İngiltere’de üniversitelerde okuyanların, öğretim yılına dair geleceği, Corona virüsü salgını nedeniyle hala belirsiz. Cambridge Üniversitesi bazı bölümlerin öğretime uzaktan devam edeceğini açıkladı ama her üniversite aynı netlikte strateji belirlemiş değil.
Özellikle yabancı öğrencilerin durumu daha da belirsiz. Senem Küçük de onlardan biri. Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’ta biyokimya eğitimini tamamladı ancak Küçük’ün moleküler biyoloji alanındaki yüksek lisans programı yarım kaldı.
Öğrenciler kadar veliler de endişeli. Kanser araştırmacısı olma planları yapan Senem Küçük ve annesi, haber spikeri Şebnem Sunar Küçük, salgının neden olduğu süreçte yaşadıklarını VOA Türkçe’ye anlattı.
VOA Türkçe: Yüksek lisans programı yarım kaldı. Ne oldu?
Senem Küçük: Herkesin başına gelen bana da geldi. O zaman, eşyalarımı da bırakıp geri dönmek zorunda kaldım. Her şey online, bilgisayar üzerinden devam etmeye başladı. Aslında şu anda tezimi yazıyor olacaktım laboratuvarda. Fakat laboratuvarlarımız, Corona araştırması için kapandığı için evden devam etmek zorunda kaldım. Şimdi Türkiye’deyim. Eşyalarımı hemen alıp geldim, beş günlüğüne gittim geçen hafta ve şimdi artık buraya yerleşmiş gibiyim. Yani buradan ‘master’ıma devam ediyorum.
Haberi nasıl aldınız?
Şebnem Sunar Küçük: Online eğitim olacağını söylediler, bir daha ne zaman gelirsin gelemezsin bilmiyoruz dediler. Tabii o zaman, Senem’in her şeyi, bütün eşyaları orada kaldı. Her şeyi, kitapları; yurt orada duruyor. Bir yandan para ödüyoruz okula, yurda. Sonra yurttan arayıp bize dediler ki, eğer isterseniz, biz bir karar aldık, öğrencilerin de çoğu enternasyonel olduğu için eşyalarını göndereceğiz, ücret de almayacağız. Önce çok sevindik, çünkü ben düşünüyorum Allah’ım nasıl gideceğim oraya, bir de o zaman Londra’nın durumu çok kötü. Belfast’ı takip ediyorum, istatistiklerine bakıyorum gayet iyi görünüyor ama ne bileyim. Bilmiyorum ki hemen yanı kötüyken birden orada da tekrar fazlalaşabilir vaka sayısı. Sonra ertesi gün bir mail daha; “Çok özür dileriz, her yere gönderiyoruz ama Türkiye’ye gönderemiyoruz.” Neden Türkiye’ye gönderemiyorsunuz? Türkiye’ye gönderemiyoruz, kargo şirketimiz Türkiye ile çalışmıyor. Tabii ki çok üzüldük, yıkıldık.
Corona virüsü kapmadınız ama Corona sizin planlarınızı bozmuş oldu bir öğrenci olarak…
Senem Küçük: Aynen öyle, evet. Zaten sınavlarımız bitmişti o yüzden oraya gidip sınava girme ya da laboratuvara katılma, ödev yapma tarzı işler bitmiş, online da olsa yapabileceğimiz kısımlar kalmıştı geriye. O yüzden beni çok etkilemedi. Ödevlerim olsun, sınavlarım olsun onları buradan yapabiliyorum ama maalesef laboratuvar deneyimimi kaybetmiş oldum. Master’ımın sonunda bana çok büyük bir deneyim kazandıracaktı orada, laboratuvarda tezimi yazıyor olmak. Fakat laboratuvara gidemediğim için böyle bir talihsizlik oldu, ne yapalım, sağlığımız daha önemli.
Kariyer planı İngiltere’de devam edebilecekken şimdi sizi eve gönderdiler, dediler ki burada bulunmanıza gerek yok. Biyokimya okumanız kaç yıl sürmüştü Queens Üniversitesi’nde?
3 senelik bir program, üstüne 1 sene master yaptım.
Ne yapmayı hayal ediyordunuz İngiltere’de?
Senem Küçük: Ben kanser araştırmacısı olmak istiyorum. Aslında Corona da benim alanım. Dünyamız şu anda araştırmacı insanlara çok ihtiyaç duyuyor, her zamankinden daha çok ihtiyaç var. O yüzden ben şimdi, böyle bir dönemde boş durmayıp araştırma yapmayı tercih ederdim.
Şebnem Sunar Küçük: İngiltere’nin 14 gün karantinayı kaldırdığını duyduğum gün ben hemen biletimi ayırttım ve beş gün içinde gidip, eşyalarımız almaya; kimini bağışlayacağız, alabildiğimizi alacağız yanımıza; öyle bir kararla gittik. Ama çok korktum, çok korktum gerçekten çok endişelendim. Giderken çok rahat gittik, uçak boştu. Yine filtreli maskelerimizi taktık, sürekli kolonyalarımızı sıktık.
Süreci biraz anlatır mısınız? Neden dönmek zorunda kaldınız, vizeniz mi bitti, sizi gönderdiler mi, nasıl oldu?
