17 Ağustos 1999’da merkez üssü Gölcük olan 7,4 şiddetindeki depremde binlerce insan hayatını kaybetmiş, yüz binlerce bina ise yıkılmış ya da hasar almıştı.
17 Ağustos depreminin 18. yıl dönümünde akıllardaki soru, beklenen İstanbul depremine binaların ne kadar dayanıklı olduğu. Aradan geçen 18 seneye rağmen deprem için yeterli önlemler alındı mı?
Uzmanlara göre depremin şiddeti değil, binaların deprem yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmaması ve binalarda kullanılan malzemelerin miktarı ve kalitesi depremde binanın hasar almasında en önemli faktörlerin başında geliyor.
14-17 Ağustos tarihinde Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası tarafından Karaköy Meydanı, Kadıköy İskelesi ve Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda düzenlenen Deprem Sergisi’nde deprem gerçeğini hatırlatmak, insanları bilinçlendirmek ve yetkililerin dikkatini çekmek için depremde yıkılan binaların fotoğrafları sergilendi, depremden önce ve deprem esnasında yapılması gerekenler anlatıldı.
20 yıldır beton kalitesi ve binaların dayanıklılığı üzerine çalışmalar yürüten İnşaat Mühendisi Mete Yıldız, 17 Ağustos depreminin yıl dönümünde, insanları deprem konusunda bilinçlendirmek için Deprem Sergisi düzenlediklerini belirtti. Yıldız, daha önce yaşanan depremlerin, binalarda meydana getirdiği hasarın gözler önüne serildiği fotoğrafların yer aldığı sergide, binalardaki kusurlar, yapılan mühendislik hataları ve işçilik hataları anlatılarak yetkililerin ve halkın dikkatinin çekilmesinin amaçlandığını belirtti.
Sergide yer alan fotoğrafları gören insanların deprem gerçeğini hatırladığını söyleyen İnşaat Mühendisi Mete Yıldız, insanların kendilerinden depremle ilgili bilgi aldıklarını, oturdukları evlerin depreme dayanıklılığı hakkında nereden bilgi alabileceklerini sorarak bilinçlendiklerini kaydetti.
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi laboratuvarında yaptıkları incelemelerde binalarda kullanılan malzeme kalitesinin çok kötü olduğunu tespit ettiklerini belirten Yıldız, bu gerçekleri makale olarak yayımladıklarını ifade etti.
Bakırköy bölgesinde yaptıkları incelemelerde birçok binada kullanılan malzemelerin çok kötü olduğunu tespit ettiklerini belirten Mete Yıldız, 30-40 yıllık binalarda deniz kumunun kullanılmış olması, yönetmeliğin eski ve işçiliğin kötü olması gibi faktörlerin ciddi sorunlara sebep olacağını vurguladı.
Deprem Sergisi’ni gezen emekli Memur Enver Karataş, sergide yer alan fotoğrafları gören insanların depremi hatırlayacağını ve sergide yer alan bilgilerin insanları bilinçlendireceğini belirtti.
Emekli Öğretmen Nahide Balkış, serginin vatandaşları bilinçlendirdiğini, insanların nasıl tehlike altında olduklarını ortaya koyduğunu söyledi. Serginin çok aydınlatıcı olduğunu belirten Balkış, vatandaşın tek başına çok fazla bir şey yapamayacağını, deprem konusunda yetkililere büyük görevler düştüğünü vurguladı.
Üniversite öğrencisi Semih Arıkan, insanların oturdukları binalarda kullanılan malzemelerin nasıl olduğunu, temelinin nasıl olduğunu bilmediklerini, bu yüzden de deprem konusunda endişeli olduklarını belirtti. Depremle ilgili bu tür çalışmaların faydalı olacağını belirten Arıkan, çalışmaların devlet eliyle daha geniş ölçekli olarak yapılması gerektiğini söyledi.