Erişilebilirlik

Diyarbakır’da Heyet Tahrir Şam ve Suriye Milli Ordusu’na tepki, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve BM’ye çağrı


DEM Parti’nin Suriye’deki duruma dikkat çekmek amacıyla yaptığı basın açıklamasına partililerle birlikte milletvekili ve belediye eş başkanları da katıldı.
DEM Parti’nin Suriye’deki duruma dikkat çekmek amacıyla yaptığı basın açıklamasına partililerle birlikte milletvekili ve belediye eş başkanları da katıldı.

Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) harekete geçerek bazı yerleşim yerlerini alması, dikkatleri bölgedeki Kürtler’e çevirdi.

HTŞ’nin ve SMO’nun, omurgasını YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) denetimdeki yerlere saldırması Diyarbakır’da DEM Parti ve bazı sivil toplum kuruluşları tarafından protesto edildi.

Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler’e sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yaptı.

Muhalif grupların geçen hafta başlattıkları saldırıların SDG’nin denetimindeki yerleşim yerlerine de yönelmesi üzerine DEM Parti, tüm çevreleri tepki göstermeye çağırdı.

DEM Parti’nin sosyal medya hesabından yapılan çağrıda, “Özellikle Tel Rıfat'a sığınan on binlerce insan ve bölgenin yerleşik halkı saldırgan çetelerin hedefindedir. Siyasi çevreleri, demokrasi güçlerini, savaş karşıtlarını, insan hakları savunucularını, sivil toplum kuruluşlarını, uluslararası toplumu ve kurumları gelişmelere seyirci ve sessiz kalmamak için demokratik zeminde sesini yükseltmeye ve tepki göstermeye çağırıyoruz” denildi.

Diyarbakır’da Heyet Tahrir Şam ve Suriye Milli Ordusu’na tepki, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve BM’ye çağrı
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:06 0:00

Bu çağrının ardından, DEM Partili milletvekili, belediye eş başkanları ve partililer Kayapınar İlçesindeki Rojava Parkı’nda biraraya geldi. Alkış ve sloganlar eşliğinde toplanan grup adına ilk açıklamayı DEM Parti İl Eş Bakanı Abbas Şahin yaptı.

Şahin Suriye’de yaşayan halkların tehlike altında olduğunu savunarak, IŞİD'in yöntemlerini sürdüren silahlı grupların Kürtler, Araplar, Süryaniler’e yönelik katliam yaptıklarını ve insanlığa karşı suçlar işlediklerini savundu.

Özellikle Tel Rıfat’tan kaçanların hedef alındığını söyleyen Şahin, “İktidarın desteklediği bu saldırılar Kürt halkının kazanımlarını ve halkların birlikte barış içinde yaşam iradesini yok etmeye başlamaktadır. AKP- MHP iktidarının Ortadoğu politikası bölgede kaosu ve istikrarsızlığı derinleştirirken sınır ötesindeki Kürt halkına yönelik saldırılarla Türkiye içinde barışın sağlanamayacağı açıktır. Bu tehlikeli oyun başta Kürtler, Araplar, Süryaniler ve Nusayriler olmak üzere tüm halkları, inanç gruplarını soykırım riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır” dedi.

Kürtler’in Suriye’deki kazanımlarının SMO ve HTŞ’nin saldırılarıyla bertaraf edilmek istendiğini öne süren Şahin, uluslararası toplumun tepki göstermesini istedi.

DEM Parti Milletvekili Türkoğlu: “Bu savaş politikasından vazgeçilmesi gerekiyor”

Daha sonra söz alan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Halide Türkoğlu ise Suriye’deki muhalif gruplara verilen desteğin Türkiye’nin ekonomisine zarar verdiğini savundu.

Baro, İHD ve ÖHD’nin ortak açıklamasında ise Suriye’de cihatçı grupları suç işledikleri belirtilerek, UCM ve BM’ye sorumluluk alma çağrısı yapıldı.
Baro, İHD ve ÖHD’nin ortak açıklamasında ise Suriye’de cihatçı grupları suç işledikleri belirtilerek, UCM ve BM’ye sorumluluk alma çağrısı yapıldı.

