Fransa ve Türkiye arasında köprü kurmayı hedefleyen Comite France-Turquie Derneği’nin her sene düzenlediği "Fransa-Türkiye Edebiyat Ödülü'nü" bu sene yazar Kemal Varol aldı. Varol'un, 1990'lı yılların Diyarbakırı'ndaki sert siyasi ortamı, "Mikasa" adlı bir köpeğin gözünden anlattığı romanı "Haw/ Ouaf" bu yıl Fransızca'ya çevirilen en iyi Türk romanı seçildi. Varol, VOA Türkçe'ye romanın baş kahramanı Mikasa'nın bir animasyon filmi olacağını, bir önceki romanı Aşıklar Bayramı'nın da Kıvanç Tatlıtuğ'un başrolünde Netflix üzerinden film olarak izlenebileceğini açıkladı.
Comite France-Turquie’nin, 16’ıncı Paris Belediyesi’nde düzenlenen ödül törenine, Belediye Başkanı Francis Szpiner, ödül jürisi başkanı Osmanlı Hanedanı mensubu Kenize Mourad, Comite France-Turquie Başkanı Marc Büker ile seçici jüri üyeleri; yazarlar Nedim Gürsel ve Venus Khoury Ghata, sosyolog-yazar Gaye Petek, Acte Sud Yayınevi Türkçe yayınlar direktörü Timour Muhidine ve Osmanlı tarihi üzerine çalışan tarihçi Frederic Hitzel katıldı.
Ödül törenine ev sahipliği yapan Cumhuriyetçiler (LR) partisi mensubu 16. Paris Belediye Başkanı Szpiner, kültürün, özellikle de kitapların iki ülke arasındaki ön yargıları yıkan "en önemli kitle imha silahları" olduğunu söyledi. Szpiner, Türkiye ve Fransa arasında köprü kuran bu kültürel etkinliğe her yıl ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi.
Comite France-Turquie Derneği Başkanı Marc Büker ise, iki ülke arasında önemli bir bağ kuran derneğin 72'inci yılını geride bıraktığını; ekonomik, diplomatik, politik ve kültürel etkinliklerini sürdürmeye devam edeceklerini söyledi. Büker, "Edebiyat insanlar arasında bir köprü. Burada görüyorsunuz, Fransa'da çok sayıda Türk yazarın eseri çevriliyor. Türkiye'de de Fransız yazarlar oldukça fazla yer alıyor. Bu ilişkilerin artarak devam etmesini hedefliyoruz" dedi.
Jüri başkanı Kenize Mourad, Elif Şafak, Murathan Mungan, Aslı Erdoğan, Enis Batur, Sedef Ecer gibi pek çok yazarı geride bırakarak ödül alan Kemal Varol'u davet etmeden önce, finale kalan 9 eseri tanıttı. Jüri üyelerinden Gaye Petek, finale kalan 9 güçlü eser arasından neden Haw'ı seçtiklerini, "Çünkü on derece farklı bir bakış açışıyla, ilginç bir distopsi olmuş. Hayvanı kişilik olarak kullanarak hem acıyı, hem de aşk hikayesini anlatmak bize çok değerli geldi. Faklı, yeni, otantik bir eser olmuş. Yazarın, köpeğin tenine girerek kendini geriye çekmesi ve dışarından bir bakış açısıyla sunması özel bir anlatım izlenmiş" dedi.
Diyarbakır'da bir ortaokulda Türkçe öğretmeni olan Kemal Varol da ödülünü alırken, "Aslında yeni bir şey söylemiyorum. Üstelik, Bulgakov, John Berger gibi, benden önce defalarca denenmiş bir yolu deneyerek, kahramanımı insanlar arasından değil, bir başka canlıdan, Mikasa adlı bir sokak köpeğinden seçtim. Çok iyi bildiğim bir şiddet ortamını onun gözünden yazmak, yazarken bütün aidiyetlerimi bir tarafa koyup onun gibi tarafsız olmaya çalışmak; ölüp giden her kesimden insanın acısını o köpeğin kalbinde hissetmek, benim için benzersiz bir deneyimdi. Bir süreliğine de olsa dünyayı bir sokak köpeğinin gözünden izlemek fazlasıyla heyecan vericiydi. Umarım okurken sizler de aynı heyecanı yaşarsınız" dedi.
"Mikasa" animasyon filmi oluyor
Ödül töreninin ardından VOA Türkçe'ye söyleşi veren Kemal Varol, "Haw" adlı eserinin Diyarbakır'dan Paris'e uzanan macerasının burada bitmediğini, bir animasyon filmi olması için görüşmelerin sürdüğünü açıkladı.
