İzmir’deki programı kapsamında basın kuruluşları temsilcileriyle biraraya gelen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Beş genel başkan aynı zamanda cumhurbaşkanlığını önerirse elbette kabul ederim” açıklamasıyla ilgili konuştu.
Davutoğlu, “Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunu hiç konuşmadık masada. Liderler arasında bu konunun, günü geldiğinde konuşulması gereken bir husus olduğu konusunda kanaat birliği var. Tabii ki gazeteciler soru sorduğunda görüşler beyan ediliyor. Nihayetinde cumhurbaşkanı adayı konusu da o masada istişare edilecek. Kişilerden daha çok cumhurbaşkanlığı makamının getirdiği niteliklerin öne çıkması, o niteliklerin gerektirdiği şartlar oluşturulduktan sonra kişiler konuşulabilir. Şu anda öncelikli konumuz isim tespiti değil” dedi.
CHP lideri ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ mutabakat metni için biraraya geldiği siyasi parti genel başkanlarının kendisine adaylık teklif etmesi halinde bunu kabul edeceğini açıklamıştı.
Davutoğlu, Gelecek Partisi’nin Millet İttifakı’na dahil olup olmayacağı sorusuna ise, “Mutabakat açıklamasında da ortaya konduğu gibi bu bir işbirliği, bir birliktelik. Ancak ittifak bir seçimle ete kemiğe bürünür. Bu bir seçim ittifakı değil. Benim şahsi kanaatim, mümkün olan en kısa sürede ilkeleri açık bir şekilde ortaya konmuş, gelecek planlaması itibarıyla da ana bir perspektifin verildiği bir ittifakın yeniden yapılanmasının doğru olacağı. Ancak bu konular istişareye açık konulardır. Bütün liderler bu konuda kanaatlerini serdederek partilerimizin Türkiye vizyonu çerçevesinde daha geniş tabanlı bir işbirliği yapmasının imkanlarını araştıracağız. 27 Mart’ta yeniden bir araya geleceğiz. Önemli olan iyi niyet, önemli olan şahsi hesaplarımızın ülke vizyonunun önüne geçmemesi. Bizleri o masada memnun eden liderler arasında bu konuda karşılıklı güvene dayalı bir psikolojinin oluşmuş olması” şeklinde yanıt verdi.
“Mesele kişi meselesi değil, sistem meselesi”
Güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda elde edilen mutabakatın çok önemli olduğunu kaydeden Davutoğlu, “Mesele kişi meselesi değil, sistem meselesi. Biz tek bir kişiye güvenerek veya onun gücüne, basiretine, sağduyusuna güvenerek yol alamayız. Öyle olsa bile sistem sağlam bir zemine oturmadıkça, iyi kurgulanmamışsa siyasi şartların kişileri nasıl etkileyebileceğini kötü örnekleriyle gördük. O yüzden önce sistem, sonra sistem, sonra yine sistem” dedi.
Şu anda en önemli konunun geçiş sürecini yönetmek olduğunu belirten Gelecek Partisi lideri, “Geçiş süreci nasıl yönetilecek? Aslında soru bu. Bunun üç aşamada yolu var. Birincisi, daha cumhurbaşkanı seçilmeden, aday belirlenmeden kriterleri net koyarsınız ve kamuoyu önünde bu kriterleri uygulayacağından açık bir taahhüt alırsınız. Zaten şu anda üzerinde çalıştığımız bir ilkeler bildirgesi var. Bütün bunlara uyacağını, parlamenter sisteme geçiş için çaba sarf edeceğine ilişkin taahhütler alırsınız. İkincisi, seçildikten sonra eğer altı parti mecliste çoğunluk elde etmişse, zaten cumhurbaşkanının tek taraflı uygulamalarının önüne geçecek demektir. Şimdiki gibi olmayacak” değerlendirmesinde bulundu.
