Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping gelecek hafta Moskova’da temaslarda bulunacak. Kremlin, Xi’nin resmi ziyaret tarihinin 20-22 Mart olacağını duyurdu.
Kremlin'den yapılan açıklamada, "Görüşmeler sırasında Rusya ve Çin arasındaki kapsamlı ortaklık ilişkilerinin ve stratejik işbirliğinin daha da geliştirilmesine yönelik güncel konular ele alınacak" denildi ve ziyarette bir dizi ikili anlaşmaya imza atılacağı da belirtildi.
Ziyaret, Çin’in Ukrayna’da barışın sağlanmasına aracılık teklif ettiği bir zamanda gerçekleşecek.
Çin ve Rusya, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinden haftalar önce, Putin'in Kış Olimpiyatları’nın açılışı için Pekin'i ziyaret ettiği Şubat 2022'de "sınır tanımayan" bir ortaklık kurmuştu.
İki taraf o zamandan bu yana bağlarının gücünü teyit etmeye devam ediyor. İşgalden bu yana iki ülke arasındaki ticaret arttı ve Çin, Moskova için önemli bir gelir kaynağı olan petrolde Rusya'nın en büyük alıcısı konumunda.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in Moskova ziyaretinden önce Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile online bir toplantı yapması bekleniyor. Çin Dışişleri Bakanlığı her iki tarafla da iletişim halinde olduğunu açıkladı.
"Çin küresel sahnede etkinliğini arttırmak istiyor"
Reuters haber ajansına konuşan Hong Kong Üniversitesi hukuk profesörü Wang Jiangyu, "Xi, küresel sahnede etkisi en azından ABD liderine eşit bir devlet adamı olarak görülmek istiyor” diyerek, Çin’in diplomaside etkinliğini arttırmak istediğini vurguladı.
German Marshall Fund kıdemli araştırmacısı Andrew Small ise, Çin'in barış için üzerine düşeni yapıyor olarak görülmek istediğini ancak Putin'e savaşı durdurması için baskı yapmaya ve Rusya ile ilişkilerini feda etmeye hazır olmadığını söyledi.
Çin’in Ukrayna için barış önerisi ne?
Çin, "Ukrayna krizinin siyasi çözümüne" ilişkin 12 maddelik önerisinde, her iki tarafı da kapsamlı ateşkese yol açacak şekilde gerilimi kademeli olarak azaltmayı kabul etmeye çağırıyor.
Planda sivillerin korunması ve tüm ülkelerin egemenliğine saygı gösterilmesi vurgusu yapılırken, Çin Rusya'yı işgali nedeniyle kınamaktan kaçınıyor.
Plan hem Rusya hem de Ukrayna'da ılımlı karşılanırken, ABD ve NATO ise plana şüpheyle yaklaşıyor.
Barış anlaşmalarını ancak Rus birlikleri Ukrayna topraklarını terk ettikten sonra düşüneceğini vurgulayan Ukrayna yönetimi, Rusya'nın 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana yürürlükte olan sınırların gerisine çekilmesi gerektiğini belirtmediği için plana itiraz etti, ancak daha sonra "planın bazı bölümlerini görüşmeye açık olduğunu" dile getirdi.
“Rusya ve Ukrayna’nın müzakere masasına oturması zor”
Rusya ise plan üzerinde "incelikli bir çalışma" yapacağını ancak şimdilik barışçıl bir çözüm için herhangi bir işaret görmediğini bildirdi.
ABD, Çin'in kendisini kamuoyuna tarafsız ve barış arayışında olarak sunarken aynı zamanda Rusya'nın savaşla ilgili "yanlış anlatısını" yansıttığını ve ona yardım sağladığını söylüyor. Çin ise yardım iddiasını reddediyor.
NATO ise, Çin'in Ukrayna konusunda bir arabulucu olarak fazla güvenilirliği olmadığını bildiriyor.
Siyasi analistler, Çin'in Rusya ve Ukrayna'yı müzakere masasına oturtmasının zor olacağını söylüyor.
Washington merkezli Stimson Center'ın Çin Programı Direktörü Yun Sun, Xi'nin bir arka kanal görevi görebileceğini ve bunun da her iki tarafın da savaştaki tutumlarını sertleştirmesiyle şimdilik pek mümkün görünmeyen görüşmelere doğru bir ivme kazandırabileceğini söylüyor.
Ancak Yun, NATO üyesi Türkiye'nin geçen yıl savaşın başlamasından sonraki haftalarda İstanbul'da sonuçsuz kalan diyalog girişiminin bu zorluğu ortaya koyduğunu anımsatıyor.
“Çin Türkiye’ye göre daha fazla nüfuza sahip”
Bazı analistler ise Çin'in arabuluculuk yapmak için Türkiye'den daha iyi bir konumda olduğunu çünkü Rusya üzerinde daha fazla nüfuza sahip olduğunu söylüyor.
Oxford Üniversitesi'nden Rusya uzmanı Samuel Ramani'ye göre, Çin'in Ukrayna üzerinde de bazı kozları var ve Ukrayna'nın yeniden inşası için Çin'den destek alma şansını baltalamak istemeyecek.
Ramani, Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı işgal etmesinin ardından Çin'in Ukrayna ile ticaretini arttırdığını ve ilhak edilen bölgeyi Rusya olarak tanımadığını anımsatıyor.