Erişilebilirlik

Demokrat Parti’nin Aday Adayları Üçüncü Kez Kozlarını Paylaştı


ABD’de 2020 başkanlık seçimine giden süreçte Demokrat Parti aday adayları üçüncü kez canlı yayında kozlarını paylaştı. Anketlerde yarışı önde götüren eski başkan yardımcısı Joe Biden ve kendisine en yakın rakibi Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren ilk kez aynı sahnedeydi. Aday adaylarının tartışmasına iç politikada sağlık sistemi, ırkçılık, bireysel silahlanma, göçmen konuları, dış politikada da Afganistan savaşı damga vurdu.

ABD’de ABC kanalında yayınlanan ve 3 saat süren televizyon tartışmasının ilk bölümünde aday adayları önce kısa birer açılış konuşması yaparak ABD seçmeninden oy istedi. Teksas eyaletinin Houston kentinde yapılan televizyon tartışmasında aday adayları başkan seçildikleri takdirde nasıl bir politika benimseyeceklerini genel hatlarıyla anlattı. Tartışmanın bu bölümünde Teksas’ın El Paso kentinde geçtiğimiz ay 22 kişinin hayatını kaybettiği saldırı üzerinden verilen mesajlar damga vurdu.

Aday adayları arasında ABD’de her seçim döneminde hararetle tartışılan sağlık sigortası sistemi konusunda görüş ayrılıkları yansıdı. Aday adayları Başkan Trump’a yönelik “beyaz ırkın üstünlüğünü savunduğu” eleştirilerinde ortak tavır sergiledi. Aday adaylarının hepsi ABD’nin göçmenler konusunda yeni bir politikaya ihtiyaç duyduğunu vurguladı.

Aday adayları Cumhuriyetçi Başkan Trump’ın hem söylemini hem de icraatlarını sert bir dille eleştirdi. Trump’ın ABD toplumunu kutuplaştırdığı suçlamaları yinelendi. Demokrat Parti’nin aday adaylarından Pete Buttigieg ABD toplumunda birliği sağlamak istediği mesajını bu yıl 18. yıldönümünde kurbanların anıldığı 11 Eylül saldırıları üzerinden verdi. Buttigieg, “En çok yücelmemiz gereken zamanda Amerikan halkı ayrışmış durumda. 11 Eylül’den sonra 12 Eylül’de gösterdiğimiz birliği muhafaza edebilsek nasıl olurdu bir düşünün. Başkanlık makamı bunun için var” mesajıyla salondakilerden alkış aldı.

Canlı yayın sırasında tartışmanın son bölümüne doğru eski başkan yardımcısı Joe Biden’a hayatında karşısına çıkan engellerden ne öğrendiği sorusu yöneltildiği sırada salonda bir grup protestocunun sesi yükseldi. Göstericilerin salondan çıkarılmasının ardından tartışmanın o bölümü kaldığı yerden devam etti.

Tartışmanın bir sonraki bölümünde moderatörlerden gelen sorular üzerinden aday adayları farklı politika başlıklarına değindi. Demokrat Parti’nin aday adaylarının konu başlıklarına göre verdikleri mesajlar şu şekilde:

Sağlık sigortası sistemi

ABD’de bu seçim dönemi de sağlık sisteminin en çok tartışılan konulardan biri olması açısından bir istisna değil. Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump göreve geldiğinden bu yana eski Demokrat Başkan Barack Obama’nın dönemine damga vuran ve Obamacare olarak bilinen uygulamayı iptal etmeye çalışıyor. Demokrat aday adaylarının tartışmasında da bu konu ağırlıklı olarak gündeme geldi.

Tartışmada Senatör Elizabeth Warren Obamacare uygulamasının daha da iyileştirilmesi gerektiğini savundu. Herkese mümkün olan en düşük maliyetle sağlık sigortası sağlanması gerektiğini vurguladı. Warren kendi önerdiği sistemde orta sınıf ailelerin sağlık sigortası için daha az para ödeyeceğini savundu, sigorta şirketlerinin mevcut sistemden maddi fayda sağlamaya devam ettiğini belirterek “Şimdiye kadar sağlık sigortası şirketini seven bir kişiye rastlamadım” dedi. Önerdiği plan kapsamında maliyetlerin sadece şirketler ve varlıklı aileler için artacağını savundu.

Kendisini Demokrat Sosyalist olarak tanımlayan Vermont Senatörü Bernie Sanders da herkese sağlık sigortası imkanı tanınmasının en iyi maliyet etkin yöntem olacağını söyledi, bu konuyla ilgili tasarıyı da kendisinin yazdığını vurguladı. Sanders önerdiği planla bir aile için reçeteyle satılan ilaç masrafının yılda 200 doları aşmayacağını savundu.

