Türkiye’de döviz kuru artışı ekonomide ana gündem maddesine dönüşürken, döviz işlemlerine 100 dolar bazında kimlik kontrolü şartı getirilmesine karşı idari dava açılıyor.
Merkez Bankası’nın bugünkü faiz kararı arifesinde döviz kurunda son haftalardaki artışı dolayısıyla Türk Lirası’ndaki değer kaybını durdurmak amacıyla neler yapılabileceği tartışması söz konusuydu. Bugünkü Resmi Gazete, gece yarısı açıklandığında ise “uluslararası terörizm finansmanını önleme” gerekçesiyle hayata geçirilmiş olan döviz alım satımında kimlik tespitini zorunlu hale getiren düzenlemede değişiklik dikkat çekti. Bu değişiklik ile 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’in 20’nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “tüm işlemlerde” ibaresi “100 ABD Doları ve/veya karşılığı Türk Lirası tutarını aşan işlemler için” şeklinde değiştirildi. Böylece bugün itibariyle 100 dolar ve üzerindeki işlemlerde kimlik ibraz etmek zorunlu hale getirildi.
VOA Türkçe, Türkiye ekonomisi ve bankalar dışındaki döviz piyasası açısından döviz işlemlerindeki kimlik zorunluluğunun ne anlama geldiğini Yetkili Döviz Müesseseleri Yöneticileri Derneği Başkanı Mustafa Ünver’e sordu. Ünver, öncelikle Türk Lirası cinsinden kural getirilmesi yerine 100 Amerikan Doları üzerinden kural getirilmesine tepkiliydi. Tebliğ değişikliğini “alelacele hazırlanmış” olarak yorumlayan Ünver, ABD Doları dışında Euro, Sterlin gibi yabancı para birimleri alım-satım işlemlerinde kimlik kontrolü konusunda ortaya soru işareti çıktığını işaret etti.
Yetkili Döviz Müesseseleri Yöneticileri Derneği Başkanı Mustafa Ünver, kamuoyunda “döviz büfeleri” olarak adlandırılan işletmeler olarak kimlik kontrolüyle ilgili düzenlemeye karşı Danıştay’a 29 Kasım’da dava başvurusunda bulunacaklarını açıkladı. Ünver, VOA Türkçe’nin sorularını şöyle yanıtladı:
VOA – “Bugün itibariyle kimlik kontrolü şartı sizleri nasıl etkileyecek?”
Mustafa Ünver - “Biz sektör olarak kimlik tespitine karşı değiliz. Kesinlikle kimlik tespiti olmalı. Yetkililerden dolar olarak değil lira olarak belirlenmesini istemiştik. 100 dolar değil de bin lira, iki bin lira, beş bin lira olarak adı konulabilirdi. Tebliğde şu anda deniyor ki ‘100 doları aşan ve Türk Lirası karşılığı miktarlarda kimlik tespiti zorunludur.’ Yüz Euro, yüz sterlin, bunlar, burada belirtilmemiş. Tebliğde 100 dolar karşılığı Türk Lirası ve diğer efektifler olarak açıklama yapılsaydı daha net olurdu. Şu anda ucu açık tebliğin. Burada biz şu anda boşluktayız. Biz kimlik tebliğinde, eskisi gibi almak zorundayız çünkü boşluk var. Bazı şeyler alelacele hazırlanmış gibi görünüyor. Onun için biz kendimizi korumak adına dünkü işlemlerimizde olduğu gibi bugün de 100 dolar üstü değil limit olmaksızın kimlik bilgisi almaya devam ediyoruz.”
VOA – “Kimlik kontrolu şartı ekonomi açısından neyin çözümü olacak?”
Mustafa Ünver - “Bu tebliğin çıkarken amacı neydi 12 Ekim’de. Deniyordu ki terörün finansmanı, kara paranın aklanmasını önleme ve mali güç eylem planı doğrultusunda gri listeye girmişiz bunun önüne geçmek için çıkarıldı. Amaç buydu ama bu yapılan işlem dar gelirli insanların karşı çıkamayacak, ama yüksek miktarla işlem yapan insanların kayıt altına almayı istememesine yol açacaktır. Hali hazırda vardı işlem limiti 3 bin dolar; Merkez Bankası istiyordu, 75 bin lira MASAK (Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu) istiyordu. Biz bunu uyguluyorduk ama hali hazırda bin dolar, iki bin dolar işlemlerde adam kimlik vermek istemeyecek ya da kaçak işletmelerden işlerini yürütecek, bu şekilde olacak. 12 Ekim’deki düzenlemeyle de bizler sektör olarak terörün finansmanı, kara para aklama durumlarında istenilen etkiyi sağlayamayacağına inanıyoruz. Şimdi ise tebliğ amacının dışında uygulanıyor. İstenilen değil istenmeyene doğru gidiyor. Biz yetkililerden bu konuda randevular talep ederek, sektörde neler yapılması gerektiğini kendilerine bildirdik. Ona rağmen böyle bir karar çıktı. Dernekler, birliklerden görüş ve istişare alınmadan böyle bir tebliğin çıkarılması itibariyle şu anda çoğu maddesi Anayasa’ya, çoğu maddesi kanunlara aykırı olarak yürürlüğe sokuldu. Biz bununla alakalı 29 Kasım’da Danıştay nezdinde 12 Ekim’deki tebliğin yürütmesini durdurmasına ilişkin dava açacağız.”
VOA – “Son bir aydır döviz alım satışında neler yaşanıyor?”
Mustafa Ünver - “İnsanlar haberdar değil, yüzde ellisi haberdar değil. Günlük en azından yirmi, otuz kişi neden alıyorsunuz bilgileri diyor, bunu izah etmek zorunda kalıyoruz. Bir o kadar da kimlik vermeden işlem yapmayıp giden var. Kimlik almadan giden kişiler de farklı yerlerde, kayıt dışı yerlerde işlemler yaparak paralarını dövize ya da Türk Lirası’na çevirebiliyorlar.”
VOA – “Döviz alım satışıyla uğraşmak zorlaştı mı, üyeleriniz nelerden şikayetçi?”
Mustafa Ünver - “Üyelerimizden gelen şikayetlerin tamamı kimlik tespitiyle alakalı iş yükünün arttığına ve insanların çok beklediğine işaret ediyor. Yani kuyrukların oluşmasına sebebiyet veriyor. Biz bu yüzden Hazine ve Maliye Bakanlığı Kambiyo Müdürlüğü’ne demiştik ki buna Türk Lirası karşılığı limit koyalım. 100 dolarlık işlemin süresi en fazla 30-40 saniye. Dolar alıyorsunuz kimlik bilgilerini giriyorsunuz neden aldığınızı müşteriye izah etmek zorundasınız. Onun anlamasını bekliyorsunuz. İşlem süresi uzuyor. Haliyle de kuyruklar oluşuyor. Pandemi döneminde biz açıkçası kuyruklar oluşmasını arzu etmiyoruz.”