Yeni Corona virüsü vakaları hem Avrupa’da hem de Türkiye’de giderek artıyor. Günlük vaka sayılarını açıklamaktan vazgeçen Sağlık Bakanlığı’nın haftalık verilerine göre, 30 Mayıs-5 Haziran haftasında 7 bin 322 olan vaka sayısı, 27 Haziran-3 Temmuz haftasında 57 bin 113’e çıktı. Bununla birlikte, vaka sayılarında neredeyse yüzde 700'e ulaşan bu artış, ölüm sayılarına yansımıyor. 30 Mayıs-5 Haziran haftasında Corona virüsü nedeniyle ölenlerin sayısı 20 iken 27 Haziran-3 Temmuz haftasında bu sayısı 25 oldu.
Sağlık Bakanlığı COVID-19 Bilimsel Danışma Kurulu üyesi Prof. Dr. Alper Şener, vaka sayılarında özellikle son iki haftadır ciddi bir tırmanış olduğuna dikkat çekerek, “Bu tırmanış trendi aslında bizim için salgının durağan fazdan aktif faza geçtiğine yönelik bir uyarı. Ama iyi olan tarafı, şu anda yatan hasta ve yoğun bakıma yatan grubuna yansımadı. Bunlar daha çok ayaktan hasta grubu. Bu da tabii ki Omicron varyantının daha hafif seyrettiğiyle ilişkilendirebileceğimiz bir tablo” dedi. Ancak Şener, Avrupa ve Amerika’da Omicron varyantının alt grupları olan BA-4 ve BA-5’ten kaynaklanan vaka artışlarının hastane yatışlarına ve yoğun bakım yatışlarına yansıdığını vurguladı. VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Şener, BA4 veya BA5 alt gruplarının Türkiye’de görüldüğüne dair bir veri olmadığını söyledi ancak bu alt grupların Türkiye’ye de gelmesini beklediğini ifade etti. Şener, bu nedenle sonbaharda beklenen tırmanışın Ağustos ayında görülebileceğini kaydetti.
“Test pozitiflik oranı yüzde 20’leri geçti”
VOA Türkçe’ye konuşan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve tıbbi mikrobiyoloji uzmanı Dr. Yüce Ayhan da İzmir’deki yerel kaynaklardan aldıkları bilgilere göre, İzmir’de üç, dört hafta önce yüzde beş civarında olan test pozitiflik oranının yüzde 20’leri geçtiğini kaydetti. Sağlık Bakanlığı, haftalık olarak açıkladığı yeni verilerde, yapılan test sayılarını kamuoyu ile paylaşmıyor. Ancak Ayhan’a göre, asıl sorun test sayılarında değil: “Test yapılmayan vaka sayıları daha önemli. Tabii ki şeffaflık önemli. Mutlaka o bilginin herkesin elinde olması lazım ki bir değerlendirme yapılabilsin. Ama esas olarak test yapılmayan büyük bir kitle var, klinik bulgusu olmasına rağmen.” Türkiye’de testlerde izole edilen virüs varyantlarının takip edilmediğini söyleyen Ayhan, “Esas sorun bu. Hangi varyantla bireyler enfekte oluyor? Yeni bir varyant var mı? Çünkü bizim esas sıkıntımız şu, virüs dolaşımda bulunduğu sürece, enfeksiyon olduğu sürece yeni varyantların çıkma olasılığı var. Ve biz eğer ‘yeni varyant var mı’ diye aramazsak bulma şansımız yok” diye konuştu.
Kurban Bayramı öncesinde uyarılar
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener ise test sayısından çok test pozitiflik oranının önemli olduğunu söyledi. Birçok vatandaşın test yaptırmaya gitmediğini kaydeden Şener, vaka sayılarındaki artış nedeniyle bireysel korunma tedbirlerinin daha da önem kazandığına dikkat çekti. Şener özellikle toplu taşıma araçlarında ve kapalı mekanlarda maske kullanılması tavsiyesinde bulunarak Kurban Bayramı öncesinde halkı uyardı: “Özellikle dikkat etmemiz gereken grup, 65 yaş üstü grup. Bunların herhalükarda eksik dozları varsa, mutlaka tamamlamaları gerekiyor. Çünkü Türkiye'de hala dolaşan varyanta karşı bir aşımız var. O yüzden bir an önce değerlendirmemiz, uygulamamız, kullanmamız, koruyuculuk yelpazesini geniş tutmamız lazım. Koruma yelpazesine girmeniz için mutlaka full doz aşılanmanız gerekiyor. En az iki doz primer bağışıklama, en az bir doz booster hatırlatma dozunun olmuş olması gerekiyor. Özellikle bu grubun dikkat etmesi lazım. Bayramlaşmalarda açık havada vakit geçirmeye özen göstermek lazım. Açık havada 5 ila 10 kişiden kalabalık dip dibe oturmamak gerekiyor. 65 yaş üstü kişilerle aynı ortamda bayramlaşma zorunluluğu olacak olursa mutlaka iki tarafın da maske takması lazım ve bayramlaşma periyodunu kısa tutmak lazım. Hepimiz şunu biliyoruz. 10 dakikanın üstünde aynı ortamda bulunmak bulaşıcılığı arttırıyor.”
“Sonbahara yönelik aşılama politikası planlanmalı”
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Yüce Ayhan da fiziksel mesafenin korunmadığı her alanda virüs dolaşımda olduğu sürece maske kullanmaya devam etme uyarısında bulundu. Ayhan, enfeksiyon ölümcül olmasa bile toplumu korumak ve virüsün dolaşımını engellemek için bunun gerektiğini söyledi. Ayhan, sonbahara yönelik olarak aşılama politikasının da planlanması gerektiğini kaydetti: “Eylül, Ekim dönemi için çocuk yaş grubunun aşılanmasının planlanması gerekiyor. Bu konuda Sağlık Bakanlığı'nın çocuk uzmanları, çocuk enfeksiyon uzmanları ve halk sağlığı uzmanlık dernekleriyle bir konsensus sağlayıp, çocuk yaş grubuna yönelik bir aşılama programı geliştirmesi gerekir. İkincisi, tabii ki erişkin yaş gurubu için, aşılanmış grup için, yeni hatırlatma dozları yapılacak mı, yapılmayacak mı? Bunun kararı verilecek, bunun tartışılıp planlanması gerekiyor. Ve üçüncüsü de mutlaka maskeye özellikle fiziksel mesafenin kontrol edilemediği toplu taşıma, AVM gibi alanlarda maskeye dönülmesi gerekiyor.”
Prof. Dr. Alper Şener de Türkiye’nin ciddi risk içeren çocuk grubuna hedeflenemediğini söyledi. Şener, Omicron varyantının alt gruplarına yönelik aşıların geliştirilmesine yönelik çabalar harcandığını belirterek, diğer grupları da içermekle birlikte Omicron BA4 ve BA5'e yönelik spesifik aşıların geleceğini kaydetti. “Bence, bu kışı da COVID-19'u konuşarak geçireceğiz” ifadesini kullanan Şener, “Sonbahardan önce bizim özellikle alt grup varyant aşılara yönelik aşılama stratejimizi, hatırlatma doz stratejimizi belirlememiz gerekiyor. Buna yönelik çalışmalar da yapıldığını biliyorum” dedi.