Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan haftasonu yayınlanan son kararnamesiyle Pamukkale Üniversitesi, Bilim Üniversitesi, Beykoz Üniversitesi ve Çağ Üniversitesi ile birlikte Boğaziçi Üniversitesi’ne de yeni rektör ataması yaptı.
Ancak Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan rektörün halihazırda Haliç Üniversitesi’nin rektörü olması, yüksek lisans derecesi ve doktorasını Boğaziçi Üniversitesi’nde yapmakla birlikte öğretim üyesi olmaması akademisyen, öğrenci ve mezunların tepkisini çekti.
Öğrencilerin sosyal medyada başlattığı protesto bugün sokağa taşındı.
Boğaziçi Üniversitesi’nin güney kampüsü kapısının önünde toplanan yaklaşık üç bin öğrenci kuzey kampüs kapısına kadar yürüdü. Daha sonra da kampüs içinde eylem devam etti.
Boğaziçi Dayanışması: ‘‘Boğaziçi öğrencileri olarak bu atamayı kabul etmiyoruz’’
Kendilerine Boğaziçi Dayanışması adı veren Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, üniversiteye dışarıdan yeni rektör atanmasını protesto etti. Eyleme ODTÜ, Marmara Üniversitesi, İTÜ, YTÜ ve İstanbul Üniversitesi’nden öğrenciler de destek verdi.
Boğaziçi Dayanışması adına yapılan açıklamada, ‘‘2016 yılında yapıldığı gibi yine bir gece yarısı üniversitemize bir rektör atması ile karşı karşıyayız. Üniversitemizdeki demokrasi anlayışı 2016 yılına kadar sürüyor, rektörler seçimle belirleniyordu. Ondan sonra kayyumlar tek elden antidemokratik bir şekilde atanmıştır. Üniversitelerde karar alma yetkisinin seçilmiş yönetici ve kurullarda olması akademik özerklik için şarttır. Rektör, dekan, enstitü müdürü, yüksekokul müdürü, bölüm başkanı gibi yöneticiler atama ile değil seçimle belirlenmelidir. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri olarak bu atamayı kabul etmiyoruz ve vazgeçmiyoruz’’ denildi.
Altıok: ‘‘Demokratik olmayan tepeden kayyum atamalarını kabul etmiyoruz’’
Eyleme katılan Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğrencisi İlayda Altıok, Boğaziçi’ne dışarıdan bir ismin atanmasına tepki gösterirken Prof. Melih Bulu’nun rektör olarak ilk mesajında üniversitenin ticarileşeceğine dikkat çekmesini de eleştirdi.
Altıok, ‘‘Üniversitelerin birincil amacı bilim yapmak olmalı. İşletme ve ticari bir üniversite zaten düşünülemez. Böyle bir şey olursa bu ülkede bilim nasıl gelişecek? Asıl yapılması gereken şey TÜBİTAK burslarıyla bilimin desteklenmesi olmalı. Kesinlikle bu demokratik olmayan tepeden kayyum atamalarını kabul etmiyoruz. Bu Türkiye Cumhuriyeti için büyük bir ayıp bence ve kısa sürede geri adım atılmasını istiyoruz’’ dedi.
‘‘Hiçbir üniversite ya da hiçbir yere kayyum atanmaması lazım’’
Fizik Bölümü’nden Batuhan Yılmazer, üniversitenin içinden seçimle gelen bir rektör istediklerini, dışarıdan gelen bir rektörün eğitim, kulüpler ve üniversitedeki sosyal yaşam üzerinde belirsizlik yaratacağını belirtirken Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nden Yağmur Es, rektörün okula geldiği gün okul çevresini polislerin sarmasının endişelerinde haklı olduklarının bir göstergesi olduğunu ifade etti: ‘‘Hiçbir üniversite ya da hiçbir yere kayyum atanmaması lazım. 15 Temmuz’u demokrasi bayramı olarak kutluyorsak demokrasiye uygun şekilde davranmalıyız. Ya da rejimin ne olduğunu söyleyip devam etmek gerek’’ diyen Fizik Bölümü öğrencisi Doğu Demirtaş, Boğaziçi hakkındaki ‘elitist’ eleştirilerini ‘‘Biz buraya sınavla geliyoruz. Hiçbirimiz atamayla gelmiyoruz. Türkiye’nin hatta dünyanın en ücra yerinde sınava giren biri kazanıp buraya geliyor. Herkes kendini ispatlıyor. Hocalarımız da öyle. Elitizm tartışması baştan saçma bir şey’’ sözleriyle reddetti.
