Mühürsüz oy pusulalarının geçersiz sayılması için Yüksek Seçim Kurulu’na yaptığı itiraz kabul edilmeyen, ardından YSK’nın itirazı ret kararının iptali için Danıştay’a yaptığı başvuru reddedilen Cumhuriyet Halk Partisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidiyor.
CHP Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısından sonra gazetecilere açıklama yapan Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, CHP’nin Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapmadan konuyu AİHM'e taşıyacağını açıkladı. Böke, “Verdiğimiz karar AİHM'e gitmek yönündedir. Bu süreçteki hukuki adımları da sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz" dedi.
Kaboğlu: AİHM yolu açık
Amerika’nın Sesi’ne kısa bir değerlendirmede bulunan Profesör İbrahim Kaboğlu da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yolunun açık olduğunu söyledi.
Referandum sürecinde hayır kampanyası yapan Demokrasi İçin Birlik Platformu üyesi Prof. Kaboğlu, “Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir karar aldıysa öncelikle şu söylenebilir. Evet bence bu yol açıktır. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu başvuruyu nasıl değerlendirebileceğine ilişkin kapsamlı bir yorum yapmadan ciddi bir araştırmaya ihtiyaç vardır,” dedi.
Prof. Batum: “1 Numaralı Protokole göre başvuru mümkün”
YSK kararının iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmaya hazırlanan Anayasa hukuku profesörü Süheyl Batum da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapılabileceği görüşünde.
Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan Batum, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18 Mayıs 1954’te yürürlüğe giren 1 Numaralı Ek Protokolü’nün üçüncü maddesinin bu başvuruyu mümkün kıldığını söyledi.
Batum’un sözünü ettiği madde “serbest seçim hakkı” başlığını taşıyor. Maddede “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar içinde, makul aralıklarla, gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt ederler” ifadesi yer alıyor.
AİHM’in bu tür başvurularla ilgili çok sayıda kararı olduğunu belirten Prof. Batum, iktidar çevrelerinden gelen milli iradeye meydan okuma tepkilerini kabul edilemez görüyor: “Son on yılda Türkiye’de Anayasa Mahkemesi’ne veya yargıya gitmek milli iradeye saygısızlık olarak değerlendiriliyor. Bu bilinçli yapılan sindirme söylemi Türkiye’yi hukuk devletinden uzaklaştırıyor. ABD’de Trump seçilir seçilmez bazı ülke vatandaşlarına giriş yasağı koydu ve mahkeme bu yasağı durdurdu. Kimse ‘milli iradeye saygısızlık’ demedi. Çünkü yargı denetimi bir demokrasinin olmazsa olmazı YSK’nın aldığı karar yürürlükteki kanunlara aykırı. Zaten Anayasa Mahkemesi Başkanı da dün başka bir bağlamda da olsa ‘kuralları yorum yoluyla değiştirmek, mahkeme eliyle anayasa değişikliği yapmak demektir’ diyerek bizim görüşümüzü teyit etti.”
Prof. Gözler: “AİHM, referandum başvurularını yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez bulacaktır”
Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu başvuruyu kabul etmeyeceğini savunan hukukçular da var.
Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Kemal Gözler, 21 Nisan’da Türk Anayasa Hukuk Sitesi’nde yer alan “YSK Kararının Bağlayıcılığı” başlıklı makalesinde Süheyl Batum’un dayanak gösterdiği ek protokol maddesinin milletvekili seçimleriyle ilgili olduğundan yola çıkarak AİHM’in başvuruyu kabul etmeyeceğini öne sürüyor.
AİHM’in 11 Haziran 2013 tarih ve 12626/13 ve 2522/12 Sayılı McLean and Cole v. The United Kingdom Kararına atıfta bulunan Prof. Gözler, “Protokol, milletvekili seçimlerinde seçmenin oy hakkını güvence altına almaktadır; seçmenin referandumda kullandığı oy hakkı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin veya ek protokollerinin güvencesi altında değildir. Türkiye’de seçmenler 16 Nisan 2017 tarihinde yasama organının seçimi için değil, bir anayasa değişikliğinin kabulü veya reddi için oy kullanmışlardır. Bu bir seçim değil, referandumdur. Dolayısıyla referandumla ilgili bir hak ihlâli iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurulamaz” diyor.
Görmez’e göre, başvuru mümkün ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yapılan bu başvuruların konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduklarına karar verecek.
Rıza Türmen: “Ek protokolün 3. Maddesi’nin ihlali söz konusu”
Eski bir AİHM yargıcı olan Rıza Türmen ise geçtiğimiz Perşembe günü Hürriyet gazetesinde yayınlanan yazısında Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvuru sonrası altı ay içinde AİHM’e başvurulabileceğini belirtti.
Mahkeme’nin Browman/İngiltere, Jannie Demokratie/Latvia ve Rusya Komünist Partisi/Rusya kararlarını örnek gösteren Türmen, “OHAL koşullarında yapılan 16 Nisan referandumunun adil ve eşit koşullarda geçtiğini, düşüncelerin özgürce ifade edildiğini, halkın bilgi alma hakkına saygı gösterildiğini kimse ileri süremez. Bu konuda AGİT gözlemci heyetinin raporunda yer alan hususlar durumu yeterince açıklamakta. Bu raporun ve Venedik Komisyonu raporunun AİHM tarafından da dikkate alınması beklenir. Ayrıca, OHAL kararnamesiyle, eşitlik ilkesine göre yayın yapmayan özel radyo ve televizyonlara YSK tarafından verilen yayın durdurma cezasının kaldırılmasını da bu bağlamda ele almak gerekir. Bütün bu nedenlerle, 1 No’lu Ek Protokol’ün 3. Maddesinin ihlali söz konusu” dedi.