Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la görüşmesiyle ilgili “Acilen birlikte bir şeyler yapmamız gerekiyor. Astana ve Soçi süreçleri son zamanlarda tamamen ortadan kalkmadı ama yara almaya ve önemini kaybetmeye başladı. Rejim, siyasi çözüme değil, askeri çözüme inanıyor, dizginlenmesi gerekiyor” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, bugün “Yeniden Asya” başlıklı toplantıda Türkiye’nin Asya’ya yönelik politikasıyla ilgili misyon temsilcilerine yönelik konuşmasının ardından soruları yanıtladı. Türkiye’nin dün akşam itibariyle biri sivil, 7’si Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu 8 can kaybı verdiğini anımsatan Çavuşoğlu, dün Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un da Türkiye’nin İdlib bölgesine gönderdiği takviye güç konusunda bilgilendirme yapmadığını söylerken kendisiyle çeliştiğini söyledi.
Lavrov’un bir taraftan da sahada Rus ve Türk askerleri arasında temas olduğunu söylediğini açıklayan Çavuşoğlu, Beşar Esat rejimini sert ifadelerle hedef alırken Rusya’ya yönelik ise beklentilerini ifade etti.
Çavuşoğlu, Rus mevkidaşıyla İdlib’de TSK’ya yönelik saldırıyla ilgili yaptığı görüşmeye ilişkin Türkiye’nin Rusya’dan beklentilerini, “Rejimin (Şam) saldırganlığı, arsızlığı artıyor. Bunu dengelemek, durdurmak için yine bugüne kadar olduğu gibi; Astana ve Soçi sürecinde olduğu gibi özellikle komşumuz Rusya ile bu çatışmaları durdurmak için çaba sarf ediyoruz. Burada tabii ki Rusya'ya da önemli görevler düşüyor. Bir an önce kalıcı bir ateşkes ve anayasa komisyonu ile beraber de siyasi sürece ivme kazandırmak istiyoruz. Ama bize yönelik saldırıları da tolere etmemiz mümkün değil. Çok fazla zayiat verdiler. Karşılığını verdik, bundan sonra da karşılığını vereceğiz” sözleriyle dile getirdi.
Rejimin Türkiye’nin İdlib bölgesindeki gözlem noktalarına taciz atışları yaptığını, bunun devam etmesi halinde karşılık verileceğini söyleyen Çavuşoğlu, “Bir an önce bu anlamda da rejimi durdurmaları gerektiğini mevkidaşım Sergey Lavrov’a söyledim” dedi.
Çavuşoğlu, “Astana ve Soçi süreçleri son zamanlarda tamamen ortadan kalkmadı ama yara almaya ve önemini kaybetmeye başladı. (Rusya'nın) 'Rejimi tam kontrol edemiyoruz' bahanelerini doğru bulmuyoruz. Bu diyaloğumuzun amacı da Rusya ile beraber tekrar sükuneti sağlamak. Rejim, siyasi çözüme değil, askeri çözüme inanıyor, dizginlenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu Rusya’nın bilgilendirme yapılmadığı iddiasının kendiyle çeliştiğini şu sözlerle vurguladı: “Her zaman bilgilendirme yapılıyor. Dün Lavrov’un kendisi de söyledi. Bir taraftan kendi askerleri bizim askerlerimizin bildirimde bulunmadığını iddia ettiğini söylerken, diğer taraftan sahada askerlerin ve istihbaratlarımızın adeta online şeklinde temas halinde olduğunu kendisi de söylüyor. Dolayısıyla böyle bir bildirimde bulunmamak mümkün değil.”