VOA Türkçe: Neden "Haw" neden bir "köpek" kahraman?
Kemal Varol: Ben köpekleri çok seviyorum. Benim yaşadığım şehirde, AB desteğiyle bir köpek çiftliği kurulmuştu. Oraya gidip gelirdim. Ve o köpekleri izlerken mayın arama eğitiminde başarısız olmuş iki köpekle karşılaştım. Onlara bakarken, "yaşadıklarımı onların gözünden yazabilir miyim?" diye düşündüm. Bir köpeğin gözünden, hayali bir ülkenin, 90'lı yıllarda neler yaşandığını anlattım.
VOA Türkçe: Köpeğin bakışı daha mı masum?
Kemal Varol: Tarafsızlık daha çok. Bir yazar tarasız olmalı, köpek kahraman bana bu açıdan yardım etti sanırım. Tarafsız olmamı sağladı.
VOA Türkçe: İlk tepkiler nasıldı?
Kemal Varol: Kitap ilk çıktığında farklı tepkiler aldım. Mesela, köpekten korkan kişiler aradı beni, artık köpekleri sevdiklerini söyleyen okurlar oldu. "Yaa bir zamanlar böyle olaylar mı oldu oralarda ?" diyenler de oldu. Galiba, insanlar bazen habercilerden çok edebiyatçıların anlattıklarına güveniyorlar. Çünkü edebiyatçıların manipüle etme olanakları daha azdır, haber dilinin ötesinde vicdanlı bir dille anlatıyoruz. Kitapta, bölgenin hikayesinden öte, bir çatışma ortamının insanın ruhunda nasıl tahribatlar yarattığını anlatıyorum. Orada askeri de anlamak, diğerlerini de anlamak... Amacım herkese insani balkışla, yargılamadan bakabilmekti.
VOA Türkçe: Paris'te bu kadar ağır yazarların arasından siz seçildiniz? Nasıl bir duygu?
Kemal Varol: Bana çok garip geliyor. Daha önce Amerika'da yayınlandı. İkinci dil Fransızca. Bu kadar büyük yazarın arasından seçilmek gurur verici. Kitabın bu denli dünyada bir karşılığı olacağını da hiç düşünmemiştim. Amerika'da da ödül aldı kitap. Yazarken asla bunların olacağını aklıma gelmedi. Bana şaşırtıcı geliyor. Proust'un, Hugo'nun, Zola'nın ülkesinde, küçük de olsa bir ödül almak gurur verici.
"Ben biraz umutsuzum"
VOA Türkçe: Kitapta 1990'lı yılları anlatıyorsunuz. Bugün baktığınızda ne düşünüyorsunuz?
Kemal Varol: Eskiye oranla ölümlerin durması, o karanlık yılların sona ermesi çok önemli. 90'lı yıllarda, ne yaparsanız yapın, hatta hiçbir şey yapmasanız bile, hangi görüşten olursanız olun, evinize varmanız garanti değildi. Şimdi en azından hayatta olduğumuza seviniyoruz. Ama bir sessizlik hali var. Bilemiyorum, ben biraz umutsuzum. Edebiyatçılar biliyorsunuz hep negatif düşünür. Am 90'lı yılları bir daha yaşamak istemezdim.
VOA Türkçe: Umut arayan Iraklı Kürt göçmenler dün Fransa sularında boğuldu, 27 göçmen hayatını yitirdi. Ne hissettiniz?
Kemal Varol: Evet gördüm. Çok acı duydum. Belki orada ekonomik dertleri nedeniyle insanlar yerinden yurdundan oldu. Irak gibi aslında görece rahat olduğunu sandığımız bir yerden de kaçmaya çalışıyorsa, bunun nedenlerini sorgulamak lazım. Sadece etnik değil, ekonomik gerekçelerle de insanlar göç ediyor.
VOA Türkçe: Peki gelecek için ne projeler var?
Kemal Varol: Mikasa bir animasyon kahramanı olacak. Bir Fransız-Alman şirketi ile animasyon filmi görüşmeleri sürüyor. Uzun soluklu bir proje. Bundan önceki romanım "Aşıklar Bayramı'nın" çekimleri yapılıyor. Bu roman çok sevildi Türkiye'de. Senaryosunu da yönetmenle beraber yazdık. Başrolde Kıvanç Tatlıtuğ var. Çekimleri bitiyor. Muhtemelen 2022'de Netflix üzerinden izlenebilecek film.