Erişilebilirlik

CDU’da Merz Dönemi


Almanya’da 26 Eylül’de yapılan genel seçimlerde tarihi yenilgiye uğrayan Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) küllerinden yeniden doğmayı umut ediyor.

Parti bunun için umudunu yeni lideri Friedrich Merz’e bağladı. Müslüman göçmenlerle ilgili tartışmalı açıklamalarıyla da bilinen Merz, Alman siyasetinin de en tartışmalı isimlerinden biri.

Almanya’da 26 Eylül’de yapılan genel seçimlerde tarihi bir yenilgiye uğrayan Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) küllerinden yeniden doğmayı umut ediyor. Angela Merkel’in 2018 yılında CDU Genel Başkanlığı’nı bırakması, ardından da 26 Eylül’de yapılan seçimle başbakanlıktan ayrılması sürecine paralel büyük bir krize giren CDU, tüm umudunu yeni lideri Friedrich Merz’e bağlamış durumda.

Partinin lideri Armin Laschet’in seçimde alınan yenilginin sorumluğunu üstlenerek istifa etmesinden sonra yapılan liderlik yarışında 400 bin CDU üyesinin yüzde 62,1’i Friedrich Merz’in partinin genel başkanı olmasına destek verdi. 21-22 Ocak’ta yapılacak CDU kongresinde delegelerin de üyelerin tercihine saygı duyup Friedrich Merz’i CDU’nun yeni lideri olarak tescillemelerine kesin gözüyle bakılıyor.

66 yaşındaki Friedrich Merz üyelerin desteğini alması sonrasında yaptığı açıklamada, "CDU’yu yenilemek" ve "Muhafazakarlığı modernleştirmek" sloganıyla hareket ederek, partiyi hep birlikte yeniden iktidara taşımak istediklerini belirtirken, öncelikli hedefin gelecek yıl 4 eyalette yapılacak eyalet parlamentosu seçimlerini kazanmak olduğunu söyledi.

Friedrich Merz, Alman siyasetinin en çok tanınan ve aynı zamanda en tartışmalı isimlerinden biri. 1972 yılında CDU üyesi olan Merz, aldığı hukuk eğitiminden sonra, 1989-1994 yıllarında Avrupa Parlamentosu‘nda, 1994-2009 döneminde de Federal Meclis‘te milletvekilliği yaptı. Dönemin başbakanı Helmut Kohl’ün desteği ile yıldızı parlayan ve bir bira kapağına sığdırdığı, vergileri kolaylaştırıcı formülü ile Almanya çapında tanınan, aynı zamanda bütçe uzmanı olan Merz, 2005 yılında Merkel’in sürpriz bir şekilde başbakanlığa gelmesi sonrasında yükselme şansı görmedi.

Merz, 2009 yılında Merkel’e karşı verdiği genel başkanlık yarışını kaybetti ve siyasi kariyerine ara vererek, mesleği olan avukatlığa ve lobiciliğe döndü. Uzun bir süre Blackrock adlı Amerikan global yatırım yönetimi şirketinin Almanya yöneticiliğini de yapan ve milyoner olan Merz, partiyi "sola kaydırmakla" suçladığı Merkel’in 2015 sonbaharında kapıları mültecilere açma politikasına tepki olarak tekrardan faal siyasete dönme kararı aldı.

Merkel’e karşı parti içi muhalefetin başına geçen, izlediği politikaların CDU seçmeninin bir bölümünü aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin kollarına attığını savunan Merz, Merkel’in liderlikten çekilmesi sonrasnda, 2018’de Annegret Kramp-Karrenbauer’in kazandığı CDU genel başkanlık yarışını az bir farkla kaybetti. Bu yılın başında ise, Kramp-Karrenbauer’in istifasından sonra yapılan seçimde Armin Laschet karşısında tutunamayan Merz, üçüncü denemesinde nihayet hayal ettiği CDU liderlik koltuğuna oturmayı başardı.

Friedrich Merz, ülkede yaşayan göçmenler tarafından ilk kez 2000 yılında çok kültürlülüğü reddeden ve Alman kültürünün ülkedeki hakim kültür olması gerektiğini belirten açıklamalarıyla tanındı. Friedrich Merz, o dönemde yaptığı bir açıklamada, “Alman topraklarında şeriat hukukuna yer yoktur. Müslümanlar bizim geleneklerimizi, göreneklerimizi ve alışkanlıklarımızı kabullenmek zorundalar” derken, “Uzun süreli olarak burada yaşamak isteyen göçmenler, gelişen ‘özgürlükçü Alman öncü kültürü’ne ayak uydurmak mecburiyetindedir” görüşünü gündeme getirdi. Çok sayıda siyasi analizciye göre, Merz bu açıklamalarıyla Almanya’da Müslüman göçmenlere karşı bugüne dek süren önyargılı yaklaşımların başlangıcında önemli rol aldı.

Merz son yıllarda, Merkel’in ülkede yaşayan göçmenler konusundaki liberal tutumuna ve sığınmacılara yönelik "açık kapı" politikasına en ağır eleştirileri yönelten isim olarak gündemi belirlemeye devam ederken, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik perspektifinin bulunmadığını da savunuyor. Merz, konuyla ilgili değişik açıklamalarında, Türkiye ile ilişkiler konusunda İngiltere ile yapılan ticaret anlaşmasının belli ölçüde örnek alınabileceğini savundu.Merz, "Türkiye gibi ülkelere tam üye olmadan AB iç pazarına katılım imkanı sağlayacak, genişletilmiş bir Avrupa ekonomik bölgesinin" hayata geçirilebileceğini ifade ederken, sığınmacılara ev sahipliği yaptığı için Türkiye’ye daha çok mali yardım yapılmasından yana tavır takınmıştı.

XS
SM
MD
LG