Sağlık sigortası şirketlerinin devreden çıkarılması teklifine sıcak bakmayan Amy Klobuchar da “Bernie tasarıyı yazmış olabilir ama ben de okudum. Tasarı milyonlarca Amerikalının mevcut sigortalarını muhafaza edemeyeceklerini söylüyor. Bence bu cesur değil kötü bir fikir” sözleriyle Sanders’ın önerdiği sisteme karşı çıktı.

Irkçılık tartışması ve silahlı saldırılar

Demokrat Parti’nin aday adaylarının kozlarını paylaştığı canlı yayında yine Başkan Trump üzerinden ırkçılık tartışması gündeme geldi. Aday adayları bu konuda sert sözlerini hiç sakınmadı. Trump’ın beyaz ırkın üstünlüğünü savunduğu eleştirisini sert şekilde dile getiren aday adaylarından biri Beto O’Rourke oldu. O’Rourke “Beyaz Saray’da beyaz ırkın üstünlüğünü savunan biri var. Bu kişi ülke çapında her ırktan insana ahlaki bir tehdit teşkil ediyor” diye konuştu.

Latin kökenli aday adayı Julian Castro da geçtiğimiz ay Teksas’ın El Paso kentinde 22 kişinin hayatını kaybettiği silahlı saldırıya atıfta bulundu. Saldırgan saldırı öncesinde sosyal medyada yayınladığı yazılı bir metinde göçmenlerin Teksas’ı işgal ettiğini iddia etmiş, “işgal” ifadesinin ABD Başkanı Trump’ın göçmenler konusundan söz ederken kullandığı bir ifade olduğu için Trump ağır şekilde eleştirilmişti. Julian Castro “Birkaç hafta bir saldırgan 10 saat yol gidip bu Başkan’dan ilham alarak bana benzeyen insanları öldürdü. Beyaz ırkın üstünlüğünü savunmak bu ülke için gittikçe büyüyen bir tehdit. Bunun kökünü kurutmalıyız” ifadelerini kullandı.

California Senatörü Kamala Harris de aynı konuyla ilgili konuşurken El Paso’yu ziyaretini anlattı. “İnsanlar bana yaşananlardan Trump’ın sorumlu olduğunu düşünüp düşünmediğimi sordu. Yani, tabii ki Trump tetiği çekmedi ama mühimmatı ‘tweet’leriyle o dağıttı” ifadelerini kullandı.

El Paso saldırısı üzerinden ABD’de bireysel silahlanma konusunda yasal düzenleme ve olası önlemler gündeme geldi. Senatör Elizabeth Warren “ABD çapında bu kadar destek görürken neden bir şeyler yapmayı başaramıyoruz. Sormamız gereken soru bu. Yolsuzluk. Cevabı bu kadar basit. Silah endüstrisine boyun eğen bir Kongremiz var” sözleriyle sert çıktı.

Amy Klobuchar da silah denetimi konusunda bir şeyler yapılması için Demokrat adayın Beyaz Saray’a girmesinin beklenmemesi gerektiğini söyleyerek “Şimdi harekete geçmek istiyorsanız Mitch McConnell’a bir mesaj göndermelisiniz. İçimizden birisinin Beyaz Saray’a girmesini bekleyemeyiz. Yasayı şimdi geçirmemiz gerek. Bir masum hayatın daha yok olmasını bekleyecek lüksümüz yok” diye konuştu.

El Paso'lu Beto O'Rourke da, ''Silahlanma konusunda yasal olarak sahip olunsa bile AR-15 silahlarına el koyacağınızı söylemiştiniz. Bu nasıl olacak?'' şeklindeki bir soruyu, ''Kesinlikle öyle. AK-15'lerinizi, AK-47'lerinizi alacağız. Amerikalı dostlarımıza karşı artık bu silahların kullanılmasına izin vermeyeceğiz'' diye yanıtladı. Tartışmanın o bölümündeki çıkışıyla Beto O'Rourke salondakilerden alkış aldı.

Göçmen tartışması

Demokrat Parti’nin aday adaylarının tartışmasında Trump yönetiminin göçmen politikası da hararetle tartışıldı. Bu konuda aday adaylarının verdikleri mesajlar hemen hemen aynıydı. Asya kökenli aday adayı girişimci Andrew Yang “Babam Asya’da fıstık tarlasında büyüdü. Şimdi oğlu ABD’de başkan adaylığı için yarışıyor. Amerikan halkıyla paylaşacağımız göçmen hikayesi böyle bir şey” şeklinde konuştu.

Senatör Elizabeth Warren da göçün ABD’yi zayıf değil aksine daha güçlü kıldığını vurguladı. Latin kökenli aday adayı Julian Castro da eski başkan yardımcısı Joe Biden’ın göçmenler konusundaki sicilini sorguladı. Julian Castro, “Obama’nın çalışmalarından kendine pay çıkarmak istiyor ama sorulara yanıt vermiyor” sözleriyle Joe Biden’ı eleştirdi. Biden da eleştiriye “Sekiz yol boyunca Barack Obama’nın yanında oldum. İyisiyle kötüsüyle.” yanıtını verdi.