Çavuşoğlu: "Bir bahaneyle İdlib’e saldıracaklarını bekliyorduk"
Türkiye’nin sahadaki gözlem noktalarıyla ateşkes ihlallerini gözlemlemeyi amaçladığını hatırlatan Çavuşoğlu, “Şimdi gözlem noktalarımıza taciz atışları olunca, buraları güçlendirmek de bizim görevimiz. Dünkü yola giden, gönderilen askerlerimizin de amacı bu gözlem noktalarımızı biraz daha güçlendirmek ve bu saldırılara karşı, herhangi bir saldırı olursa, gerekli tedbirleri almaktı. Bunu da yapmak, bizim en doğal hakkımız. Aynı şekilde, bizim gözlem noktalarımızın ötesinde de Rusya’nın gözlem noktaları vardı. Sahada bu ihlaller rapor ediliyor ama bunun bir faydası yok şimdi. Rejim sürekli 'orada teröristler var’ diyerek, bu bahaneyle, ki biz bunu bekliyorduk, daha önce de defalarca söylemiştik, böyle bir bahaneyle İdlib’i almak için saldıracaklarını bekliyorduk” diye konuştu.
Türkiye’nin ateşkes çerçevesinde yerinden edilmiş insanları evlerine döndürmeyi hedeflediğini kaydeden Çavuşoğlu, rejim askeri çözüme inanırken siyasi çözüm amaçlı Astana ve Soçi süreçlerine zarar verildiğini belirterek, “Bizim amacımız şu anda Ruslarla olan temasımızın, değişik düzeylerde askerlerin temasları var, istihbaratımızın temasları var, Cumhurbaşkanımız aynı şekilde Putin ile çok sayıda görüşmeler yaptı. Tüm bu temaslardaki amacımız Astana ve Soçi süreçlerini canlı tutmak, daha da güçlendirerek siyasi çözüme gitmek” dedi.
ABD ve AB’ye yerinden edilmiş kişiler ile ilgili çağrı
Çavuşoğlu, İdlib konusunda ABD’nin destek açıklamasının yanı sıra Avrupa Birliği’nden de destek açıklaması geldiğini ancak bugüne kadar yerinden edinilmiş kişilerle Almanya dışında ilgilenen ülke olmadığını belirtti. Çavuşoğlu, “Gerek ABD, gerek koalisyon, gerekse Batı dünyası insani konularda hassas olan, Suriye'de siyasi istikrarı isteyen herkesin ateşkesin sağlanmasında ve orada evlerini terk edip zor şartlar altında yaşayan insanlara yardımların ulaştırılmasında sadece sözle değil icraatla da destek vermesi gerekir” dedi.
Türkiye’nin göç dalgasına karşı gerekli tedbirleri alacağını vurgulayan Çavuşoğlu, “İnsani dramı durdurmak bizim sorumluluğumuzda. İlave 2 milyon insan daha gelirse bu bizim için de çok büyük bir sorun olacak. Bu sorunu kaynağında çözmek için atılması gereken ne adım varsa, alınması gereken ne tedbir varsa bu konuda tereddüt etmeyeceğimizi başkomutan olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan açıkladı. Benim de vurgulamak istediğim buydu” diye konuştu.
Çavuşoğlu: "ABD’nin işgal ve ilhak planını İİT olarak reddettik"
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) dün Cidde’de Filistin konusundaki toplantısıyla ilgili “ABD'nin sözde barış dediği bu işgal ve ilhak planını biz de İslam alemi olarak İİT olarak reddettik” açıklaması yaptı.
Çavuşoğlu, Çin kaynaklı Corona virüsü salgınıyla ilgili ise toplantıdaki konuşmasında, Çinli mevkidaşı Vang Yi ile görüşerek dayanışma mesajlarını ilettiğini belirterek, “Türkiye Vuhan'a sağlık malzemeleri götüren ender ülkelerden biri oldu. Hiçbir Çin vatandaşının mağdur edilmesini istemeyiz ve Türkiye'ye ziyarette bulunan Çin vatandaşlarının da güvenli bir şekilde ülkelerine dönmeleri için birlikte çalışacağız ve gereken adımları atacağız. Aynı zamanda Çin ihtiyaç duyduğu sürece ilave tıbbi yardımlarımızı yine ulaştıracağız” ifadesini kullandı.