Altı partinin geçiş sürecinde kanunlar yoluyla cumhurbaşkanının yetkilerini kısıtlayıcı geçici kurallar koyabileceğini kaydeden Davutoğlu, “Üçüncü olarak da diyelim ki tüm bunları yaptınız ama cumhurbaşkanı yine başına buyruk davranıyor, bu sefer o altı parti cumhurbaşkanının meclis iradesi dışında ortaya koyduğu tutumları bloke etme hakkına da sahip. Bütçeden başlayarak birçok güç meclisin elinde aslında. Ama şu anda kullanılmıyor bu. Çünkü meclis çoğunluğu cumhurbaşkanının elinde olduğu anda yürütme ve yasama arasındaki denge ve denetleyici konum ortadan kalkıyor” diye konuştu.
Kutuplaşmaları aşmak üzere altı lider bir masada biraraya geldiklerini söyleyen Davutoğlu, “Bunun toplumumuz tarafından büyük bir kabul gördüğünü görmekten mutlu olduk. Halkımız yoruldu. Bu yorgunluğun aşılmasının yolu da karşılıklı olarak siyasi nezaket geliştirmek. Herkesin kendi parti tabanı var ama tüm bunlardan önemlisi milletin ortak geleceğini demokrasiyi yeniden inşa ederek, özgürlükleri yeniden hakim kılarak yeni Türkiye’yi inşa etmek” ifadelerini kullandı.
“Gözümüzün önünde orta sınıf bitiyor”
Gelecek Partisi Genel Başkanı, iki günlük İzmir programı kapsamında Kemeraltı ve Karşıyaka çarşısında esnaf ziyaretinde de bulundu.
Kemeraltı’nda esnafı ilk kez bu kadar sakin, halkı bezgin ve alışverişten uzak gördüğünü söyleyen Ahmet Davutoğlu, ‘’Esnafın bezgin olduğu bir ülke orta sınıfın yok olduğu bir ülke demektir. Ülkeler kriz yaşarlar. 2008 yılında dünya kriz yaşadı, birçok Avrupa ülkesi sarsıldı. Ama o sarsıntıdan çıkmanın ana sebebi orta sınıf dediğimiz ve toplumun genel refahını gösteren kesimlerin gelir adaletinde önemli bir kayıp yaşamamalarıydı. Maalesef ülkemizde son yıllarda özellikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra alınan yanlış kararlarla öylesine bir ekonomik tablo ortaya çıktı ki orta sınıf fiilen yok oluyor. Gözümüzün önünde orta sınıf eriyor, bitiyor” dedi.
“Türkiye’deki ekonomik krizlerinin sorumlusunun dış odaklar veya dışarıdaki faktörler olmadığı aşikar” ifadesini kullanan Davutoğlu “Maalesef ekonomi biliminden uzak, kurumsal akıldan kopmuş bir iktidar Türkiye’yi çok büyük bir felaketin eşiğine götürüyor. Bir yangın, deprem afeti gibi, her bir evde bir tencere depremi yaşanıyor, bir mutfak yangını yaşanıyor” uyarısında bulundu.
“Dünyanın hiçbir yerinde günde 20-30 dolara hekim çalıştıramazsınız”
İzmir’deki sivil toplum kuruluşları ve gençlerle biraraya gelen Gelecek Partisi lideri, İzmir Tabip Odası Başkanı’yla da görüştü. Davutoğlu, “Özellikle bugünlerde hekimlerimize dönük sözlü şiddet olarak görülebilecek, tahkir edici ve hekimlerimizin pandemi döneminde yaptığı fedakarlıkları görmeyen açıklamalar bağlamında Tabipler Odası’na ve hekimlerimize olan desteğimizi ifade ettik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışına giden hekimlere yönelik “Varsın giderlerse gitsinler” açıklaması sağlık meslek örgütlerinden tepki toplamıştı. “Hekimlerimize bunu söyleyen bir Cumhurbaşkanı, dünyanın, ülkenin gerçeğinden kopmuş demektir” ifadesini kullanan Davutoğlu, “Genel hekimlerin aldığı maaş 8 bin, 9 bin en fazla 10 bin civarında. Ankara’da bir hekimimiz bana bir mesaj göndermişti. Uzman doktor ayda 8 bin lirayı dönerden gelen parayla birlikte ancak buluyordu. 500-600 dolar civarında. Bu da günde 20-30 dolarla çalışan hekim demek. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir standart yok. Dünyanın hiçbir yerinde günde 20-30 dolara hekim çalıştıramazsınız. Vasıfsız işçi çalıştıramazsınız” şeklinde konuştu.