlıları öldürdüğü görüşünde.
Amerika ve İsviçre’den çevre kuruluşlarının hazırladıkları rapora göre Gana’nın başkenti Accra’nın bir banliyösü, dünyanın en zehirli bölgelerden biri. Agbogbloshie, kullanılmış elektronik eşyaların, buzdolapların, mikrodalga fırınların ve televizyonların çöplüğü haline gelmiş. Ağır metallerin yanmasından ve diğer sanayi atıklarından havaya salınan zehirli gazlar hastalık, doğum sakatlıkları ve ölüme neden oluyor.
1986’da Ukrayna’daki Çernobil nükleer faciasının üzerinden çeyrek yüzyıl geçmiş olmasına rağmen toprağın içine gömülen radyoaktif maddeler gıda kaynağı olan bitkileri ve hayvanları etkilemeye devam ediyor.
Arjantin’in başkenti Buenos Aires yakınlarındaki Villa Inflamable, Matanza-Riachuelo nehir havzasındaki en kirli kasabalardan biri. Horacio Rojas, temiz su çağrısında bulunan bir örgütün başkanı: ”Burada gördüğünüz beyazlık, suya doğrudan dökülen kimyasallardır.”
Bu Arjantinli, kötü koku yüzünden camı bile açamadıklarını söylüyor.
Güney Afrikalı çevreci Mariette Liefferink, ülkesinde madenciliğin yol açtığı hava ve su kirliliği konusunda halkı bilinçlendirmek için çalışmalar yapıyor. Liefferink, bir grup Afrikalı siyasetçiye, altın ve mineral madenlerinde kullanılan asitin kirlettiği suyu gösteriyor: ”Mesajım şu: Eğer madenciliğe devam edilecekse çok sıkı kurallar getirilmelidir. Sadece madenin işletildiği zamana ilişkin maliyetlerin değil, maden kapandıktan sonra çevre üzerindeki etkilerinin ne olacağı da belirlenmeli. Bazı madenlerden çevreye asit yayılması yüzyıllar sürüyor.”
Amerikalı ve İsviçreli çevreciler tüm dünyada 200 milyon insanın sanayi atıkları ve insan faaliyetlerinin yol açtığı zehirli çevre kirliliğine maruz kalma riski altında olduğunu söylüyor.
Çernobil örneğiyse bize çevreyi temizlemenin ne kadar yavaş ilerleyebileceğini gösteriyor.