Türkoğlu, hükümete Suriye’deki muhalif gruplara verilen desteğin kesilmesi çağrısı yaparak, “Aslında orada muhalif güç olarak anılsalar dahi zihniyet olarak halkların birlikte yaşamına, ortak yaşamına yönelik bir saldırı var. Özellikle AKP-MHP iktidarına sesleniyoruz. Bu savaş politikasından vazgeçilmesi gerekiyor. Çetelere destek verildiği ortadadır. Türkiye'de de halkların savaşa karşı mücadelesini yükseltmesi gerektiğini söylüyoruz. Çünkü her çeteye verilen destek bu ülkede halkların emeğinden birikiminden bütçesinden çalınan bir destektir. Yani bu ülkede bir yandan savaşa karşı mücadele edilmesi gerekirken eğer ki savaşa destek sunuluyorsa, o çetelere şekilde bütçe gidiyorsa, halkların da bunu sorgulaması gerekiyor” diye konuştu.

Açıklamanın ardından VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan katılımcılar, Suriye’deki gruplara verilen desteğin gelecekte Türkiye için risk oluşturacağını savundu.

“Türkiye’nin izni veya desteği söz konusu değil”

Geçen hafta İslamcı militan grup Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki muhalifler, 2020’den beri ilk defa Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat’ın kontrolündeki bölgelere büyük çaplı bir saldırı başlatmıştı. Muhalifler, geçen hafta Halep’i ve İdlib’in bazı bölgelerinde kontrolü ele geçirdi.

Diğer taraftan, Suriyeli Kürtler, Suriye Milli Ordusu’nun Tel Rıfat'ı ABD destekli rakip Kürtler’in elinden almasının ardından çatışmadan kaçtı.

Kürt liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri büyük ölçüde geri çekildi ve insanların konvoylar halinde güvenli bir şekilde Halep'e ve daha sonra Kürt yönetimindeki kuzeydoğu bölgelerine gitmelerine izin vermek için insani yardım koridoru çağrısında bulundu.

Reuters haber ajansına konuşan bir Türk yetkili ise, Türkiye'nin Suriyeli muhalif savaşçıların Suriye'nin kuzeybatısında Esat güçlerine karşı bir operasyona izin veya destek vermediğini söyledi.

Türk yetkili, HTŞ’nin Türkiye’den herhangi bir emir veya talimat almadığını vurguladı.

Öte yandan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, “Suriye'deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır” dedi.

Türkiye, HTŞ’yi terör örgütü olarak görüyor. ABD, Rusya ve başka ülkeler de HTŞ’yi terör örgütü olarak sınıflandırıyor.

Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler’e çağrı

Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesi de ortak bir açıklamayla, Halep ve Tel Rıfat’ta sivilleri hedef alan saldırılara tepki gösterdi.

Üç kurum adına açıklama yapan Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, Suriye’deki iç savaş boyunca birçok sivilin yaşamını yitirdiğine vurgu yaptı. Güleç, Türkiye’ye dönük yeni bir mülteci akını olabileceği uyarısı yaparak, şunları söyledi: “Halen Halep ve Tel Rıfat kentlerinde sivillere yönelik saldırıların devam ettiği haberleri gelmekte, yeni bir göç dalgası ile karşılaşılacak insani dramın boyutları bizlerde endişe yaratmaktadır. Yerlerinden edilen insanların göç etmek zorunda kaldığı ülkelerden biri de Türkiye olacaktır. Zira Suriye’de iç savaşın başlamasıyla birlikte milyonlarca Suriyeli, Türkiye’ye sığınmak zorunda kalmış, etkileri hala devam eden büyük bir insanlık krizi yaşanmıştır.”

Konuşmasında BM’ye çağrı yapan Güleç, “İnsanlığa karşı işlenen suçlar bağlamında evrensel yargı yetkisi çerçevesinde Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler yetkililerini sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararları dahil olmak üzere uluslararası hukuka aykırı gayri insani ve hukuk dışı uygulamalarına karşı uluslararası tüm kurumları, engelleyici yaptırımları derhal gündeme almaya çağırıyor, uluslararası kamuoyunu Suriye halkı için harekete geçmeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

Forum

XS
SM
MD
LG