İzmir’in Sasalı’da kurulu Doğal Yaşam Parkı 130’dan fazla türden 1500 hayvana ev sahipliği yapıyor. 425 dönümlük arazide farklı habitatlara özgü hayvanlar, adeta bebek gibi bakılıyor. Özel diyetler uygulanan, düzenli sağlık kontrolleri ve bakımları yapılan hayvanlar, vahşi doğadaki benzerlerinden daha uzun yaşıyor.
İzmir Doğal Yaşam Parkı, 1937 yılında Kültürpark’ta açılan Türkiye’nin ilk hayvanat bahçesinin devamı. Fakat Sasalı’da bir hayvanat bahçesi olarak değil, doğal yaşam parkı olarak hizmet veriyor. Farklı hayvan türleri için kendi doğal ortamlarına uygun alanlar oluşturulmuş. Örneğin su kuşları, kuğular, ördekler 8450 m2 büyüklüğündeki gölette yaşıyor. Zürafalar, zebralar, su aygırları, deve kuşları 18 dönümlük Afrika savanında hayatlarını sürdürüyor. Tropik bölgelere özgü hayvanlar, tamamı kapalı olan, özel nemlendirme ve ısıtma sağlanan merkezde barınıyor.
Her hayvana özel diyet
Yaşam alanları doğalarına uygun. Beslenmeleri ise, doğadakinden farklı olarak garanti altında. Üstelik mevsim ve sağlık koşullarını gözeten bir diyet uygulanıyor. Kaplanların bakıcısı İlker Dicle, bir gün kırmızı, bir gün de beyaz et verdiklerini söylüyor. Yaz aylarında sıcak hava nedeniyle iştahı azalan hayvanlara serinletilmiş yiyecekler veriliyor. Kışın enerjilerini arttıracak bir diyet uygulanıyor.
Düzenli olarak sağlık kontrolleri yapılan hayvanlar, koruyucu hekimlik uygulaması sayesinde hastalıklara da daha az yakalanıyor. Ayak ve tırnak bakımları da yapılan hayvanlar, doğal ortamdaki türdeşlerine kıyasla daha uzun yaşıyor.
Hayvanlar diğer parklardan geliyor
İzmir Doğal Yaşam Parkı, Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumları Birliği’ne (EAZA) üye. Bu üyelik hem yeni hayvan türlerinin parka kazandırılmasında, hem hayvan bakımında uluslararası standartların uygulanmasında, hem de bakıcıların eğitiminde önemli bir rol oynuyor. Parktaki hayvanların önemli bir kısmının kökeni Kültürpark’taki hayvanat bahçesi olsa da, yeni konukların çoğu, Avrupa’daki farklı hayvanat bahçelerinden gelmiş. Aynı şekilde İzmir Doğal Yaşam Parkı da, başka parklara hayvan gönderiyor.
Bakıcılar da kendi alanında eğitim görmüş insanlardan oluşuyor. Halen parktaki fillere bakan Çevikcan Yüksek, veteriner sağlık teknikeri. Yüksek, “Bir dönem develere, keçilere, ceylanlara, atlara baktım. Bu mesleğin içinde olmayı çok istiyordum. Artık onlar bize alıştı biz onlara alıştık” diyor.
Sadece İzmirlilerin değil, İzmir dışından gelenlerin de büyük ilgi gösterdiği parkta, ziyaretçi sayısı kimi günler 15 bini aşıyor. Bakıcıların ziyaretçilerden tek isteği ise, hayvanların bulunduğu alanlara yabancı madde atılmaması.