Almanya’nın en önemli sanayi kollarından otomotiv sektöründe keyifler çok kaçık.
Otomobil satışlarının düşmesi, ABD’nin gündemindeki ek gümrük uygulaması ve Çin’in aşırı araç üretmesi yıllık 265 milyar Euro cirosu olan sektörü krizin eşiğine getirirken, bir süredir gündemden düşmeyen dizel motorlu araçların trafiğe çıkma yasağı da üreticilerin keyfini kaçıran başka bir gelişme.
Nitekim Hamburg ve Stuttgart gibi kentlerden sonra başkent Berlin de belirli bölgelerde dizel motorlu araç yasağını hayata geçirmeye hazırlanıyor.
Muhtemelen önümüzdeki Ağustos ayından itibaren yaklaşık 300 bin araç söz konusu bölgelerdeki caddeleri kullanamayacak.
Ana caddelerde trafik hız sınırının 30 kilometreye düşürülmesi, hız meraklısı olarak bilinen Alman otomobil şöförlerini kelimenin tam anlamıyla frenleyen bir gelişme.
Otomotiv sektörün temsilcileri alınan önlemleri ‚araba almaktan caydırıcı‘ olarak niteleyerek, Alman otomotiv sektörünün dünya çapında imaj krizine uğrayacağını ve bunun ekonomiyi olumsuz etkileyeceğini savunuyor.
Yeni uygulamalarla havanın temiz tutulmasının hedeflendiğini ifade eden çevre örgütleri ise, havadaki zehirli nitrik oksit miktarının ancak dizel motorlu araçların trafikten men edilmesiyle ve araçların en fazla 30 kilometre hız yapmasıyla azaltılabileceğini savunuyor.
Öte yandan Almanya’nın diğer büyük kentleriyle birlikte Berlin’de de ileriye yönelik trafik konseptleri tümden gözden geçiriliyor.
Bisiklet merkezde yer alırken, otomobillere ise son sırada yer veriliyor.
Eyalet yönetimi önümüzdeki yıllarda planlanan değişim için bisiklet altyapısına 200 milyon Euroluk bütçe ayırdı. Bu kapsamda sadece bisikletlere ait yollar ve güzergahlar yapılacak.
Ayrıca otobüs ve tren istasyonları yakınında, okullarda ve devlet dairelerinde 100.000 yeni bisiklet park yeri planlanıyor.
Bisiklet dostu bu girişim, 3,5 milyonlu Berlin'deki bisiklet kullanıcı sayısını 2025'e kadar 2,4 milyona çıkarma hedefiyle, daha kapsamlı ve risksiz bir çevre yaratmayı amaçlıyor.
