1862 Amerika İç Savaşı’nda Lincoln Muhabere gemisi olarak kullanılan nehir gemisi ‘River Queen’, Çanakkale harekatının kaderini değiştiren ve dünyanın en ünlü mayın gemisi ‘Nusret’, Jules Verne’nin ‘Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’ eserinde yer alan hayal ürünü denizaltı ‘Nautilus’ ve Kuzey Atlantik'in buzlu sularında yaşanan deniz faciasıyla ilk seferinde batan ‘RMS Titanic’ aynı sularda hiçbir zaman bir araya gelmedi ama onlara ait gemi parçaları, maketler ve usta ressamların tablolarıyla aynı müzede buluştu.
İzmir’in Bornova ilçesindeki Arkas Deniz Tarihi Merkezi, milattan önce 3000 yılından 21’inci yüzyıla kadar uzanan dönemin denizcilik tarihi sürecini, 151 gemi maketi, 121 parça gemi antikası ve 112 adet deniz temalı resimle ziyaretçilerine yaşatıyor. Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın 30 yılı aşkın süredir büyük bir titizlikle bir araya getirdiği tablolar ve gemi antikalarından oluşan geniş koleksiyonu adeta denizcilik tarihinde bir zaman yolculuğu vaat ediyor.
Bandırma Vapuru ve Kolomb’un kaşif gemileri yan yana
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Arkas Sanat Direktörü Müjde Unustası, “2012 senesinde ziyarete açıldı. İzmir’in Bornova ilçesinde yer alan ve bugün hala ayakta duran, iyi durumda bulunan eski Levanten evlerinden bir tanesi. Hem tarihi yapı olarak çok güzel ve özel bir mekan hem de çok önemli bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Arkas Holding, denizcilik konusunda faal olan dünyadaki en büyük firmalardan bir tanesi. Dolayısıyla koleksiyon içerisinde bununla ilgili epey eserimiz var. Yediden yetmişe tüm İzmir’e ve İzmir’in dışından gelen ziyaretçilere sanatla iç içe, denizcilik tarihinde keşfedebilecekleri bir ortam sunmak ve bunu paylaşmak amaçlanıyor” dedi.
Üç kattan oluşan Arkas Deniz Tarihi Merkezi’nin giriş katında ziyaretçileri dolaplı pusulasıyla dev bir dümen takımı karşılıyor. Aynı katta Bandırma Vapuru, Savarona Yatı gibi Türk gemi maketlerinin yanı sıra Kristof Kolomb’un kaşif gemilerini de görmek mümkün. Arkas Deniz Tarihi Merkezi’ndeki eserlerin kronolojik sırayla sergilendiğini söyleyen Unustası, “Ziyaretçilerimiz ilk geldiklerinde antik gemiler odasından başlıyorlar. Bunlar tabii günümüz gemilerine göre çok daha ilkel, çok daha sığ denizlerde, yakın mesafeler arasında ticari amaçla o dönemde inşa edilmiş olan gemilerdi, ‘gemiciklerdi’. Bunlarla ilgili elimizde çok fazla birebir kayıt yok. Bunlar genelde eski tasvirlerden yola çıkarak tekrardan yaratıldı. Antik Yunan, Mısır gemileri, hatta Viking gemileri şu anda sergilenen eserler arasında” diye konuştu.
Denizcilik tarihindeki başarılar ve başarısızlıklar
Metin Gürkan, Engin Alsan, Ergin Bürge, Bedri Selay, Azmi Beydeş, Coşkun Güreli, Alpay Türkekul, Nezih Bekat ve Okyay Yaylacıkoral gibi usta ellerde şekillenen maketler, yalnızca antik çağ gemilerine ait değil. Maketler yoluyla gemi inşa tekniklerindeki gelişimi de sergilediklerini kaydeden Unustası, “Coğrafi keşiflerin yapıldığı dönemlere, 1500’lü yılların başı, 1400’lerin sonundan itibaren çok daha büyük, biraz daha uzaklara gidebilecek olan gemileri inşa edilmeyi başarmıştı insanoğlu. Arkas Deniz Tarihi Merkezi’nde Kristof Kolomb’un Amerika’ya seyahat ettiği üç geminin maketlerini de görmek mümkün. Bunun yanı sıra diğer odalara geçtiğimizde 16, 17, 18’inci yüzyıl gemilerini görebiliriz. Bunların bir kısmı Avrupa hanedanlarının yaptırmış olduğu gemiler, bir kısmı çok önemli savaş gemileri, bir kısmı da Avrupa’nın Doğu’yla olan ticaretinde kullanılmış olan gemiler. Yavaş yavaş gemi inşa metotları da değişmiş” sözlerini kullandı.