Senem Küçük: Vizem aslında Eylül’e kadar devam ediyor, hala gidebiliyorum. Hiç kimsenin de beklemediği bir andı yani ve Belfast benim yaşadığım yer, çok küçük bir şehir. O yüzden Belfast’ta ne kadar kolay yayılabilir, ne kadar hızlı gelir ki buraya diye biraz daha rahat davranıyordu herkes, başta. Yani bir anda oldu her şey, böyle planladığımız bir şey de değildi maalesef. Eşyalarımın çoğu oradaydı, bütün kitaplarım her şeyim oradaydı. Şimdi dediğim gibi geçen hafta bilet alabildik sonunda, gayet dikkatli bir şekilde maskelerimizi hiç çıkarmayarak uçuşumuzu yaptık, gittik eşyalarımı topladık, 5 günde her şeyi hallettik orayı kapattık ve geri döndük. Yani, buradan devam şu an.
Bitti mi yani şimdi İngiltere macerası?
Senem Küçük: Bir anda bitmiş oldu aslında, yani benim eğitimim açısından master’ım aslında tamamlanmadı, ben diplomamı henüz almadım, Eylül’de alıyor olmam gerekiyor. Bizim mezuniyet törenimiz aslında Aralık’ta olacaktı, şimdi mezuniyetler dahil her şey online oldu, onu da öyle yapacaklardır.
Şebnem Sunar Küçük: Biz tabii Dublin üzerinden gittik. Bu arada bir de şöyle bir endişe yaşadım ben, Dublin 14 gün karantinayı kaldırmamış. Belfast kaldırmış, Dublin kaldırmamış. Dublin İrlanda Cumhuriyeti, Belfast İngiltere sınırlarında, yani Birleşik Krallık’a bağlı. Sonra bizi orada ya karantinaya alırlarsa diye çok endişelendim, soruşturdum, araştırdım. Kimi ‘’kalacaksın’’ diyor kimi ‘’geçebilirsin’’ diyor; kimse bize net bir şey söylemiyor. Konsolosluğa sordum, dediler ki; 14 gün karantinamız var. Başka da hiçbir şey söylemiyorlar. Sonra neyse indik uçaktan, orada da form dolduruyorsunuz, adresinizi bildiriyorsunuz ve 14 gün evinizde kalmanızı istiyorlar. Biz dedik, Belfast’a gidiyoruz; yani havaalanından çıkacağız, kapının önünden otobüse bineceğiz, bizim Dublin’de işimiz yok. Neyse adam hiçbir şey söylemedi, dönüşünüz ne zaman dedi ben orada, Allahım ne olur 5 gün sonra olduğunu duyup da dönemezsiniz demesin, çok korkuyorum, biletim iptal olur. Hiçbir şey söylemedi. Biz hemen çıktık, otobüse bindik. Otobüste çok az maske takan vardı. 2 saatlik bir yolculuk sonuçta, otobüste de azıcık gerildim ben. Otobüsün havalandırması var, bir taraftan, maske takmayan gençler var, gençlerin zaten çoğu takmıyor Dublin’de maske. Mesela Dublin havaalanı diyor ki, ‘’Ben ateş ölçmüyorum.’’ Ateş ölçmeyi bir önlem olarak görmüyor. ‘’Test yaptırıyor muyuz’’ diye sordum, test de istemiyor.
Senem Küçük: Biz her şeyimize online devam ediyoruz şimdilik, ama seneye için bir şey söyleyemeyiz dediler. O yüzden biz de oturduk bekliyoruz, hiçbir plan yapamıyoruz. Ben şu anda doktoralara başvuruyorum, iş başvuruları yapıyorum.
Nerelere başvuruyorsunuz?
Senem Küçük: Genelde ilaç firmaları, ilaç araştırması yapmak istediğim için, işte kanser olabilir bu. Şimdiki döneme göre tabi ki Corona ilaçları için de.
Türkiye dışında herhalde değil mi başvurular?
Senem Küçük: Türkiye’de de yaptım; bu sene çok kötü görünüyor maalesef durumumuz. O yüzden bilmiyorum ki, geri girebileceğim kesin olmadığı için, burada da başvuru yapmak istedim. Boş durmayayım sonuçta ‘’burada da meşgul olayım ve bir şeye yardımım olsun en azından’’ diye burada da başvuru yapmaya karar verdim. Ama çoğu doktora istiyor yurtdışındakilerin, zaten o yüzden doktoralara da başvuruyorum ama işte bütün ilerleyiş değişti şu anda. Bütün o başvuru süreçleri, her şey, insanların kabulünün gelmesi, görüşmeler; hiçbir şey yüz yüze olamıyor. O yüzden bütün her üniversitenin, her şirketin programı farklı. O yüzden belirsizlik.
Okuldan bir para iadesi olmadı galiba...
Şebnem Sunar Küçük: Hayır okuldan bir para iadesi olmadı zaten bildiğim kadarıyla dünyada hiç kimse para iadesi yapmıyor. Ama şöyle şeyler duyuyorum mesela, o anlamda kendimi çok şanslı hissediyorum. Londra’da bir arkadaşımın kızı okuyor üniversitede; 31 Temmuz’a kadar galiba parayı peşin istiyorlar ve istedikleri paralarda az buz değil yani bunlar 20 bin pound, 15 bin pound, ciddi paralar. Taksitlendirmiyorlar da, peşin istiyorlar ve sorunun cevabını vermiyorlar. Sanal mı değil mi, söylemiyorlar. Şimdi bir çocuğun hele de benim kızım mesela, bunu yaşasaydı o zaman gerçekten çok üzülürdüm, çünkü Senem’in hayatı kütüphanede ve laboratuvarda geçti okuduğu bölüm dolayısıyla. Sadece evde ders çalışılarak yapılacak bir eğitim sistemi değildi. Sen okulun kütüphanesinden, laboratuvarından, kampüsünden yararlanamadıktan sonra o parayı talep edemezsin insanlardan.