Son birkaç yıldır İstanbul’un eğlence ve gece hayatının merkezi olarak kabul edilen Beyoğlu’nu tahtından eden Kadıköy’deki kafe, bar, pub, meyhane ve restoranlarda çalışan binlerce kişi işsiz kaldı.
İşletme sahipleri, Corona salgını sonrası hükümetin kamu bankaları aracılığıyla verdiği 25 bin TL tutarındaki kredi desteğini alamadıklarını ve çalışanların da kısa çalışma ödeneği kapsamında brüt kazançlarının yüzde 60’ını almak için yaptıkları başvurunun sonuçsuz kaldığını iddia ediyorlar.
Yaklaşık iki bin işletmenin üye olduğu MODADER Başkanı Günay Önalan, bu durumun sürmesi halinde çok sayıda işletmenin bu yıl sonunu göremeyeceğini söyledi.
Modader Başkanı: ‘‘Corona Krizi Bittiğinde Kadıköy’de Kepenk İndiren Esnafın Yarısı Batmış Olur’’
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan MODADER Başkanı, ‘‘Devlet, esnaf için bir karar aldı ve bir günde kapatıldık. Tek bir günde bütün esnaf işsiz kaldı. 5 bine yakın çalışan evlerine gitti, 2 bine yakın esnaf da işlerini kapatıp evlerine döndü. Bu iş bittiğinde veya bitmesine yakın, bence 2 bin esnafın ancak bin tanesi ayakta kalacak. Durum onu gösteriyor, durum çok kötü. Hükümet, Halk Bankası’ndan 25 bin liralık kredi, 25 bin liralık da ticari kredi imkanı olduğunu açıkladı. Bizim esnafımız gitti başvurdu. Ama bazı kriterler var. Ben bile gittiğimde, ‘Sizin SSK borcunuz varmış, vergi borcunuz varmış, dönen senediniz, dönen çekiniz varmış. Siz bu krediyi bu şekilde almaya hak kazanmamışsınız, alamazsınız’ diye bizi geri döndürdüler. 500 bin esnafın 50 bini alsa devlet kredi verdi olacak ama önemli olan burada her vergi levhası olanın bu haktan yararlanması gerekiyor’’ dedi.
Kadıköy’ün son dönemde çekim merkezi haline gelmesiyle birlikte başta Kadıköy Çarşı olmak üzere, Caferiye, Bahariye ve Moda’da dükkan kiraları çok hızlı artış gösterdi.
Kadıköy çarşı içinde kiralar 110 bin liraya kadar çıkarken bölgede en sıradan dükkanın kirası 5 bin liradan başlıyor. Bir mekan sahibi, bir işletmenin aylık giderinin asgari 50 bin lira olduğunu vurguluyor.
Yıldırım: ‘‘Yıllarca vergi ödedik, istihdam yarattık, zor durumda bize geri dönüş olmayacak mı?’’
Önalan gibi MODADER yönetim kurulu üyesi olan Hakan Yıldırım da ‘Şemsiyeli sokak’ olarak bilinen Piri Çavuş sokakta işletme sahibi.
MODADER yönetim kurulu üyesi, devletin yıllarca istihdam sağlayan, vergi ödeyen küçük esnafı bu zor günlerinde yalnız bırakmaması gerektiği görüşünde.
Yıldırım, ‘‘Biz bu ülkeye vergi ödüyoruz, SSK primi ödüyoruz. İş ve istihdam sağlıyoruz. İnsanlar çalıştırıyoruz. Bizim dışımızda iki dernek daha var Kadıköy merkezde. Toplam altı bin çalışanımız var. Çalışanlarımız evlerinde. Onların ihtiyaçlarını elimizden geldiğince karşılamaya çalışıyoruz. Ama nereye kadar yapabileceğiz? Biz bir ürün alırken yüzde 18 katma değer vergisi, yüzde 7 lüks tüketim vergisi ödüyoruz. Satarken de yüzde 18 gelir vergisi çıkıyor bizden, fiş kesiyoruz. Anlayacağınız yüzde 50’ye varan vergi ödüyoruz. Diğer ödediğimiz giderleri saymıyorum. Zor durumlarda geri dönüş olmayacak mı? Devlet bugün bir işe yaramayacaksa ne zaman yarayacak? Devlet olarak çalışanlarımıza mesaj atıp çalışanlarımızın İBAN numarası budur, haydi hepiniz çalışanlarınızın hesabına para atın çocuklar çünkü mekanlarımızın ayakta kalması lazım mı diyeceğiz?’’ diyor.
Anayasa’da Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘sosyal bir devlet’ olduğunun yazılı olduğunu vurgulayan MODADER Başkanı Günay Önalan, hükümetin birçok Avrupa ülkesi ve Kanada gibi Türkiye'nin de ‘sosyal devlet’ olduğunu hatırlaması gerektiğini belirtti.
Yıldırım: ‘‘Neden borçlar ödenmeyecek denmiyor? Üç ay sonra gökten para mı yağacak? Nasıl ödeyeceğiz?’’
Yıldırım da çözümün sosyal devlet olmaktan geçtiğini vurguluyor.
Doğal gaz ödemelerinin üç ay ertelenmesi gibi ötelemelerin küçük esnafın rahatlamasına yetmeyeceğini söyleyen Hakan Yıldırım’a göre, o gün geldiğinde bu işletmelerin borç ödemesi mümkün değil.
Yıldırım, ‘‘Bizim önceliğimiz, devlet borcumuzu ötelesin, vergimizi, kredi kartımızı, senedimizi sepetimizi ötelesin, elektriğimiz suyumuz kesilmesin değil. En iyi ihtimalle üç veya dört ay sonra hayat normale dönmeye başladığında ne olacak? Gökten para mı yağacak bu halka? Bu esnafa bu insanlara ne olmasını bekliyorlar? Dört ay sonra nasıl ödeyeceğiz bunu? Niye almayacağız, kesin ödenmeyecek denmiyor? Bu ülkenin, bu güzel yurdun insanının Alman vatandaşından neyi eksik? Veya Fransız ve İngiliz vatandaşından neyi eksik? Bu halk niye böyle bir duruma maruz kalıyor?’’ diyor.