Ancak denizcilik tarihi hep başarılarla gelişim göstermemiş. Hiçbir masraftan kaçınılmadan, sanat eseri niteliğindeki süslerle bezenerek 1626-1628 yılları arasında tamamlanmış olan İsveç İmparatorluğu’na ait dev kalyon Vasa, İsveç kralının baskısıyla denize açılmış ve henüz bir deniz mili bile gitmeden su alarak batmış. Yanlış hesaplama sonucu geminin her iki tarafındaki bronz topların oluşturduğu ağır yük nedeniyle batan Vasa’nın maketi de Arkas Deniz Tarihi Merkezi’nde yer alıyor. Ayrıca 1805 yılında İngiliz donanması ile Fransız ve İspanyol donanmaları arasında, İspanya’nın güneyindeki Trafalgar burnunda gerçekleşen dünyanın en önemli deniz savaşlarından biri olan Trafalgar Muhaberesi’nin aslına uygun şekilde canlandırılan maket dioraması da müzede görülmesi gerekenler arasında.
“Müze sadece denizciliğe değil güzel sanatlara ilgisi olanları da çekiyor”
Ayrıca Amiral Nelson’un yakasında Osmanlı nişanıyla resmedildiği ve Trafalgar Muharabesi’nde vurularak öldüğü anı da dioramaya eşlik eden tablodan görmek mümkün. Müzedeki gemi maketlerine, tüm salonlarda ünlü Türk ve yabancı ressamların deniz temasını işleyen tabloları eşlik ediyor. VOA Türkçe’ye konuşan Unustası, “Burada illa denizciliğe çok ilgi duymanız da gerekmiyor. Çünkü buradaki tablolar da çok önemli. Gerek Türkiye’den gerekse Avrupa’dan bahriyeyle, denizcilik tarihiyle ilgili önemli yapıtlar vermiş çok önemli deniz ressamları var. Bizim asker ressamlar kuşağından, İsmail Hakkı, Diyarbakırlı Tahsin, Sami Yetik belli başlı önemli sanatçılarımız. Onların eserleri de var. Bunun yanı sıra İngiltere’den, Fransa’dan, Hollanda’dan, Almanya’dan yine deniz ressamı olarak tanınan çok önemli sanatçıların eserleri var. Dolayısıyla güzel sanatlara da ilginiz varsa burada ilginizi çekebilecek çok fazla şey bulabilirsiniz” dedi.
Maketlerin ve tabloların yanı sıra gemilerde kullanılan objelere de müzede yer verildiğini söyleyen Unustası şöyle konuştu: “Eski pusulalar, radar cihazları, pusula dolabı, gemi çanı gibi gemilere ait pek çok parça da var. Bunlar da bize gemilerin mekanik işleyişinin eskiden nasıl olduğunu gösteriyor. Bugün tabii bunlar son derece teknolojik yeni cihazlarla artık yer değiştirdi. Bunların büyük kısmı artık kullanılmıyor ama yine de denizciliğe ilgi duyan insanlar ‘acaba eskiden bu işler nasıl yapılıyor’ dediğinde onlara ait eserler, parçalar yine görebiliyor.” Örneğin, gemi antikalarının arasında yer alan kol gücüyle hava şişirilerek çalınan ve geçmişte okyanuslarda ‘ben buradayım’ diyen bir gemi kornası, bugün ancak müzenin küçük salonlarını inletiyor.
“Hem Türkiye’den hem de yabancı ülkelerden ziyaretçilerimiz var”
Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olan Türkiye’de yaşayanların denizle daha fazla haşır neşir olması gerektiğini de vurgulayan Unustası, “Denizcilik, tarih boyunca ekonomik olarak da dünya hakimiyeti açısından da en önemli faaliyet alanlarından bir tanesiydi. Geçmişte büyük devlet olmak için bugün olduğu gibi ticaret yollarının hakimiyet altında bulundurulması gerekiyordu. Deniz ticareti demek zaten deniz yollarında hakimiyet demek. Buradaki eserlerde de baktığımız zaman, gemilerin tarihsel gelişimini izleyebiliyorsunuz. Yaşanan savaşlarla ilgili veya denizcilikle ilgili önemli orijinal sanat eserleri üzerinden dünyanın denizcilik mirasını, deniz ticaretini ve önemli deniz olaylarını takip etme şansı buluyoruz” dedi.
Müzenin çok çeşitli kesimlerden ziyaretçileri çektiğini söyleyen Unustası, “Okul öncesi yaştaki çocuk gruplarından tutun, velisiyle, anne babasıyla burayı ziyarete gelen çocuklara, kendi okullarında çeşitli kültür sanat faaliyetlerini oluşturmadan önce gelip burayı gezip araştırma yapan öğretmen gruplarına, bunun yanı sıra daha ileri yaşta olup denizcilik tarihine ilgi duyan kişilere kadar çok ziyaretçimiz oluyor. Mesela makete ilgi duyan birisi için, gemi modelleri açısından Arkas Deniz Tarihi Merkezi bir hazine diyebilirim. Bizim yurt dışından bile ziyaretçilerimiz var. İngiltere’den, Kuzey Avrupa’dan ‘biz Türkiye’de böyle bir müze olduğunu duyduk’ diye gelenler var” diye konuştu. Arkas Holding’e ait olan diğer tüm müzeler gibi Arkas Deniz Tarihi Merkezi’nin de ücretsiz olarak gezilebildiğini söyleyen Unustası, haftada üç gün (salı, perşembe ve cumartesi günleri) müzede ziyaretçileri ağırladıklarını da belirtti.