Çin devlet medyası, Çin'den gelen yolculara zorunlu COVID testi uygulayan yabancı ülke sayısının giderek artmasını "ayrımcılık" olarak niteledi.
Sınırlarını 3 yıl boyunca kapatan, sıkı kapanma ve test uygulayan Çin'in 7 Aralık'tan itibaren salgınla mücadele önlemlerini kaldırması, son haftalarda COVID-19 enfeksiyonu vakalarının hızla yayılmasına neden oldu.
Çin'de COVID-19 vakalarının hızla artması ve Pekin hükümetinin sağlık istatistiklerinin şüphe uyandırması üzerine Çin'den gelen yolculara COVID testi uygulamasını zorunlu kılan ülkelere bugün Güney Kore ve İspanya da eklendi. Amerika ve Hindistan da Çin'den gelenlere COVID testi uygulamasını zorunlu hale getirmişti.
Malezya da ülkeye gelen tüm yabancıların yüksek ateş taramasından geçirileceğini bildirdi.
Çin devletine ait Global Times gazetesi, Çin'den gelenlere COVID testi zorunluluğuyla ilgili olarak, "Gerçek niyet, Çin'in 3 yıllık COVID-19'u kontrol altında tutma çabalarını sabote etmek ve ülkenin sistemine saldırmak" ifadelerine yer verdiği bir makalede, kısıtlamaların "temelsiz" ve "ayrımcı" olduğunu kaydetti.
Çin, 8 Ocak'tan itibaren ülkeye gelen yolculara zorunlu karantina uygulamasını kaldıracağını ancak yolculuktan 48 saat önce negatif PCR testi uygulamasını sürdüreceğini açıklamıştı.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu, üst düzey Çinli sağlık yetkililerinin bugün Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yetkilileriyle yaptıkları video konferansta, salgının mevcut durumu hakkında görüş alışverişinde bulunduğunu kaydetti.
WHO Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, daha önce yaptığı açıklamada, Çin'deki son enfeksiyon artışını değerlendirmek için daha fazla bilgiye ihtiyaçlarını olduğunu söyledi ancak yolculara uygulanan testler hakkında herhangi bir tutum takınmadı.
Çin'den gelenlere uygulanan testler
Her ülke Çin'den gelen yolculara test zorunluluğu getirmiyor. Avrupa Birliği ülkeleri bu konuda bölünmüş durumda.
Son birkaç gündür Fransa, Almanya ve Portekiz'den yetkililer, yeni kısıtlamalara ihtiyaç olmadığını kaydederken Avusturya, Çinli turistlerin Avrupa'ya gelmesinin ekonomik faydaları olduğunu vurguladı.
Pandemiden önce Çinli turistler, küresel çapta yılda 250 milyar dolardan fazla harcama yapıyordu.
Avrupa Birliği sağlık yetkililerinin Çin'den gelenlere yönelik ortak bir uygulama benimsemeyi başaramamasından bir gün sonra İspanya, 27 üyeli birlikte Çin'den gelenlerden test sonucu ibraz etme zorunluluğu getiren ikinci ülke oldu. İtalya, bu zorunluluğu daha önce getirmişti.
İspanya Sağlık Bakanı Carolina Darias, "Ulusal seviyede havaalanlarında Çin'den gelen tüm yolcuların negatif COVID-19 testi ya da tam aşılanmış olduklarına ilişkin belge sunmaları zorunluluğu getiriyoruz" dedi.
Avrupa Birliği'nden bir kaynağa göre birliğin sağlık uzmanları, önümüzdeki hafta bir kriz toplantısı düzenleyecek.
Öte yandan AB Sağlık Komiseri Stella Kyriakides, birlik üyesi ülkelerin sağlık bakanlarına, COVID-19 enfeksiyonlarının genetik dizilimlerine yönelik çalışmaları hızlandırmaları ve havaalanlarından alınan atık su örneklerinde Corona virüsünün yeni varyantları olup olmadığı incelemesi yapılması talimatı verdi.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) de, uluslararası sefer yapan uçaklardan alınan atık su örneklerinde virüsün yeni varyantları olup olmadığını incelemeye başlamayı düşünüyor.
Amerika, dünyanın en kalabalık ülkesi Çin'de COVID-19 enfeksiyonlarının hızla artmasının olası yeni mutasyonlara yol açabileceği kaygılarını daha önce gündeme getirmişti.
Bu arada Almanya'nın Çin Büyükelçisi Patricia Flor, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Çin'de yaşayan Alman vatandaşlarını COVID-19'a karşı aşılama kampanyasının pilot aşamasının başlatıldığını bildirdi.
BioNTech'in 11 bin 500 doz COVID-19 aşısı geçen hafta Çin'e ulaştı. Çin'de yaklaşık 20 bin Alman vatandaşı yaşıyor.
Ölü sayıları net değil
Kasım ayında Çin'deki sıkı salgın kontrolu önlemlerine karşı başlayan geniş çaplı protesto eylemlerinden sonra kısıtlamaların kaldırılması, ülke genelinde hastanelerin ve cenaze evlerinin yüksek talebi karşılayamaz hale gelmesine yol açmıştı. Yol kenarlarında kollarında serum takılı hastaların ve krematoryumların önünde cenaze araçlarının oluşturduğu kuyruklar, kamuoyunun kaygılarını körüklemişti.
Sağlık uzmanları, Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in uzun zamandır savunduğu sıkı önlemleri kaldırması karşısında hazırlıksız yakalandığı görüşünde.
Uzmanlar özellikle, yetersiz tıbbi kaynaklar nedeniyle kırsal kesimlerde yaşayan yaşlıların salgına karşı savunmasız olduğunu söylüyor. Önümüzdeki ay kutlanacak Çin Yeni Yılı festivali nedeniyle yüz milyonlarca Çinli'nin memleketlerine yapacakları seyahatlerin salgının daha da yayılma riskini arttıracağı kaydediliyor.
1 milyar 400 milyon nüfuslu Çin, dün sadece tek ölüm vakası bildirdi. Bir önceki gün de salgın kaynaklı tek ölüm vakası rapor edilmişti. Ancak bu rakamlar, kapanma önlemlerini kaldıran diğer ülkelerin deneyimleriyle uyuşmuyor.
Merkezi İngiltere'de bulunan sağlık verileri şirketi Airfinity, Çin'de büyük olasılıkla günde 9 bin kişinin COVID-19 enfeksiyonu nedeniyle hayatını kaybettiğini öngörüyor. Airfinity'ye göre 1 Aralık'tan bu yana Çin'de COVID-19 nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 100 bine, vaka sayılarıysa 18 milyon 600 bine ulaşmış olabilir.