Erişilebilirlik

Dolar Gevşese De Ekonomideki Belirsizlik Sürüyor


Dolardaki son iki günlük gevşemede her ne kadar Merkez Bankası’nın Bankalar Arası Para Piyasası’nda bankaların borç alabilme limitlerini 11 milyar liraya düşürmesi rol oynamış olsa da asıl etkinin Amerika Birleşik Devletleri’nin faiz artırımına gideceği beklentisiyle birlikte Amerikan hisselerine yönelme kaynaklı olduğu açık.

Faiz karşıtı söylemleriyle Merkez Bankası’nı üzerinde etki yarattığı kuşku götürmeyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’ndaki ekonomi kurmaylarıyla birlikte Türk ekonomisinin yönünü tayin edici durumda.

Erdoğan: Döviz kurunu silah olarak kullanıp üzerimize geldiler

Önceki gün “elindeki silahı olan teröristle elinde doları eurosu olan arasında fark yoktur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de Borsa İstanbul’da düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada dövizdeki dalgalanmanın spekülatif olduğunu söyledi.

Erdoğan, “döviz kurunu silah olarak kullanıp üzerimize gelmeye başladılar. Varsın gelsinler biz de bunların alternatiflerini üretiyoruz. Hiçbir ekonomik temeli karşılığı olmayan bir şekilde döviz kurunun yükseltilmesinin başka bir izahı yoktur. Esasen bizim bu saldırıyı karşılayacak gücümüz ve imkanlarımız vardır ama maalesef eskiden beri var olan tüm çabalarımıza rağmen üstesinden gelemediğimiz bir hastalığımız yüzünden böyle bir görüntüye sebebiyet veriyoruz. Bizim sorunumuz süratli hareket edememek. İlgili kurumlarımız bekleyip kendi zaviyelerinden meseleyi taraflıca değerlendirdikten sonra ihtiyatlı şekilde harekete geçiyorlar. Bu da son günlerde yaşadığımız döviz spekülasyonlardan da olduğu gibi milletin moralini bozacak şeklide dalgalanmalara yol açıyor” dedi.

Türk ekonomisinin sıkıntı altında olduğunu kabul eden Cumhurbaşkanı, çözüm adımlarının atılmasıyla “döviz kurundaki suni şişkinliğin” giderileceğini ve piyasadaki bekle gör politikasının sona ereceğini ümit ettiğini ifade etti.

Binali Yıldırım: Türkiye’yi ekonomik olarak sıkıştırmak gayretinde olanlar var

Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi Başbakan Binali Yıldırım da dövizdeki hareketliliği spekülatif buluyor. Hürriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın aktardığında göre, Cuma günü bir grup gazeteciyle bir araya gelen Başbakan hükümetin bu sorunları aşacağından emin.

“Burada yapılan işler, bir ekonomik gerçekliğe dayanmıyor. Bu süreç üzerinde bir manipülasyon yaparak sonuç çıkarmaya çalışanlar var. Bankaların sermaye yeterlilik oranı, bütçe açığı, kamu borçları, bunların hepsi kabul edilebilir ölçüdedir. Ama bu, tek başına yetmiyor. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu tehdit ve riskleri sonuca dönüştürüyorlar. Risk algısını artırarak bir anlamda Türkiye’yi ekonomik olarak sıkıştırma gayreti içinde olanlar var. Kuvvetli ve zayıf yönlerimiz bulunuyor, bunu biliyorlar. Aşarız bunları” dedi.

Yıldırım’dan MB’ye mesaj: Faiz enflasyon makası negatif yönde açılmamalı

Yıldırım’ın 24 Ocak’ta toplanacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’na da faiz artışıyla ilgili uyarıları da vardı.

“Faiz artırımı araçlardan biridir, ancak mecbur kalmadıkça en önce tercih edilen araçlardan biri olmamalıdır. Başka tedbirler öncelikle düşünülmelidir. Faiz artırmak, kullanılan kaynağın bedelini, maliyetini artırmaktır. Daha yüksek bedelle borçlanmak demektir. Aradaki makasın açılmaması lazım. Gerçekleşen faizle, enflasyon arasındaki fark pozitif yönde olabilir ama makasın açılmaması lazım. Yani makas negatif yönde açılmamalı.”

Ekonomist Kaykusuz: 2017’de Türkiye’yi zor günler bekliyor

Okan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Murat Kaykusuz, dolardaki bu gevşemenin genel resmi etkilemeyeceği kanısında.

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Kaykusuz, “Türkiye ekonomisini 2017 yılında zor günler bekliyor. Ortadoğu’daki operasyonlar ve terörle mücadele nedeniyle Türkiye’nin savunma harcamalarının artması, Türkiye’nin ihracatında önemli yer tutan Eurozone ülke ekonomilerindeki istikrarsızlığın devam etmesi, ABD’de Trump’ın seçilmesiyle ABD’nin dış ticarette korumacılık politikası uygulama ihtimali ve kapitalist sistemde resesyon beklentisinin yaygınlaşması ekonomimize dair kaygıları arttırıyor” dedi.

Kaykusuz: Türkiye’nin 2017’de 220 milyar dolar dış borç ödemesi var

Türkiye’de hem işsizliğin hem de konut stokunun artmasına önemli bulan Okan Üniversitesi Öğretim Görevlisi, iç siyasetteki sorunların da ekonomideki sorunları daha belirgin hale getirdiğinin söylerken özellikle özel sektörün ve kamunun dış borç ödeme sorununun altını çiziyor.

“30 Eylül 2016 itibariyle özel sektörün brüt dış borç stoku 294 milyar dolar. Kamunun ise 122 milyar dolar. Gerek kamunun, gerekse özel sektörün bu yıl içinde 220 milyar dolar civarında dış borç ödemesi yapması gerekiyor. Bu zorunluluk nedeniyle, döviz kurlarındaki artışın frenlenmesi güç. Büyük bir ihtimalle nisan ayında başkanlık sistemi için referandum yapılacak. Referanduma kadar Merkez Bankası’nın dövizdeki artışı önlemek için faiz oranlarını yükseltmesi mümkün görünmüyor. Bunun sonucunda, Türkiye’den sıcak para çıkışı hızlanabilir. Trump’ın seçilmesinin ardından kasım ayında Türkiye’den 2 milyar 693 milyon dolar net para çıkışı oldu.”

Geçmişten Günümüze Finansal Krizler /1619-2014 kitabının da yazarı olan Murat Kaykusuz’a göre, “Üretimi ve istihdamı artırıcı önlemler alınmazsa, sanayi ve teknoloji teşvik edilmezse, faiz oranları yükseltilerek sıcak paranın kaçışı önlenmezse en geç sonbaharda ekonomide kriz meydana gelir.”

XS
SM
MD
LG