Profesör Doğu Ergil, Hatip Dicle’yle ilgili kararla ilgili yorum yaparken, “Eğer seçilmesiyle ilgili bir sakınca veya engel var idiyse bunun daha önce dikkate alınıp seçime girmemesi sağlanmalıydı. Ama seçim yapılıp mazbata alma aşamasına geldikten sonra bunun gecikmiş sanki planlanmış bir karar gibi görünüyor,” dedi.
Washington’daki Ortadoğu Enstitüsü’nün Türkiye konulu ikinci yıllık toplantısına katılan Ergil, “Karar hukukun ruhuna uygun birşey değil” dedi ve “Eğer siyaset toplumsal barış, uzlaşma ise siyasetin ruhuna da uygun değil, hiç olmadı” diye devam etti. Profesör Ergil, “Meclis toplanıp da olumlu bir karar almazsa bu kadar girmeyen milletvekililiğinin belki milletvekilliği de düşer. Belki yeniden kısmi seçime gidilir. Eğer CHP de, iki milletvekili serbest bırakılmaz ve milletvekillikleri onaylanmazsa o zaman onlar da girmeyiz derlerse, parlamentoda önemli bir sayı eksik olacak, bu tabii demokrasinin sakatlanması demek. Bunlar çok yapay, ortaya çıkarılmış krizlerdir” diye konuştu.
“Kim ne umuyor bu krizden?” sorusuna yanıt veren Ergil, şunları söyledi: “Maalesef şimdiye kadar Kürt sorununun tanımında da sıkıntı çektik. Kürt sorununun ne olduğu üzerinde bir türlü bir uzlaşma sağlayamadık. Taraflar konusunda da bir anlaşmaya varamadık. Taraflar varsa onların da sorunun çözümünde yer alması lazım. Aksi halde kalıcı birçözüm olmaz. Sorunun çozümlenmesini istemiyorlar. Oysa konu parlamentoda üstelik de tarafların hepsi arasında tartışılırsa, uzun dönemde de olsa bir çözüm çıkabilir” dedi.
Profesör Doğu Ergil’in, Amerika’nın Sesi Kürtçe Bölümü’nden Mutlu Çiviroğlu’nun sorularına verdiği yanıtları aşağıdaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz.