Çin ile ticaret savaşı

Tartışmada Trump yönetiminin Çin politikası ve uygulanan ek gümrük vergileriyle ticaret savaşında yükselen gerilim de gündeme geldi. Aday adayları Trump yönetiminin Çin konusunda bir stratejisi olmadığını savundu. Ticaret savaşı yüzünden özellikle Iowa’daki soya fasulyesi çiftçilerinin ürünlerini satamadıkları için zor durumda oldukları vurgulandı.

Amy Klobuchar “Trump bizi ticaret savaşının ortasında bıraktı. Çiftçilerimize ve işçilerimize iflas eden kumarhanelerindeki poker fişi muamelesi yapıyor. Dikkatli olmazsak bu ülkeyi de iflasa sürükleyecek. Bütün dünya bizi izliyor” ifadelerini kullandı.

California Senatörü Kamala Harris de “Amerikan istihdamını değil Amerikan ürünlerini ihraç etmemiz gerekiyor. Ben korumacı Demokrat değilim. Ama Çin’den de davranışının hesabı sorulmalı. Diğer yandan Kuzey Kore ve iklim konusunda Çin ile de çalışmamız gerekiyor” dedi.

Vermont Senatörü Bernie Sanders da Trump’ı Twitter üzerinden paylaştığı mesajlarla Çin ile ticaret savaşını tırmandırdığı gerekçesiyle eleştirdi. Sanders “Trump ticaret politikasının sabahın 3’ünde atılan bir ‘tweet’ten ibaret olduğunu sanıyor” şeklinde konuştu. Eski başkan yardımcısı Joe Biden da “Ya kuralları biz koyarız ya da Çin” sözleriyle ABD’nin sağlam bir ticaret politikası ve stratejisi olması gerektiğini vurguladı.

Afganistan savaşı

Demokratların aday adaylarının tartışması 11 Eylül saldırılarının 18. yıldönümüne ve Afganistan’da Taleban’la Başkan Trump’ın iptal ettiği görüşmelere denk geldi.

Senatör Elizabeth Warren “Ben askerlerimizi eve getirirdim. Afganistan’da çözümü bombalarla getiremeyiz. Terörün kökünü kazımak için müttefiklerimizle işbirliği yapmalıyız. Çoğu ülkede gözümüz, kuşağımız yok. Afganistan’daki sorunlar askeri olarak çözülebilecek sorunlar değil. Diplomatik ve ekonomik araçları kullanmamız lazım” ifadelerini kullandı.

Daha önce ABD ordusunda görev yapan Pete Buttigieg de “Bugün 18 yaşında olup orduda hizmet verme yaşında olanlar 11 Eylül’de henüz yeni doğmuşlardı. Bitmek bilmeyen savaşlara son vermemiz gerekiyor. Bitmek bilmeyen savaşların ortasında kalmaktan kaçınmanın en iyi yolu da en başından bu savaşlara girmemek” şeklinde konuştu.

Vermont Senatörü Bernie Sanders da eski başkan yardımcısı Joe Biden’ın Irak savaşına verdiği desteği gündeme getirerek eleştirdi. Sanders, “Trump’ın savunma bütçesine 3 kez aleyhte oy kullanan tek kişi benim aranızda. Düşmanımızın kim olduğunu bilmeden yılda 750 milyar dolar harcamamız gerektiğini sanmıyorum” dedi.

  • 16x9 Image

    Begüm Dönmez Ersöz

    Begüm Dönmez Ersöz medyadaki kariyerine 2006’daki İsrail-Lübnan savaşı sırasında CNN Türk’te simultane tercüman ve muhabir olarak başladı. 2014-2018 yılları arasında dış haber müdürü olarak görev yaptığı kanalda dış politika ve uluslararası diplomasiye ilişkin haberler hazırladı, özel röportajlar yaptı. IŞİD’le mücadele operasyonları döneminde çatışma bölgeleri dahil sahadaki ekibi yönlendirdi, ABD’de başkanlık seçimleri gibi özel yayınları yönetti. Merkezi Atlanta’da bulunan CNN’in editoryal, liderlik ve dijital gazetecilik programlarına katıldı. Boğaziçi Üniversitesi’nin gururlu mezunlarından. Begüm Dönmez Ersöz 2018’de göreve başladığı VOA Türkçe’de ABD dış ve iç siyasetinden uluslararası diplomasiye uzanan geniş bir alanda haber, röportaj ve yayın yapıyor. VOA Türkçe’nin Beyaz Saray ve Kongre muhabirliği görevini yürütüyor. Simultane çeviri ve gazetecilik becerilerini aynı potada eritebildiği bir işi olduğu için mutlu.

XS
SM
MD
LG