Prof. Bulu: ‘‘Asıl işimiz olan bilimsel üretimden uzaklaştıracak her türlü girişime birlikte karşı gelmeliyiz’’
Boğaziçi Üniversitesi rektörü olarak tanınan Profesör Bolu sosyal medya üzerinden verdiği ilk mesajında Boğaziçi’nin dünyadaki yeri, inovasyon ekosistemi, girişimcilik, sektörle işbirliği başlıklarının ana gündemi olduğunu altını çizdi.
Profesör Bulu, ‘‘Bana her zaman sanal ortamda ya da kampüste ulaşabilirsiniz. Sorunların, şeffaf bir şekilde konuşularak çözülebileceğine inanan bir yönetim tarzım vardır. Birlikte konuşularak en doğruya ulaşıldığını sayısız kere tecrübe etmişliğim vardır. Bununla birlikte Boğaziçi'nin taraf olmadığı problemlere malzeme yapılması en çok Boğaziçi’ne zarar verir. Unutmayalım ki, hepimiz aynı gemideyiz. O sebeple üniversite olarak bizi asıl işimiz olan bilimsel üretimden uzaklaştıracak her türlü girişime de birlikte karşı gelmemiz gerekir diye düşünüyorum” dedi.
Boğaziçili akademisyenler: ‘‘Karar alma yetkisinin demokratik yöntemlerle seçilmiş kurullarda ve yöneticilerde olmalı’’
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri ise bir açıklama yayınlayarak üniversitelerde demokratik sistemin önemine işaret etti.
Açıklamada, ‘‘Üniversitelerin herhangi bir kişi ya da kuruluşun etki veya baskısına maruz kalmaması ve siyaset aracı olarak kullanılmaması, bilimsel ve toplumsal gelişim açısından vazgeçilmezdir. Üniversitelerde karar alma yetkisinin demokratik yöntemlerle seçilmiş kurullarda ve akademik yöneticilerde olması özerklik için şarttır. Rektör, dekan, enstitü müdürü, yüksekokul müdürü, bölüm başkanı gibi akademik yöneticiler atamayla değil seçimle belirlenmelidir. Üniversitelerin, özerk anayasal kurumlar olarak, akademik programlarını ve araştırma politikalarını öğretim elemanlarınca ve/veya üniversite kurullarınca kararlaştırılarak belirlemesi, bilimsel özgürlüğün ve yaratıcılığın şartlarındandır” dendi.
BÜMED: ‘‘Üniversitemizin ilkeleri, düşünce özgürlüğü ve seçim iradesine yapılan müdahaleleri kabul etmiyoruz’’
Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED) de dışarıdan atamaya karşı çıktı.
BÜMED’den yapılana açıklamada ‘‘Boğaziçi Üniversitesi’nin sahip olduğu özgürlükçü ve çoğulcu değerlerin ancak demokratik seçim yöntemi ile korunması ilkesinden vazgeçmeyerek, Türkiye’deki tüm üniversitelerde en kısa zamanda paydaşların sürece dahil edildiği demokratik seçim sistemine geçilmesini savunuyoruz. Boğaziçi Üniversitesi geleneğinin korunarak yarınlara aktarılması için yapılan tüm uygulamaların bilim odaklı olmasının takipçisiyiz. Üniversitemizin ilkeleri, düşünce özgürlüğü ve seçim iradesine yapılan müdahaleleri kabul etmiyoruz. BÜMED olarak; öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin ve idari kadromuzun yanında olmaya devam edeceğiz’’ ifadelerine yer verildi.
