Başkan Trump’ın dış politikasının son günlerde en çok konuşulan girişimi Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un’la Singapur’da yaptığı zirve oldu. Bu görüşme bir ilkti ve Trump sık sık Amerika’nın Kuzey Kore’yle yepyeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu tekrarladı. ‘Yeni bir tarih yazıyoruz’ dedi, zirvenin başarılı geçtiğini, verimli olduğunu söyledi. Peki iki ülkenin aralarındaki yumuşamayı ilerletmesi mümkün mü?
Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi CSIS Türkiye Programı Direktörü Bülent Alirıza, bunun zor olduğunu söylüyor:
“Trump her zamanki gibi abarttı diyebilirim. Her zaman, her görüşmenin ne kadar başarılı olduğunu, attığı her adımın ne kadar olumlu olduğunu, ABD halkına gelecek avantajların ne kadar büyük olduğunu devamlı zaten söylüyor. Şimdi de dünya barışıyna büyük bir katkıda bulunduğunu iddia ediyor. Tabii ki daha önce ciddi bir gerginlik olmuştu. Bu gerginliğin kaynağı her ne kadar Kuzey Kore’nin geliştirdiği nükleer füze programı olsa da, Trump’ın bunun bir savaşa doğru gidebileceğini söylemesi, bizzat Kuzey Kore liderini hedef alan açıklamaları bir gerginlik havası yaratmıştı. Dünyada acaba bir savaşa doğru mu gidiyoruz diye bir korku oluşmuştu. Onu ortadan bir dereceye kadar kaldıran bir adımın atılmasını mutlaka bir pozitif gelişme olarak görmek gerekiyor fakat onun ötesinde gerginliğin sebebi olan Kuzey Kore’nin nükleer programı ve ABD’nin temel hedefi olan bu programın tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik somut bir adım atılmadığı için önümüzdeki dönemin kolay geçmeyeceğini söylemek gerekiyor. Bir de zaten Kuzey Kore açısından büyük bir kazanım var. O da ne, ABD lideriyle Kuzey Kore lideri yan yana, baş başa bir görüşme yapmışlar ve Kuzey Kore’nin kendini meşru gösterme çabası varsa, ki var, Trump’ın da yardımcı olduğunu söylemek mümkün. Pek bir şey vermeden çok şey kazandı Kuzey Kore diyebiliriz.”
‘Aşırı iyimserliğe gerek yok’
Zirvenin öncelikli konusu, Kuzey Kore’nin nükleer silahlardan arındırılması, nükleer programından tümüyle vazgeçmesini sağlamaktı. Zirvede imzalanan anlaşmayla bu sonuç elde edilebilir mi? Kore yarımadasında yepyeni bir dönem başlayabilir mi? Aşırı iyimserlik mi olur bunun gerçekleşeceğini düşünmek? CSIS Türkiye Programı Direktörü Bülent Alirıza ‘evet’ diyor, ‘aşırı iyimserlik’ olur:
“Daha önce de birkaç kez ve özellikle de 2005’te Kuzey Kore’ çok daha ileri bir taahhütte bulunmuştu. Burada bunun uygulanması önemli. Önemli olan bundan sonra bunun nasıl uygulanacağı, bununla ilgili olarak somut adımların nasıl ve ne zaman atılacağı ve bunun yapılmaması durumunda ne gibi tedbirler alınacağı. Fakat Trump her zaman olduğu gibi diplomasiyi pek ciddiye almayan bir lider, zaten çok hazırlanmam gerekmiyor diyordu bu tür önemli görüşmelere, genellikle önemli bir hazırlıktan sonra böyle bir görüşmeye gidilir. Halbuki burada sonuçları çok cılız olan bir zirve yapıldı, bundan sonra da Pompeo ve Kuzey Koreli yetkililer somut sonuçlar için çalışacaklar ama bu konuda çok umutlu olduğumu söyleyemem.”
‘Yaptırımlar kolay kolay kalkmaz’
Kuzey Kore’nin nükleer programının sona erdirilmesi uzun bir süreç olacak büyük olasılıkla. Amerika’yla Kuzey Kore heyetleri arasında görüşmeler devam edecek . Peki Kuzey Kore’ye uygulanan yaptırımların yakın bir gelecekte kaldırılması sözkonusu olabilir mi? Bülent Alirıza’ya göre, anlaşmanın uygulanması ve denetlenmesi gerçekleşmeden yaptırımların kaldırılması mümkün görünmüyor.
Kongre de başka birçok konuda olduğu gibi bu konuda da bölünmüş görünüyor. Cumhuriyetçiler Trump-Kim zirvesini olumlu karşılarken, Demokratlar ve bazı Cumhuriyetçiler insan hakları konusunun zirvede gözardı edilmesini eleştiriyor. Kuzey Kore’ye karşılıksız birçok ödün verildiğini düşünüyor. Bülent Alirıza da buna katılıyor.
Amerikalı öğrenci Otto Warmbier Kuzey Kore’de işkence görmüş ve koma halinde Amerika’ya getirildikten sonra hayatını kaybetmişti. Trump zirveden sonraki basın toplantısında bu öğrenciye de değindi ve bu barış girişimini başlatmasında onun da büyük rolü olduğunu söyledi. Buarada Kuzey Kore’den kaçmak zorunda kalan insan hakları savunucuları var, onlar Trump’ın Kuzey Kore liderini ‘halkını çok seven bir lider’ olarak tanımlamasına tepkili. CSIS uzmanı Bülent Alirıza bu eleştirileri haklı buluyor.
‘Güney Kore’nin işi zor’
Güney Kore Cumhurbaşkanı Moon Jae-in, Kuzey Kore-ABD zirvesinin gerçekleşmesi için mekik diplomasisi uyguladı. Birçokları Moon’un bu çabalarını överken, muhafazakar çevreler Kuzey Kore’ye ödün vermek olarak gördükleri bu rolü sorguluyor. Bülent Alirıza burada Güney Kore’nin durumunun hiç de kolay olmadığına dikkat çekiyor.
‘Yoğun bir ticari savaşa doğru gidildiğini göreceğiz’
Trump’ın siyaset ve ticaretle ilgili açıklamaları çok tartışılıyor. Gergin geçen G7 zirvesinde Trump zirve bildirisini imzalamadı, gümrük vergilerini arttırma konusunda kararlı olduğunu gösterdi. Buarada ABD-Kuzey Kore zirvesine Çin’den destek geldi. Zirvenin hemen ardından Trump, Çin’e vergileri daha da arttırma kararını açıkladı. Trump’ın bu kararı Çin ve Kanada’yla ticari ilişkileri nasıl etkiler? Bülent Alirıza’ya göre, zirvenin Çin’in desteğiyle gerçekleşmesine rağmen, Trump Çin’e de Avrupa Birliği’ne olduğu gibi sert bir tutum izlemeye kararlı. Hemen zirveden sonra Çin’e vergileri daha da arttırma kararı açıklaması da bunu gösteriyor. Bülent Alirıza, “Çin çok önemli bir sorun ABD için. Önümüzdeki dönemde daha da yoğun bir ticari savaşa doğru gidildiğini göreceğiz” diyor.